ANKARA / Birkaç test ve eğitimle, öğrenme şeklinin aktif hale getirilebileceğinin altını çizen Psikolog Yazar İlkim Öz, şu bilgileri verdi:
“Beynimizin öğrenme merkezinde üç bölüm var diyebiliriz. Bunlardan birisi görsel, birisi işitsel bir diğeri ise, kinestetik yani dokunsal. Her çocuğun, aile mirası olarak aldığı genetiğine bağlı olarak ve elbette pekiştirme yöntemlerine bağlı olarak bu merkezler pasif ya da aktif olabiliyor. Bazı çocukların görsel öğrenmesi aktifken, bazılarının işitseli, bazılarının ise, kinestetik öğrenmesi aktif olabiliyor. Kimi çocuklar ise, her ikisini ya da her üçünü birden kullanabiliyor.
YANLIŞ YÖNTEM ZORLAŞTIRIR
‘Zeki ama, başarısız’ anne ve babalardan en çok duyduğum cümle. Ebeveynler, çocuklarının aslında çok zeki olduğu ama, ders konusunda bu zekasını bir türlü kullanamadığından şikayet ederler. Çünkü temelde çocuk, yanlış bir yöntemle ders çalışıyordur. Örneğin görsel zekası aktiftir ama, çocuğa işitsel ders çalışması öneriliyordur ve dolayısıyla çocuk aktif olmayan öğrenme biçiminde başarılı olamıyordur. Eğer çocuğunuzun başarısızlığından yakınıyorsanız, mutlaka öğrenme biçimini tanımlamalısınız.
Görsel öğrenmesi aktif olanlar çocuklar yazarak öğrenirler. İçlerinden okurlar ve okuduklarını mutlaka yazmaları ve kendi yazdıklarını mutlaka tekrar okumaları gerekir.
YÜKSEK SESLE TEKRAR EDİN
Karşı tarafı dinlerken, ağız bölgesine odaklanırlar ve yüzlerine bakılmasını isterler. İşitsel öğrenmesi aktif olanlar yazarak değil de, daha çok dinleyerek öğrenirler. Yüksek sesle bilgiyi okumalı ve yine yüksek sesle tekrar etmelidirler. Şarkı söylemeye bayılırlar ve müziğe karşı yetenekleri vardır. Kinestetik öğrenmesi aktif olanlar çocuklar ise, daha çok şemalarla öğrenirler. Öğrendikleri bilgiyi soyuttan somuta çevirmek gerekir. Arkadaşlarına, öğretmenine sarılmayı, dokunmayı çok severler. Hareketli olduklarından, hiperaktif çocuklarla karıştırırlar. Daha çok gezinerek ders çalışırlar.”ANKARA /