Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Ermeni tasarısı nedeniyle yaşanan krizin Ermenistan’a zarar vereceğini ifade ederek Türkiye’de yaşayan 100 bin Ermeni’nin sınırdışı edilebileceğini söyledi. Milliyet'in haberine göre; Erdoğan, “Benim ülkemde, 170 bin Ermeni var; bunların 70 bini benim vatandaşımdır. Ama 100 binini biz ülkemizde şu anda idare ediyoruz. E ne yapacağım ben yarın, gerekirse bu yüz binine hadi siz de memleketinize diyeceğim; bunu yapacağım. Niye? Benim vatandaşım değil bunlar... Ülkemde de tutmak zorunda değilim” diye konuştu.
Erdoğan’ın BBC muhabirinin sorularına verdiği yanıtlar şöyle:
Ermeni tasarısı nedeniyle Türk dış politikasının sıkıştığı eleştirisine katılıyor musunuz? Türkiye komşularıyla sıfır sorun politikası izliyor ama dünyanın geri kalanıyla kavgalı bir ülke tablosuna mı geliyor?
Biz tabii sıfır sorun politikamızı kararlı bir şekilde sürdürüyoruz, sürdüreceğiz. Ama biz elimizi uzatırken karşımızdaki elini yumruk haline getiriyorsa bizim yapacak bir şeyimiz olmaz. Ama biz her zaman elimizi barış için uzatacağız, sevgi için uzatacağız, yeter ki karşımızdaki eller yumruk haline gelmesin.
Türk dış politikası sıkıştı mı sizce Ermeni tasarısı konusunda?
Şu anda böyle bir şey problem söz konusu değil. Ermenistan’la ilgili gelişmelerde de sıkıntı bizim değil, sorun bizim değil, aslında Ermenistan’ındır...Ve şu anda Ermenistan’ın çok önemli bir kararı vermesi lazım. O da diasporanın ipoteğinden Ermenistan’ın kurtulması lazım. Eğer Ermenistan’ı seven ülkeler varsa, başta Amerika, Fransa, Rusya olmak üzere, bir defa Ermenistan’ı bu diasporanın ipoteğinden kurtarmaları gerekir.
Peki Ermeni tasarısının başka ülkelerin parlamentosunda kabul edilmesi konusunda ne diyorsunuz?
Bunların hiçbirisi bizi ilgilendirmez. Bunların hiçbirisinin Ermenistan-Türkiye arasında bir yeri yok. Bunlar kendi kendilerine rol çalıyorlar. Bu ülkelerin Ermenistan ile ne alakası var, bunlara kim bu görevi verdi? Nereden çıkarıyorlar bu görevi? Burada eğer taraf ülke varsa bu Türkiye Ermenistan’dır- eğer taraf ülke varsa... Bunlar almış oldukları bu kararla şov yapıyorlar... Ve Ermenistan halkına da zarar veriyorlar... Bir şey eğer olacaksa da çıkmaza giriyor...
Bakın benim ülkemde, 170 bin Ermeni var; bunların 70 bini benim vatandaşımdır. Ama 100 binini biz ülkemizde şu anda idare ediyoruz. E ne yapacağım ben yarın, gerekirse bu yüz binine hadi siz de memleketinize diyeceğim; bunu yapacağım. Niye? Benim vatandaşım değil bunlar... Ülkemde de tutmak zorunda değilim. Yani şu anda bizim bu samimi yaklaşımlarımızı bunlar bu tavırlarıyla ne yazık ki olumsuz istikamette etkiliyorlar, bunların farkında değiller.
Ermeni tasarısı nedeniyle ABD ile yaşanan gerginlik Ortadoğu’da oynamak istediği rolü gölgeleyebilir mi?
Biz elimizden geleni yaparız. Yani her şeyi sonuna kadar götürmek, neticelendirmek, rol çalmak - bizim böyle bir görevimiz yok. Biz iyi niyetle bir şeyler yapmanın gayreti içerisindeyiz... Bölgede, ikili, tüm bunlarda biz acaba dünya barışına nasıl katkıda bulunabiliriz? Hep bunun gayreti içerisindeyiz.
Ermenistan ile olan ilişkilerde de bugüne kadar hep bu yaklaşım içinde olduk, bu anlayış içerisinde olduk, ama bazıları herhalde bizi anlamak istemiyorlar. E bu da bizi üzüyor tabii..
Bu durumda Türkiye’nin Orta- doğu’da daha geniş bir rol oynama isteği zarar görebilir mi?
Bu bizim isteğimizdir, burada illa olsun diye de bir gayretimiz yok. Şu anda bizim örneğin Irak ile yaptığımız anlaşmalar var; 48 anlaşma yapmışız. Suriye ile 51 anlaşma yapmışız. Suriye bizimle bu anlaşmaları yaparken, ülkesindeki Ermenilerden dolayı ben bu anlaşmayı yapmıyorum dememiştir. Niye? Bize inanmıştır, biz de Suriye’ye inanmışızdır...
Arabuluculuk anlamında mı söylüyorsunuz yani olmazsa...
Arabuluculuk noktasında zaten Suriye’nin bize karşı olan yaklaşımı çok farklı... Yani şurada bir şeyi çok açık net ortaya koymamız lazım. Özellikle İran Irak Suriye bu bölgede, tabii Ermenilerin de yerleştiğini bilmemiz lazım. Yoğun şekilde mesela İran’da Ermeni var... Aynı şekilde Suriye’de Ermeniler var. Ama bizim bu ülkelerle bu görüşmelerimizi hiçbir zaman engellememiştir...
