Soru: Ankara CER Atölyesi sahnesinin açılış konserine katıldım. Devlet Opera ve Balesi’nin daha önce de vermiş olduğu açık hava konserlerini izlemiştim. Bu kez Ankara’nın ve Başkent olması nedeniyle Türkiye’nin değerli bir eser kazanmış olmasından ayrıca mutlu oldum. Festivallerle ilgili yazınızı da okuduktan sonra bu olayı da sizinle paylaşmak, görüşlerinizi almak istedim.
Melis SEZER
Yanıt: Bizim de seçkin bir izleyici grubu ile izleme fırsatını bulduğumuz CER Atölyeleri (Ankara Kültür ve Sanat Merkezi) Sahnesinin açılış konseri gerçekten Ankara olarak özlediğimiz bir sahne gösterisiydi; uzun zaman aklımızda kalacağı kesin.
Değerli okurumuzun değindiği Ankara’nın ülkemizin temsilinde olan önemine katkıda bulunacak bir açıklamanın da Sayın Bakanımız tarafından o gece yapıldığını ve eski Hipodrom alanında dünya ölçüsünde bir müzeye kavuşacağımızı da sizlerle paylaşmak; yapılanların Ulus bölgesinin Cumhuriyet tarihimizdeki önemini yeniden kazanacağı şeklinde yorumladığımı belirtmek isterim.
Sayın Bakanın açılış konuşmasında da ifade ettiği ve kadirşinaslıkla paylaştığı gibi Kültür Bakanlığı’nın 10 yıldır emek verdiği bu projenin Bakanlık ve TÜRSAB işbirliği ile hayata geçirilmesi Bakanlığın TÜROFED ve diğer turizm meslek kuruluşları arasında özenle sürdürdüğü yakın çalışma arzusunun bir ifadesi olarak da önem taşımaktadır.
Geçen haftaki yazımızda belirttiğimiz gibi ATİD olarak Anadolu’nun ve Ankara’nın kültür ve sanatta sahip olduğu değerlerin uluslararası anlamda uzun vadeli projelerle dünyanın dikkatine sunulması yönündeki çalışmaları ön plana çıkarmak istiyoruz. Bu çalışmalar konaklama yanında bu konuda uzmanlaşmış seyahat acenteleri açısından da yeni bir iş imkánı olarak değerlendirilebilecek; Bakanlık, yerel yönetimler ve sektör arasında bütünleşmiş bir çalışma olarak gelişecektir. Bu arada Ankara İl Kültür ve Turizm Müdürlüğümüzün konserin mükemmel geçmesi için gösterdiği özenin gerçekten örnek alınması gerektiğini düşünüyoruz.
Konser sırasında izlediğimiz seçkin eserlerin bize verdiği coşkuyu artıran bir diğer husus da değerli solistlerimizin kendi bestecilerimizin eserlerini yorumlarken kattıkları değerdi. Yahya Kemal’in unutulmaz eserlerini dinlerken Zil, Şal ve Gül’ün de en az Granada kadar ilgi çekecek şekilde yorumlanabileceğini ve İspanya’daki tanıtım kampanyalarımızda kullanılabileceğini düşlündüm. ITB gibi önemli etkinliklere verdikleri desteklerle stantlarımıza olan ilgiyi artıran Devlet Opera ve Balesi Genel Müdürlüğü’nün Türkiye’nin tanıtımına bu yolla da çok önemli katkıları olacağına inanıyorum.
Kültür değerlerinin tanıtım etkinliklerinin özgün değerlerin bütünleşmiş bir anlayışla sunulmasında ve tanıtılmasında en etkili yöntem olduğu düşüncesi ile giysi ve takıların da bu anlamda tamamlayıcı bir unsur olarak kullanılması açısından Olgunlaşma Enstitülerinin de festival gösterilerde bu yönleri katkıları olacağına inanıyorum.
Sayın Bakan’ın müjdesini verdiği 30 Eylül ve 29 Ekim günlerinde Türkiye’nin her yerinden gelecek sanat ve kültür dostlarını bu güzel mekándaki açılışlara bekliyoruz. Acentelerimize ve otellerimize şimdiden Büyük Tiyatro (bakımda olursa Türk ocağı - Resim Heykel Müzesi), CSO ile birlikte oluşan bu sanat alanında tüm yıl sürecek etkinlikler için organizasyonlar yapabilecekleri konusunu hatırlatmak isterim.