Akşam Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni İsmail Küçükkaya, Bahçeli ile görüştü:
MHP Lideri Devlet Bahçeli, 'Türkiye iyi gitmiyor. Bunlar, cumhuriyetle hesaplaşıyorlar' diyor. PKK'nın ABD'nin zihninde tasfiye edildiğini belirten Bahçeli, 'Yeni yapı kuruyorlar. Açılımın ruhu budur' görüşünde. Bahçeli, darbe, sivil vesayet, faşizm tartışmalarıyla siyasi kültürün yozlaştırıldığını kaydedip, 'Bunların hepsi kaos amaçlı' uyarısı yapıyor
Türkiye'de, son iki haftadır hararetli biçimde 'sivil faşizm tartışmaları' yaşanıyor. Hükümete askeri vesayetten sivil vesayete geçildiği eleştirileri getiriliyor. Başbakan Erdoğan bu suçlamaları ağır bir dille reddetti.
Demokratikleşme Açılımı'nın gündeme geldiği ilk günden bu yana hükümeti sert bir üslupla suçlayan MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ise, 'sivil faşizm, sivil vesayet' söylemine karşı çok daha farklı, şaşırtıcı ve çarpıcı yorumlar getirdi.
Bahçeli, bir siyasetçi olmanın ötesinde 'akademisyen kimliği' ile de konuya yaklaşırken, televizyonlardaki bu tartışmalara tepki gösterdi.
Türkiye'nin içinde bulunduğu hassas süreçte MHP tabanına yönelik sağduyulu yaklaşımıyla dikkat toplayan Bahçeli'nin gündeme ilişkin görüşlerini merak ediyordum. Kendisine nezaket ziyaretinde bulunup, çayını içerken bir yandan da güncel konulara ilişkin görüşlerini dinledim.
Ülkenin gidişatından endişeli olduğunu ifade eden ve çözüm olarak sandığı gösteren Bahçeli, 'ortam muhalefet için müsait ama Türkiye kırılgan. Onun için çok hassas davranıyor ve dikkatli konuşuyorum' diyor. Her bir sözünü tartarak dile getiriyor.
İşte MHP Lideri Dr. Devlet Bahçeli'nin dün partisinin genel merkezinde anlattıkları:
CUMHURİYETLE HESAPLAŞIYORLAR: Türkiye iyi gitmiyor. Bunlar cumhuriyetle hesaplaşıyor. Bu, şuurlu yapılıyor. Ben hep merak ediyordum. Başbakan sürekli beni 'Sivas'tan öteye niye gitmiyor' diye suçluyordu. Şimdi yanıtını buldum. (Masasından çıkardığı haritayı göstererek) 'Birleşik Kürdistan' haritasının en batısında Sivas var. Bunu bilerek, bilinçle söylüyor. Başbakan'ın hiçbir sözü gelişigüzel değil. Bir lafını iki defa ettiyse şuurludur. ABD madem stratejik ortak, model ortak. PKK'yı bitirecek tedbirleri niye almıyorlar.
BUNUN NERESİ DEMOKRATİK AÇILIM: PKK şu anda ABD'nin zihninde zaten tasfiye edildi, analizlerim bu yönde... Şimdi yeni bir yapı kuruyorlar. PKK yıprandığı için adını da değiştirerek siyasallaştırabilecekleri yeni bir yapı... KCK budur. Üstünde de Öcalan vardır. KCK'nın alt birimi üçüncü toplantısını temmuzun 26'sında Diyarbakır'da yaptı. Bir hafta sonra da İçişleri Bakanı Beşir Atalay, Ankara'da yine aynı gündemli bir toplantı düzenledi. Açılımın ruhu budur. Bunun neresi demokratik açılım!
ETNİK TEMELE DAYALI TEHLİKELİ BİR SORGULAMA BAŞLADI: Çok tehlikeli bir eğilim başladı. Daha önce hiç yoktu toplumda. Etnik temele dayalı sorgulama başladı. Kiracıya 'nerelisin' diye soruluyor. Ekmek almaya fırına giderken 'fırıncıdan alma' deniliyor. Bu sorunların kaynağı biraz ABD biraz AB, biraz da çok eski tarihli şark meselesidir. ('Bir bölünme mi görüyorsunuz' sorusu üzerine) Görmek değil efendim, gidiyor. Oraya gidiyor.
TADI KAÇMIŞ ORTALIĞIN: Ben bir erken seçim görüyorum. Ama olmasa dahi bir yıl 6 ay var. 22 Temmuz 2011 son tarihtir. Bu dönem bitiyor ama hafta ortasına denk geldiği için bir hafta sonrası olmaz. Bir önceki pazara bakarız 17 Temmuz'dur. Türkiye'nin bugünkü şartları seçime zorluyor. Tadı kaçmış ortalığın. Normalleşme sürecine geçmenin kapısı seçimdir. Ne kadar erken olursa o kadar yararlıdır.
