Hükümet, PKK’lıların geri dönüşleri sırasında oluşan rahatsızlık nedeniyle verilen mola sonrasına formül aramaya başladı. Başbakan Tayyip Erdoğan’ın Avrupa’daki PKK’lıların gelişinin askıya alındığı yönündeki açıklamasına karşın, sürecin işlemekte olduğu öğrenildi. Bu çerçevede, Türkiye’ye dönüşlerde sorun yaşanmaması için suça karışmış PKK’lıların silah bırakarak Irak’ta kalması ve Irak vatandaşlığı alması söz konusu olacak.
PKK’lıların karşılanması sırasında ortaya çıkan görüntülerin yarattığı rahatsızlığın Avrupa’dan gelişleri erteletmesiyle, açılım sürecinin bundan sonraki adımları tartışma konusu oldu. Başbakan Erdoğan’ın, “Sınırda yaşananlar ciddi rahatsızlık yarattı. Bu konu üzerinde çalışacağız. Süreç devam ediyor” açıklamasından sonra, sürecin bundan sonra nasıl devam edeceği üzerine formül arayışları başladı. Edinilen bilgilere göre, açılım sürecinde bir daha sıkıntı yaşanmaması için şu başlıklar üzerinde değerlendirmeler yapılıyor:
• Toplumdaki tepkinin giderilmesi için, silah bırakma ve eve dönüş süreci PKK’nın propaganda zemini durumuna getirilmeyecek. Bu konuda DTP’nin ikna edilmesi gerekiyor.
• PKK’lıların Türkiye’ye dönüş yapacak olanların hiçbirinin suça karışmış olmaması gerekiyor. Böylece, Kürt açılımı kapsamında eve dönen PKK’lıların, TCK’nin etkin pişmanlığı da düzenleyen 221. maddesi kapsamında bile yer almaması öngörülüyor. Bunun, terör örgütü militanlarının silah bırakmasını kolaylaştıracağı düşünülüyor.
• Terör örgütü içinde suça karışmış olanlar ve Türkiye’de haklarında soruşturma ya da kovuşturma yapılmakta olan PKK militanlarının Irak’ta, Irak vatandaşlığı alarak kalmaları sağlanacak. Bu konuda gerek Irak hükümeti gerekse kuzeydeki bölgesel Kürt yönetimi ile Türkiye arasında bir ön mutabakat bulunuyor.
• Eve dönüş kapsamında Türkiye’ye gelen PKK’lıların ve ailelerinin yaşam koşularının takip altında tutulması, yakın çevrelerine iş olanaklarının sağlanması öngörülüyor.
• Örgütün lider kadrosuna ilişkin net bir yaklaşımın belirlenmesi, üçüncü ülkeye gönderilmeleri formülünün uygulanmasına kesin karar verilmesi durumunda, söz konusu ülkeler ile temasların başlatılması hedefleniyor. Ancak örgütün lider kadrosu arasında Türkiye’de veya Irak’ta “Kürt politikası” çerçevesinde siyasal partilerde görev almak isteyen isimler de bulunuyor.