Batur’un konuşmasından bazı satır başları şöyle:
“İstanbul Boğazı, dünyanın incisi, bizim de en kıymetli ülke olarak varlıklarımızdan biridir. Dünyanın incisi İstanbul Boğazımızı hep birlikte korumak mecburiyetindeyiz.
Burasıyla alakalı 21’i itibarıyla Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığımızın İl Müdürlüğüne gelen bir ihbarlarla öncelikle burası malum 2960 sayılı kanuna göre Büyükşehir Belediyemizin Boğaziçi İmar Müdürlüğü’nün yetki sahasında olması hasebiyle 21 Ağustos’ta bize gelen ihbar üzerine hemen aynı gün İmar Müdürlüğüne bu ihbarla beraber yazımızı ilettik. İhbarın gereğinin yapılmasıyla alakalı da kendilerine de uyarı yazısında bulunduk.
Ertesi gün ekiplerimiz, 22 Ağustos’ta mevzu bahis alana intikal etti. Burada birtakım kaçak yapılaşmaların söz konusu olduğunu ve devam ettiğini ihbarda olduğu üzere gördüler ve tespit ettiler. Mühürleme işlemi yaptılar. Bu alanda 2 adet iskanlı bina ve bunların dışında da 5 farklı yapı tespiti yaptılar.
22 Ağustos akşamüzeri itibarıyla da büyükşehir belediyesinden bize burayla alakalı işlem yaptıklarını ileten yazı ulaştı. Netice itibarıyla 21 Ağustos, bize ihbarın geldiği andan itibaren aldığımız pozisyonla buradaki kaçak yapılaşmayı durdurduk, mühürlemeyi de yaptık. Süreç bu şekilde başlamış oldu.
Kamu kurumları hukuka en çok riayet etmesi gereken kurumlar. Netice itibarıyla bizim kamu kurumları olarak mevzuat neyi emrediyorsa onu yapmakla mükellefiyetimiz var. Suçluluk psikolojileriyle hareket edilerek bir noktaya da varılmaz.
Kamuoyunun 2 haftadır gündemi meşgul eden bu yeri bir an evvel hukuksal mevzuat çerçevesinde ilgilisiyle de birlikte ki yasal olarak da koordine görevimiz var bakanlık olarak bunu. Yıkım işlemlerini bugün itibarıyla koordine ederek başlattık.
Alanda toplam 7 parça yapı var. İskansız yapılarla alakaları zaten tamamının yıkımına dönük bugün işlem başlatmış olduk. Yıkım devam ediyor, bunun koordinesini yapıyoruz.”
Hibya Haber Ajansı