27 üye ülkeden 375 milyon seçmen, Haziran ayının 4'üyle 7'si arasında sandık başına giderek AP'de. kendilerini 5 yıl boyunca temsil edecek üyeleri seçecek. Ve bu seçimde birçok ülkede ekonomik kriz, sosyal problemler, işsizlik, siyasi tartışmalar dururken ana konu; Türkiye AB üyesi olsun mu olmasın mı?
Kötü ilişkileri kabul edilemez
Başta Halk Partisi'nin liste başı adayı Ernst Strasser, Avusturya'nın Geleceği İçin Birlik Partisi adayı Ewald Stadler ve Avusturya Özgürlük Partisi adayı Andreaz Mölzer olmak üzere pek çok aday Türkiye karşıtlığıyla oy toplamaya çalışıyor. Strasser, Türkiye'nin üyelik için yeterli olgunluğa sahip olmadığını savunup "Halk Partisi, üyeler arası dayanışmayı esas alıyor. Türkiye'nin AB üyesi Güney Kıbrıs'la olumsuz ilişkileri kabul edilemez" dedi. Aynı partiden Othmar Karas ise Türkiye'nin üyeliğini destekleyip "Ben Strasser gibi seçim zamanı gelince karar değiştirenlerden değilim" dedi.
İstilacı Türkler parayı almasın
AP seçimlerinde Türkiye'nin beklenmedik şekilde tartışmaya konu olduğu ülke, İngiltere. Şimdiye kadar İngiliz siyaset çizgisinde hep Türkiye'nin üyeliği destekleniyordu. İktidarın görüşünde de açıklanan bir değişim yok. Aykırı ses, aşırı sağcı Britanya Milliyetçi Partisi'nden (BNP) çıktı. Oy toplamak için dağıttığı broşürlerde parti, Türkiye karşıtı kampanya yaptı. "AB karşıtı düşünceler" bölümünde şöyle dedi: "BNP olarak biz, İngiliz halkından toplanan vergilerin Britanya'da iş imkânı yaratılmasında ve gerekli sağlık gibi temel hizmetlerde kullanılmasını istiyoruz. Paramız Türkiye'deki milyonlarca Müslüman iş hırsızı yabancı istilacılar birliğe katılabilsin diye AB'nin genişleme sürecine harcanmamalı..." Parti Başkanı Nick Griffin, "Biz AB üyesi olduğumuz sürece, 80 milyon nüfuslu, az ücret isteyen bir ülkenin demokratik Hıristiyan AB'ye girmesini engellemeliyiz" diyor.
Azınlık hakları korunmuyor
Almanya'da Başbakan Merkel ve lideri olduğu Hıristiyan Demokrat Birlik Partisi'nin Türkiye karşıtlığı seçim programına dahi girdi. Programda Türkiye'ye tam üyelik yerine imtiyazlı ortaklık verilmesi gerektiği yazıldı. Gerekçe olarak ise "Türkiye'de inanç ve düşünce özgürlüğünün bulunmaması, azınlık haklarının yeterince korunmaması" gösterildi. Hür Demokrat Parti seçim programında da benzer ifadeler yer aldı. Nasyonel Demokrat Parti ve aşırı sağcılar ise Türkiye'nin AB üyeliğine ve Türklerin ülkede yaşamasına karşı çıktı. İktidar ortağı Sosyal Demokrat Parti Genel Başkanı Franz Müntefering ise destek çıkarak "üyelik sürecindeki Türkiye'nin zaten imtiyazlı ortak konumunda olduğunu" belirtti. Cem Özdemir'in eşbaşkanı olduğu Yeşiller Partisi ise Türkiye'yi en çok destekleyen parti konumunda.
Krizi unuttursun diye yine çattı
Türkiye'nin üyeliğine her zaman sert sözlerle karşı çıkan Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy, yeni bir seçim döneminde yine masaya Ankara'nın üyeliğini yatırdı. Yine Türkiye'nin Avrupa'ya ait olmadığını savundu, imtiyazlı ortaklık önerisini yineledi. Ancak Türkiye'yi destekleyen muhalif Sosyalist Parti, Sarkozy'yi "yalancılıkla" suçladı. Türkiye karşıtı sert açıklamalar yaptığı halde geçen yıl kendi dönem başkanlığında iki müzakere başlığını açtığına dikkat çekti. UMP'nin ekonomik kriz yüzünden oy kaybetmemek için Türkiye'yi ön plana çıkarıp diğer sorunları seçim gündeminden uzaklaştırdığını savundu.
Kültürel olarak Avrupalı değil
Hükümetin küçük ortağı Muhafazakâr Halk Partisi'nden eski başbakanlardan Bent Bendtsen, kampanyasının ilk gününde Türkiye'ye saldırarak "AB ülkesi olmadığını, tam üyelik yerine imtiyazlı ortaklık verilmesi gerektiğini" savundu. Bu "sağcı ve ırkçı" yaklaşımlar ilgi çekince, Liberal Parti'nin AP adayı Jens Rohde de öne atıldı. "Türkiye'nin üyeliği için en az 40 yıl gerektiğini" dedi. Muhalif partilerden sonra hükümet ortağı Danimarka Halk Partisi adayı morten Messerschmidt "coğrafi, sosyal ve kültürel açıdan Avrupa'ya ait olmayan Türkiye'nin üyeliğini engellemek için ellerinden geleni yapacaklarını" söyledi.