Onları televizyonda izlerken aklıma Ordulu Yeşim geldi...
Askerdeki kocası Hüseyin Doğan, 14 Şubat 2008’deki Sevgililer Gününü’nde gönderdiği çiçeklere bir de not eklemişti:
“Sana bu çiçekleri senden daha güzel oldukları için değil, asıl güzelliğin nasıl olduğunu görmeleri için gönderiyorum...”
Sonra da 28 Şubat 2008’de... Şehit düşmüştü...
Yedi ay önce evlenmişlerdi ama sadece 15 gün birlikte olabilmişlerdi.
Çünkü askerdi Hüseyin ve evlendikten sonra birliğine gitmek zorunda kalmıştı.
Yeşim’ini götürememişti görev bölgesine... Dağ tepe geziyor, terörist arıyordu.
***
Terör örgütünün “savaş kahramanı” gibi dönen militanlarını izlerken, 20 ay önce öyküsünü yazdığım Yeşim geldi aklıma...
Aşkı, sevgili eşi Jandarma Astsubay Kıdemli Üstçavuş Hüseyin Doğan’ın ardından sadece, “Neden? Neden? Neden? Neden?” diye sorabiliyordu; o kadar!
Tek damla gözyaşı bile dökmemişti cenaze namazı sırasında... Bunu kocasına yapılacak saygısızlık olarak görüyordu.
***
Dün çekine çekine aradım Yeşim’i ve sadece “Nasılsın” diye sorabildim...
“Hiçbir şey hissetmiyorum” dedi büyük bir içtenlikle ve devam etti:
“O kadar duygusuzlaştım ve bu ülkede yaşananları anlamakta o kadar sıkıntı çekmeye başladım ki sadece ağlayabiliyorum. 20 ay önce kameraların önünde ağlamamak için kendimi çok zorlamıştım ama şimdi gözyaşlarımı durduramıyorum. O günlerden daha çok ağlıyorum. Madem böyle bir şey olacaktı, madem taviz verilecekti, o zaman bunca kan neden aktı? Neden benim Hüseyin’im öldü? Neden ben bu yaşta dul kaldım? Yüreğim isyanla dolu Mustafa Abi... Ama kime isyan edeyim? Hüseyin’i toprağa vermemin üzerinden 20 ay geçti ama ben 20 yıl yaşlandım. Hüseyin’imin savaştığı teröristlere ‘barış elçisi’ diyor birileri... Bağırlarına basıyorlar. Televizyonları izleyemiyorum, gazete okuyamıyorum. Çünkü dayanamıyorum. Aklım almıyor, çıldıracak gibi oluyorum.”
***
Dün kahramanlar gibi Türkiye’ye gelen terör örgütü yandaşlarını ve militanlarını “şefkatle” karşılayan...
Onların ülkeye girişlerini kolaştırmak için sınır kapısına “özel adliye” kuran...
Heyecandan fenalaşabileceklerini varsayarak ambülanslar gönderen devletin yöneticileri...
Acaba bugün Ordulu Yeşim’i de arayıp, gönlünü alacaklar mı?
*****
RET!
“En büyük devlet büyüğü”, Deniz Baykal’a görüşüp görüşmeyeceğini, partisinin bugün yapılacak grup toplantısında açıklayacağını söylemiş.
O grup toplantılarını iyi bilirim. Partili milletvekillerini toplarsın, vurmak istediğine acımasızca vurursun...
Vurdukça da alkış toplarsın!
Bu da demek oluyor ki:
“En büyük devlet büyüğü” , Baykal’ın “kamera” şartını bahane ederek, görüşme talebini geri çekecek ve ana muhalefet liderini ağır cümlelerle eleştirecek...
Umarım yanılırım...
*****
GÜNÜN SORUSU
Cumhurbaşkanı, ana muhalefet partisinin Milli Güvenlik Kurulu’nda yer almasını önermiş, Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek de bu öneriye sıcak baktıklarını söylemiş...
Acaba “birileri”, muhalefete mi hazırlanıyor?
*****
Edirne ve Kırklareli eyaletleri!
Türkiye ile Bulgaristan arasında düzenlenen Sınır Ötesi İşbirliği Programı Bilgilendirme Toplantısı’nda dağıtılan kitapçıkta yer alan bir haritada, Edirne ve Kırklareli, ‘eyalet’ olarak gösterilmiş...
Sonuçta... Bu ilginç kitapçığı hazırlayan Bulgar heyetinin yetkilileri, bir hata yaptıklarını söylemişler...
***
Siz yine de bu olayı hafızanızın bir köşesine not edin...
Çünkü biz öyle hatalar gördük ki; gün geldi hepsi “gerçeğe” dönüştü!
MSTAFA MUTLU/ VATAN