Bizim ülkemizde 100 bin kadar vatandaşımız olmayan Ermeni’nin bizde yaşamasına çalışmasına müsaade ediyorsak, bu da bizim bir yaklaşım tarzımızdır... Ne denli barışa yönelik bir yaklaşım tarzı içerisinde olduğumuzu göstermesi bakımından önemlidir ama bunun karşılığını da bizim görmemiz lazım...
Eğer biz bunun karşılığını göremezsek herhalde biz de başımızın çaresine bakacağız.
Biraz önce o kişilerin sınır dışı edilmesi...
Gerekirse...
Sınırdışı ederiz diyorsunuz...
Ama tabii dünden bugüne değil...
‘Ahmedinecad’ı uyardım’
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, İran hakkındaki bir soru üzerine de, Ahmedinecad’ı Ortadoğu’da bir nükleer anlaşmazlığın riskleri konusunda uyardığını belirterek, “Ben ona (Ahmedinecad’a) bölgede nükleer silah istemediğimi söyledim ve Ahmedinecad da bana kendilerinin nükleer silah geliştirme niyetinde olmadıklarını söyledi.” dedi.
Fransız Basın Ajansı (AFP) Başbakan Erdoğan’ın BBC’ye “100 bin Ermeni’yi sınır dışı ederiz” şeklindeki açıklamasını, “Türk Başbakanı Ermeni çalışanlarını sınır dışı etmekle tehdit etti” başlığıyla verdi.
Daha önce de ‘göz yumuyoruz’ demişti
Başbakan Erdoğan, geçtiğimiz ocak ayında da TRT-1’de yayınlanan “Enine Boyuna” programında kaçak Ermeniler konusunu gündeme getirmişti. Kendisini ziyaret eden İstanbul’daki Ermeni vatandaşlardan bir temsili grupla yaptığı görüşmeye değinerek şöyle konuşmuştu:
“Türkiye’de 170 bin civarında Ermeni var. Bu Ermenilerin yaklaşık 70 bini vatandaşımız, diğerleri kaçak olarak bulunuyor. Biz bunlara göz yumuyoruz. Çünkü böyle bir gerilimi istemiyoruz. Demek ki bir dertleri, sıkıntıları var, ülkemize gelmişler. Kendileriyle de bunu konuştuk. Bizden bazı farklı ricaları oldu. Bizim asla yasal bir zemine sağlam olarak oturmadıktan sonra bu işi kabullenmemiz söz konusu değil. Bu kadar kaçak Ermeni vatandaşını burada kabul ediyoruz. Ama bunları kimse dile ve gündeme getirmiyor.”
Çoğu, çalıştığı evde yatılı olarak kalıyor
Ermenistan’daki Avrasya İşbirliği Vakfı tarafından 2006 ile 2009 yılları arasında Ermenistan’dan Türkiye’ye çalışmaya gelen yaklaşık 200 Ermeni göçmen üzerinde yapılan araştırmanın sonuçlarına göre Türkiye’de sanıldığı gibi 100 bin değil, yaklaşık 10 bin Ermeni göçmen bulunuyor.Yaklaşık bir ay önce açıklanan “Identifying the state of Armenian migrants in Turkey” başlıklı araştırmada, Türkiye’de yüzde 96’sı kadın olan göçmenlerden yüzde 93’ü kaçak çalışıyor, yüzde 3’ü düzenli aralıklarla vizesini yeniliyor, yüzde 4’ü ise Türk vatandaşlarıyla evli olarak ülkede kalıyor.
Türkiye’de genellikle ev temizlik işlerine giden veya çocuk bakan Ermeni göçmenler ayda yaklaşık olarak 100 ila 600 dolar kazanıyorlar. Türkiye’yi seçmelerinin en önemli nedeni ise hem yakın hem de ucuza gidilmesi. 15 dolar vizeyle ve 80 dolar otobüsle İstanbul, Trabzon veya Antalya’ya giden Ermeni kadınlar, daha çok Ermeni aileleri tercih ediyor. Araştırma sonuçlarına göre, kadınlar kendilerini çoğunlukla boşanmış olarak gösteriyorlar.
Ancak ankete katılan kadınlar, en büyük sorunlarının kimlik olduğunun altını çiziyor. Ermeni olduklarını söylemekten çekindiklerini dile getiren kadınlardan biri, “Hırant Dink’in öldürülmesinden sonra gerçekten büyük korku yaşadık. İstanbul’da biz de öldürülmekten korktuk” görüşlerini aktardı. Çoğunluğu çalıştıkları evlerde yatılı kalan Ermeni göçmenlerin en şikâyetçi oldukları konu ise Türkiye’deki Ermenilerin kendilerine olan davranış şekli. Araştırmada yer alan Ermeni göçmenlerden bazılarının ifadeleri şu şekilde:
A.B. (46): “Buradaki Ermeniler bize tepeden bakıyorlar ama onların evinde televizyon yokken benim evimde vardı.”
A.S. (36): “Türkler daha saygılı, Ermeniler bizi suiistimal ediyor, sağolsunlar iş veriyorlar ama bu hediye değil, bizim alınterimiz.”