MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, uzun bir aradan sonra parti grubunda partililere sesleniyor. Bahçeli konuşmasına iktidara yüklenerek başladı.
Bahçeli, "Manevi değerleri istismar konusu yaparak milletimiz sancılı bir dönemi yaşamak zorunda kalmıştır. AKP zihniyetinin 6. yönetim yılında Türk milleti haketmediği bir çaresizlik içine itilmiş, maddi ve manevi tahribattan devletin her kurumu ve toplumun her kesimi etkilenmiştir." dedi.
İMRALI CANİSİ TERÖRÜN LİDERİ
Türkiye uluslararası arenada itibar kaybetmiş ve aciz duruma düşürmülmüştür. Ahlaki değerlerden ve nezaketten uzak bir politika üslubu siyasi iktidarda hakim olmuştur. Milli devlet duruşu hükümet tarafından çağdışı hassasiyetler olarak tanımlanmış ve aşağılanmıştır. Bölücülük hükümet vasıtasıyla siyasete taşınmıştır. Türkiye'nin pazarlık ortamına çekilmeye çalışıldığı, ABD destekli, peşmerge onaylı, İmralı imzalı açılımın hükümet tarafından pazarlanmak istenmiştir. Teröristle yapılan pazarlıklarla oluşturulan siyasi ortam İmralı canisiyle pazarlık yapılmıştır. İmrali canisi yeniden terörün lideri haline getirildi.
2009 DEĞERLENDİRMESİ
Hükümetin PKK açılımının milletimizde uyanma, toplumda yaşanan ayrışma ve çatışma tehlikesi, Habur'da Başbakan ve kadrolarınca yönetilen karşılama törenleri. Yakılan araçlar, şehitler, bu rezalete karşı şehit aileleri ve gazilerimizle milletimizin gösterdikleri haklı ve meşru talepler, Erdoğan'ın İslam düşmanını NATO genel sekreterliğine seçmesi. Irak'ın kuzeyindeki peşmerge reisleriyle bakan düzeyinde yapılan diplomatik üst düzey kucaklaşmalar, tavizlerin protokellere bağlanması, sınır ötesi harekata yetki veren tezkerenin meclisten çıkmasına rağmen hükümetin Kandil'e gitmemekte ısrar etmesi, toplumun tamamına yayılan dinlenme, izlenme ve özel hayatın takibi gibi ihlallerin yaygınlaşması, emeğin ve alınteri talep edenlere sergilenen zorbalık, Irak'ta, Karabağ'da, Urumçi'de boyun eğmişlik hali, hükümetin taviz ve teslimiyet siyasetiyle meşruiyet arama çalışmaları.. Bunların hepsi 2009'da yaşanmıştır.
DEMOKRASİ ASKIYA ALINDI
Türk siyasi hayatında milletlerin ve devletlerin uzun ömürleri içinde zaman zaman tehlikelerle dolu kriz döneminden geçtikleri tarihi bir gerçektir. Demokrasinin askıya alındığı bunalımlı dönemler yaşandığı da bilinmektedir. Bu yöneticilerle yoksulluğun ve işsizliğin aşıldığı bilinmektedir. Türk milleti demokrasi ve kardeşliğin hilafına yaşanan gelişmeleri üzüntü ve ibretle hatırlamaktadır.
AKP BU YANLIŞTAN DÖNSÜN
Türkiye Cumhuriyeti bir beka sorunuyla karşı karşıyadır. Türkiye'yi etnik tuzakların içine çekmek isteyen küresel aktörlerin niyeti ortaya çıkmıştır. Türkiye'yi kimlik tahrikleriyle kavga ortamına çekerek geleceği karartmak ve dönüşü olmayan bir husumeti milletimizi alet etmektir. AKP'nin bu çizgide ısrarcı olacağı anlaşılmaktadır. Bölücü heveslere cesaret vermenin, etnik tahrikleri sürdürmenin ve bunlardan medet ummanın Türkiye'nin birliğini ve kardeşliğini katledecek yanlıştan dönmesi en büyük temennimizdir.