SİVİL FAŞİZM TARTIŞMALARI LÜZUMSUZ: Darbe, sivil vesayet ve faşizm gibi lüzumsuz tartışmalarla siyasi kültürü yozlaştırıyorlar. Türkiye'yi normalleştirme sürecine sokmamız lazım. Bunların hepsi kaos yaratma amaçlı tartışmalar. Bilip bilmeyen konuşuyor. Kimse de doğru dürüst anlatamıyor. Hepsi siyasi konuşuyor. (Bazı gazetecilerin isimlerini sıralayıp) Ben bunları televizyonda izlemiyorum bile. Biraz halkın içine çıksınlar görelim.
Korku imparatorluğu kavramını ilk ben dile getirmiştim. Bu olup bitenlerin sivil faşizmle ilgisi yok. Bunlar biraz liderin nefsi ile ilgili. 330'dan fazla milletvekili var. Kaç yıldır iktidardalar. Arzuladığı şeyi gerçekleştiremeyince hırçınlaşıyor. Bunlara faşizm demek cahilliktir. Faşizm dediğin şey siyasal literatürde bellidir. O bir müessesedir, kurumdur. Nasıl ki birbirlerine 'sen Ergenekoncusun, sen darbecisin' diyorlar, birileri de ona 'sivil faşist' diyor.
ANKETLERE YENİ YASA LAZIM: Anketler için yeni bir yasa çıkması gerekiyor. Kim yapacak, nasıl yapacak, nasıl duyurulacak, bunun sorumlusu kim olacak, belirsiz. Mevcut yapıda kamuoyu araştırması mı yapıyorlar kamuoyunu mu yönlendiriyorlar belli değil. Ben MHP'ye olan halkın ilgisini hissediyorum. Halkın beden dilinden bize olan yönelimi görüyorum.
REFERANDUM KONUSU MUAMMA: Bizim arkadaşlar 30 gün yapalım dediler ama 60 günde anlaşıldı. Ne yapacakları belli değil tabii... Arkasından ne gelecek, neyi referanduma sokacaklar muamma. Açılımı getirseler sonucu belli ama yanına bir paket yapıp müspet bir-iki konu koyup öyle mi referandum planlıyorlar bilemiyorum. Böylece kafa karışıklığı yaratabilirler.
AĞCA'YI GÖRÜNCE ZAPİNG YAPIYORUM: İnanın Ağca'yı televizyonlarda hiç izlemedim, zaping yaptım. Kimisi kahramanlaştırıyor, kimisi bilmem ne yapıyor. Bakın 18 Ocak 2006'da tahliye edildiğinde bir açıklamam var. Gelelim 18 Ocak 2010'a, tam dört yıl geçmiş... O gün ne söylüyorsam bugün de aynısını söylüyorum. Tek bir cümlem, kelimem değişmiyor. Ama bunlar bizim gündemimizde olmaz.
ANAYASAYI BİR SONRAKİ DÖNEM İÇİN DEĞİŞTİRELİM: Ben daha önce de açıklamıştım. Anayasa değişikliği için uzlaşma komisyonuna varız. Adına demokratik sözleşme diyelim. Sözleşmenin vadesini de seçim tarihi olarak koyalım.
Seçim bitince o anlaştığımız sözleşme üzerine anayasa değişikliğini hep beraber yapalım.
21. YÜZYIL VİZYONU: 2000'de söylüyordum, bugün 2010... 21. yüzyılın 10 senesi geçti gitti. Bir ülke düşünün; 1876'dan bu yana anayasayı tartışıyor. Bir ülke düşünün; 1946'dan bu yana demokrasiyi tartışıyor ama ben 2000'den bu yana anayasayı, Siyasi Partiler Yasası'nı, Seçim Yasası'nı değiştirelim diyorum. 21. yüzyıla yakışan Türkiye yaratalım. Yaklaşmadılar, şimdi teklifimi '24. dönemde bunu yapalım' diye yeniliyorum. ('Bu dönemde değişikliğin yapılma ihtimali, şansı yok mu' sorusu üzerine) Bu dönem olmaz efendim. Bu dönem olmaz... Siyasi güç ve medya desteğiyle yapalım, derlerse altından kalkamazlar. Türkiye'yi karıştırırlar. Biz teklifimizi düşünerek yaptık. Türkiye'yi bizim önerimizin uygulaması rahatlatır.