TBMM himayesinde, UNICEF işbirliğinde Emniyet Genel Müdürlüğünce organize edilen ve Swiss Otel’de üç gün süren 3. Risk Altında ve Korunması Gereken Çocuklar Uluslararası Sempozyumu tamamlandı.
Çocukların daha güvenli ve korunabilir bir dünyada yaşaması amacıyla düzenlenen sempozyumda, 40’a yakın ülkeden 600 katılımcının iştirakiyle ve 23 oturumda, 93 sözlü, 25 de poster bildirim sunuldu.
Her ülkede önemli bir sorun haline gelen “Çocukların Madde Bağımlılığı” sorununun ele alındığı sempozyumun sonuç bildirgesinde madde bağımlılığının yetişkinlerde olduğu kadar çocuklar arasında da giderek yaygınlaştığı vurgulandı.
Bildirgede, ayrıntılı sosyal savunmasızlık ve risk haritalarının oluşturulması, çocuk ve ergenlerde madde kullanma yaygınlığını yansıtacak sistematik bir veri toplama sistemi ve veri tabanının oluşturulması önerildi.
Aile bilinçlenmeli
Aile ortamında erken çocukluk dönemlerinden başlayarak çocuğun duygusal gelişiminin güçlendirilmesi gerektiğine işaret edilen bildiride, madde kullanıma karşı direncin gelişmesi ve çocukların sosyal becerilerine yönlendirilmesi konusunda ailenin bilinçlendirilmesinin son derece önemli olduğu vurgulandı.
Okullarda madde bağımlılığının önlenmesi konusunda ilgili kurum ve kuruluşların ortak anlayış içinde olması gerektiği belirtilen bildiride, gençlerin sigara ve alkole ulaşabilirliğinin önlenmesinin, bağımlılığa giden yolun kesilmesi bakımından üzerinde hassasiyetle durulması gereken önleyici bir hizmet olduğu kaydedildi.
Damgalayıcı tutum önlenmeli
Madde bağımlığının tedavisi ve rehabilitasyonunun önemine işaret edilen bildirgede, ancak öncelikle çocukların madde bağımlılığından korunmasının daha da önemli olduğu belirtildi. Madde bağımlılığı konusunda tüm kuruş, kuruluş ve kişilerin daha duyarlı davranması istenen bildirgede, özellikle yazılı ve görsel basında madde kullanımını özendirecek mesajlar verilmemesi ve toplumdaki önyargı ve damgalayıcı tutumun önlenmesi gerektiği belirtildi.
Ortak bir dil oluşturulmalı
ÇOCUKLARDA madde bağımlılığı sorunu ile başa çıkmak amacıyla sosyal politikaların üretilmesi ve yasal düzenlemelerin yapılması istenen bildirgede, madde bağımlılığıyla ilgili olarak şu önerilerde bulunuldu:
“Madde bağımlılığı ile mücadelede bilimsel bulgular esas alınmalı, kanıta dayalı olarak politika oluşturulmalı. Madde kullanımı ile mücadele konusunda ortak bir dilin oluşturulması önemlidir. Çocuklarda madde kullanımı ile ilgili kurumlar arasında eş güdüm sağlanmalı ve güçlendirilmeli. Madde kullanımı ile ilgili mevcut düzenlemeler ve protokoller etkin biçimde uygulanmalı. Suça sürüklenen çocukların adalet sistemine girişinden itibaren her aşamada ikincil mağduriyet yaşamamalarına özen gösterilmeli. Denetimli serbestlik ve tedbir kararları etkin, iyileştirici ve topluma bütünleştirici şekilde uygulanmalı.”