ÖNÜMÜZDEKİ YIL DAHA OLUMSUZ OLACAK
Önümüzdeki yılların daha olumsuz olacağı belli olmuştur. AKP çok tehlikeli bu siyaset modelini uygulamayı sürdürecektir. Kendi gündemini ortaya koymak için imkan ve zemin arayacaktır. Birinci aşamada PKK dayatmalarının hayata geçirilmesinin psikolojik alt yapısı hazırlanacak bu konuda idari düzenlemeler yapılacaktır. İmrali canisinin hapishane koşulların düzeltilmesi ilk aşamadır. İkinci aşamada kanun değişikliği gerektiren konularda düzenlemeler yapılacaktır. Üçüncü aşamada anayasada değişiklik yapılacağı gözükmektedir.
TÜRK TANIMININ DEĞİŞMESİ TBMM'YE GELECEK
Türk tanımının değiştirilmesi, ana dilde eğitim gibi PKK talepleri önümüzdeki günlerde TBMM'nin önüne getirilecektir. Öncelikle Türkiye Cumhuriyeti devletinin terörle silahlı mücadeleyi bırakması, af çıkarmanın yollarının aranması, İmralı canisinin barış elçisi gibi yeniden yargılanması, zorla azınlık yaratmayı, AB dayatmalarının hız kazanması, oluşması istenen etnik ve mezhep temelli yapay azınlıkların anayasal statüye kavuşturulması, milli ve üniter yapının düzenlenmesi, bölücülüğün siyaseten önünün açılması ve taleplerinin hükümet tarafından karşılanması beklenmelidir.
MİLLET BU OYUNU BOZMAK ZORUNDADIR
Türkiye'nin hiçbir sorunu çözülemez değildir. Milli seferberlik ruhuyla harekete geçmek her Türk vatandaşının kaçamayacağı tarihi bir sorumluluktur. Türkiye'ye karşı yürütülen sistemli saldırılara karşı ilgisiz ve tepkisiz kalmak tarihin affedemeyeceği bir durumdur. Türk milleti bu oyunu bozmak durumundadır. Gün milli birlik ve beraberlik günüdür. Bu itibarla siyasi hayatımızda çok önemli bir kavşağa hızla yaklaşıldığını buradan ifade etmek istiyorum.
ERKEN SEÇİM VURGUSU
AKP'ye verilen desteğin sınınmasının zamanı gelmiştir. Er ya da geç milletin iradesine gidilecektir. Bu süreçte Türkiye'yi küçük düşüren siyaset tüccarlarının yakasına yapışmak bizim için bir namus borcudur.
2010 KURTULUŞ YILI OLACAKTIR
AKP yöneticileri hesap vermekten kaçamayacaktır. Yetim hakkı yiyenlerden mutlaka hesap sorulacaktır. MHP bunun takipçisi olacaktır. 2010 yılının Türk milleti için bir kurtuluş mücadelesi başlatılması en büyük temennimizdir. Yıkım projesinin anayasamızın dayandığı temeller ışığında dayanağı olmadığı kesindir.
ERDOĞAN BUNLARI KAMUOYUNA AÇIKLASIN
Erdoğan sorumsuz beyanlarıyla bölücü heveslerin iştahını kabartmıştır. Gaflet içinde olan Başbakan Erdoğan, bölücü terörün siyasi kimlik ve meşruiyet kazanma çabalarının önünü açmıştır. 2010 yılı içinde tahminlerimiz haklı çıkmayacak ise, hükümet açılımdan vazgeçecekse çağrım şudur: Anayasanın temel ilkelerine gerçekten bağlıysa, Türk kimliğinden rahatsız olmadığını, milleti 36'ya bölme arayışından vazgeçtiğini, bin yıllık kimliği değiştirmeyi amaçlamadığı, ikinci dilde eğitimin önünü açmayı düşünmediğini, iki dilli kamu hizmeti uygulamasını asla öngörmediği, mahalli idarelerin çok geniş yetkilerle donatılarak fiilen eyalet sistemine geçmeyi amaçlamadığını kamuoyuna açıklama yapması zorunludur.