Ancak COVID-19’da baş ağrısı, ateş, kas eklem ağrıları ve boğaz ağrısı ön planda. COVID-19 ile enfekte semptomatik hasta doktora ‘ben hastayım’ diye gelir, alerjik hasta kendini hasta hissetmez” açıklamasında bulundu.
COVID-19, asemptomatik, yani belirtisiz virüs taşıyıcılığının olası olduğu bir enfeksiyon olduğunu hatırlatan Anadolu Sağlık Merkezi Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Esra Sönmez, “Yani hasta hissetmezsiniz, en ufak bir şikâyetiniz yoktur ama COVID-19 taşıyor ve etrafa bulaştırıyor olabilirsiniz. Bu sebeple maske, mesafe ve hijyen kurallarına uyum çok önemlidir. Aşı olsanız bile enfekte olup virüs bulaştırma potansiyeliniz olduğunu lütfen unutmayalım” dedi.
Alerjinin, vücuda giren veya temas eden maddelere karşı bağışıklık sisteminin aşırı duyarlılık tepkisi olduğunu vurgulayan Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Esra Sönmez, “Başka bir deyişle alerji vücudun ‘yabancıya’ verdiği anormal yanıttır. Yapılan çalışmalarda alerjide genetik yatkınlığın önemli bir rolü olduğu gösterilmiştir. Ebeveynlerinde alerjik hastalık olan bireylerde daha fazla alerjik hastalık gelişebiliyor. Genetik faktörler kadar çevresel faktörler de alerji oluşumunda rol oynayabiliyor. Yoğun alerjen maruziyeti alerjik reaksiyonların daha sık ve şiddetli gözlenmesine neden olabiliyor” şeklinde konuştu.
Türkiye’de en çok görülen alerjiler ot-ağaç polenleri, ev tozu ve kedi-köpek tüyleri
Türkiye’de en çok görülen alerjilerin ev tozu akarları, ot/ağaç polenleri, kedi-köpek gibi hayvanların tüyleri, küf mantarları, deniz ürünleri ve yumurta gibi bazı gıdalar ve ilaçlar olduğunun altını çizen Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Esra Sönmez, “Alerjik reaksiyonlarda en sık gözlenen belirtiler deride kızarıklıklar, kabarıklıklar ve kaşıntı, burunda kaşıntı, akma, gözlerde kaşıntı sulanma ve kızarıklık, öksürük, nefes darlığı ve hırıltılı solunum. Alerjenler solunum yolu ile alındığında burun mukozasından itibaren tüm solunum yolunda yangısal bir reaksiyona sebep olur. Buna bağlı burun akıntısı, kaşınma ve hapşırma gibi belirtiler, bronşlarda kasılmaya bağlı hırıltı ve nefes darlığı gözlenir. Bazen kulaklarda kaşıntı ve gözlerde sulanma, batma ve kaşıntı da bu duruma eşlik edebilir” açıklamasında bulundu.
Solunum yoluyla alınan alerjenler akciğerleri etkiliyor
Akciğeri etkileyen alerjenlerin öncelikle solunum yoluyla alınan alerjenler olduğunu, ancak çalışmalarda besin alerjisinin de alerjik astımı tetikleyebildiğinin gösterildiğini vurgulayan Dr. Esra Sönmez, “Alerji, bağışıklık sisteminin yabancı bir etkene karşı abartılı reaksiyonu gibi düşünülebilir. Etkene maruziyetin ortadan kaldırılması tedavideki ilk basamaktır. Örneğin evde kediniz vardır, sizin de kedi ile temasla alevlenen semptomlarınız kedinin evden gönderilmesi ve evin detaylı temizliği sonrası yok olacaktır. Ama hava yoluyla alınan alerjenlerin birçoğuna maruziyet kaçınılmazdır, örneğin ot polenleri. İlkbahar geldiğinde havada uçuşan polenlerin yaratacağı şikayetleri tedavi etmek için bağışıklık sistemini regüle eden alerji ilaçları kullanmak gerekir. Alerjinin ağırlığına göre haplar, göz damlaları, inhaler ilaçlar kullanmak ve ağır durumda sistemik kortizon kullanmak zorunda kalınabilir” dedi.
Tüm aşılar gibi COVID – 19 aşıları da alerjiye yol açabilir
COVID-19 enfeksiyonunun ölümcül seyredebilen bir enfeksiyon olduğunu vurgulayan Dr. Esra Sönmez, “Obezite, hipertansiyon, kalp hastaları, KOAH, bronşiektazi gibi kronik akciğer hastalığı, böbrek yetmezliği olan hastalar, kanser tedavisi görmekte olan ve bağışıklığı baskılanmış hastalar, 65 yaş üstü kişiler yüksek risk grubundadır. Bu grubun aşılanması çok önemli. Ayrıca COVID -19 geçirmiş hastaların hastalığın üzerinden 6 aylık bir süre geçmiş ise aşılanması önerilmektedir. Tüm aşılar gibi COVID–19 aşılarının da alerjik reaksiyon riski mevcuttur, bu sebeple hastane şartlarında yapılmaları önerilmekte” açıklamasında bulundu.
Hibya Haber Ajansı