Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin (UCM) İsrail Başbakanı ve sorumlu yöneticiler hakkında acilen tutuklama kararı çıkarması gerektiğini, Filistin halkına yönelik saldırıların yalnızca bir savaş suçu değil, aynı zamanda küresel hukukun geleceği açısından da bir sınav niteliği taşıdığını ifade eden Aydemir, dünya kamuoyunun sessiz kalmaması gerektiğini söyledi.
İSRAİL’İN YAYILMACI POLİTİKASI NAZİLERİ ARATMIYOR
İbrahim Aydemir, İsrail’in uyguladığı siyonist politikaların Adolf Hitler’in Mein Kampfkitabında ortaya koyduğu ideolojik genişleme ve üstünlük anlayışıyla büyük benzerlik taşıdığına dikkat çekerek şunları kaydetti:
“Hitler, Alman milletini üstün bir ırk olarak görüp diğer halkları aşağılayarak genişleme ve hâkimiyet kurma stratejisini uygulamıştı. Bugün İsrail hükümetleri, Filistinlileri kendi topraklarında istenmeyen insanlar olarak görüp sistematik bir etnik temizlik yürütüyor. Doğu Kudüs’ten Batı Şeria’ya, Gazze’den Lübnan sınırına kadar her alanda, Filistinliler topraklarından sürülüyor, yaşam hakları ellerinden alınıyor ve dünya buna seyirci kalıyor. Eğer Mein Kampf’taki yayılmacı ve ırkçı ideolojiyi lanetliyorsak, bugün siyonist rejimin yürüttüğü işgal ve soykırım politikalarına karşı da aynı kararlılığı göstermemiz gerekiyor.”
Aydemir, İsrail’in yıllardır Gazze’yi fiili bir açık hava hapishanesine çevirdiğini ve burada yaşayan milyonlarca insanın en temel yaşam haklarından yoksun bırakıldığını belirterek, İsrail’in bu stratejiyi Nazi Almanyası’nın Yahudi gettolarına benzer şekilde yürüttüğünü ifade etti.
“Hitler’in işgal ettiği topraklardaki insanları gettolara hapsederek, gıdaya, temiz suya ve sağlığa erişimini engelleyerek sistematik bir soykırıma tabi tuttuğunu tarih kitaplarından biliyoruz. Bugün İsrail de Gazze’de aynı politikayı uyguluyor. Filistin halkı bir duvarın içine hapsedildi, insani yardımlara erişimi kesildi, temel yaşam kaynakları bombalarla yok edildi. Kadınlar ve çocuklar İsrail saldırılarında kasıtlı olarak hedef alınıyor. Batı Şeria’da ise Yahudi yerleşimciler, Filistinlilerin evlerine el koyarak bir tür modern sömürgecilik uyguluyor. İsrail’in yayılmacı ve yok edici politikaları Hitler Almanyası’ndan farklı değildir, sadece hedef değişmiştir.”
ULUSLARARASI CEZA MAHKEMESİ TARAFINDAN ALINACAK KARAR TARİHİDİR
İbrahim Aydemir, Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin İsrail Başbakanı ve hükümet yetkilileri hakkında tutuklama kararı alma ihtimalinin dünya kamuoyunun vicdanı açısından tarihi bir adım olacağını belirterek, ancak bu kararın uygulanabilirliğinin de takip edilmesi gerektiğini vurguladı.
“İkinci Dünya Savaşı sonrası, insanlığa karşı işlenen suçların bir daha tekrarlanmaması için kurulan uluslararası hukukun temel taşları bugün test ediliyor. Nürnberg Mahkemeleri’nde Nazi liderleri yargılanmış ve insanlığa karşı suç işleyenlerin cezasız kalmayacağı ilan edilmişti. Eğer bu ilke gerçekten evrenselse, İsrail’in Gazze’de ve Batı Şeria’da yaptığı katliamlar karşısında da aynı cesaret gösterilmeli ve İsrail Başbakanı hakkında tutuklama kararı alınmalıdır. Ancak burada mesele sadece bir karar almak değil, kararın uygulanmasını sağlamak ve siyonist zulmü durdurmaktır.”
Aydemir, Batı’nın İsrail’e verdiği kayıtsız şartsız desteğin artık sürdürülemez hale geldiğini, pek çok ülkenin İsrail’in savaş suçları nedeniyle diplomatik ilişkilerini gözden geçirmeye başladığını belirtti. Amerika Birleşik Devletleri ve Avrupa Birliği’nin İsrail’e verdiği desteğin, uluslararası hukukun çifte standart içinde işlediğini gösterdiğini söyleyen Aydemir, şu ifadeleri kullandı:
“Eğer bir ülke savaş suçları işlediğinde tüm dünya ona yaptırım uyguluyorsa, aynı kurallar İsrail için de geçerli olmalıdır. Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin hakkında savaş suçları nedeniyle Uluslararası Ceza Mahkemesi tarafından tutuklama kararı çıkarıldı. Peki, İsrail Başbakanı’nın on binlerce Filistinliyi katletmesine göz yumulacak mı? Eğer bu çifte standart devam ederse, uluslararası hukukun tüm inandırıcılığı çökmüş olacaktır.”
TÜRKİYE, FİLİSTİN’İN YANINDA DURMAYA DEVAM EDECEK
İbrahim Aydemir, Türkiye’nin Filistin halkının haklarını her platformda savunduğunu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın İsrail’e karşı net tavrının tüm dünya tarafından takdir edildiğini belirterek, Türkiye’nin bu mücadelede en önemli ülkelerden biri olduğunu söyledi.
“Türkiye, tarih boyunca mazlumun yanında olmuştur ve Filistin davası bizim için bir diplomatik mesele değil, vicdani bir sorumluluktur. Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan, siyonist zulme karşı en net duruşu sergileyen liderlerin başında gelmektedir. Türkiye, uluslararası platformlarda İsrail’in işlediği savaş suçlarının cezalandırılması için mücadele etmeye devam edecektir. İsrail’in zulmüne sessiz kalmak, bu suça ortak olmaktır. Tarih, bugün kimin hangi safta yer aldığını yazacaktır.”
İbrahim Aydemir, İsrail’in Filistin halkına uyguladığı baskının, insanlık vicdanında çoktan mahkum edildiğini belirterek, dünya ülkelerinin sessiz kalmasının bu suçlara ortak olmak anlamına geldiğini vurguladı. Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin vereceği kararın, İsrail’in dokunulmaz olmadığını göstereceğini söyleyen Aydemir, Filistin davasının sadece Müslümanların değil, tüm insanlığın davası olduğunu ifade etti.