BÜYÜKŞEHİR Belediye Başkanı Melih Gökçek, Büyük Ankara Festivali’nin son gününde ulusal Gazetelerin Ankara yazarlarıyla bir araya geldi. Kentteki son gelişmeler hakkında bilgi veren Gökçek, hem projelerle ilgili hem de siyasi konularda çarpıcı açıklamalarda bulundu. Kızılay projesine değinen Gökçek, şöyle konuştu:
“Başkent’in göbeği Kızılay’ın görüntüsü maalesef rezillik. Ankara’ya yakışmıyor. Burayı değiştireceğiz. Projemizi detaylı açıkladık. Yeni Kızılay’ı, binalarını ve ışıklandırmalarını gösteriyoruz. Ama çıkıyor Mimarlar Odası, ‘Yapmayın’ deyip mahkemeye başvuruyor. Bu haliyle mi kalsın? Zaten bu zamana kadar açılan davaların yüzde 98’ini kaybettik. Ankaraeğer engelleyici mahkeme kararları olmasaydı bugün en az iki kat ileride olurdu.”
Sonuçlarına katlanır
Gökçek, Çankaya Belediyesi’nin SSK İş Hanı projesiyle ilgili de şunları söyledi:
“Kızılay’ın ortasındaki SSK İş Hanı meydan olacak. Orayla ilgili Büyükşehir Meclisi’nden çıkan karar ortada. Üstü meydan altı otopark ve mescit. Meclis’ten yeni bir karar vermeden belediye binasını nereye yapıyorsunuz? Eğer gider mahkemede planı iptal ettirirse bir önceki plana geri döner. Eski planda da orası cami görünüyor. Yıkıp yerine belediye binası yapmaya teşebbüs ettiği anda savcılığa veririz. İmar kanuna göre plan olmadan yapılacak her bina kaçak inşaat olur, bunun sonuçlarına katlanırlar. Plana göre meydan olacağı için yaptıktan sonra zaten kanunen bize teslim etmek zorunda. Biz nasıl sokakları yaptıktan sonra ilçe belediyelerine teslim ediyorsak onlar da meydanı Büyükşehir’e teslim etmek zorunda. Bize şimdiden de teslim edebilir, meydanı yaparız. Belediye binası konusunda da onlara yardımcı oluruz.”
Adliye’nin yerine talibiz
Kızılay’daki iş merkezilerini alttan birleştirme düşüncesi olduğunu söyleyen Gökçek, “Hong Kong’da görmüştüm. İş Merkezleri alttan birbirine bağlı. Kızılay’da da bir çok iş merkezi ve dükkan var. Buraların alttan birleştirebilirsek sirkülasyonu yerin altına alırız Altta yapılacak tüm plan değişikliklerine de izin vererek üst kısmı rahata dolaşılabilen bir alana çevirebiliriz” dedi.
Adliye Sarayı’nın Şap enstitüsü yıkıldıktan sonra o alana taşınacağını hatırlatan Gökçek, “Adliye Sarayı taşındıktan orayı bize teslim etmelerini istedik. Eğer bize devredilirse dev bir yeşil alan yapmak istiyoruz” ifadesini kullandı.
Mesut’u ben indirdim
GÖKÇEK geçtiğimiz günlerde sosyal paylaşım sitesi twitter’da eski Başbakan Mesut Yılmaz’a yönelik, “Mesut’u ben indirdim” sözlerine de açıklık getirdi. “Gökçek’i gözaltındayken Demirel kurtardı” iddialarına da yanıt veren Gökçek şunları söyledi:
“1998 yılıydı. Ben o dönem çok sıkıştırmıştım Mesut’u. Mavi Akım’la ilgili örnekler verdim, rahatsız olmuştu. O dönem Hasan Denizkurdu’na talimatla beni gözaltına aldırdı. Savcı Nuh Mete Yüksel’di. O dönemde, ‘Melih bugün yurt dışına kaçacak, dosyası var’ diyerek beni gözaltına aldılar. O dönem savunmamda şerefini satacak adam bu kadar paraya mı şerefini satar diyerek oyunlarını bozmuştum. Sonrasında Demirel o dönem bir yurtdışı gezisinde Ertuğrul Özkök ve Fatih Çekirge’yle benim gözaltı konusuyla ilgili konuşmuş. Ankara’nın belediye başkanının paldır küldür evinden alınmasının yanlış olduğunu söylemiş. Özkök de gidip bunu Emin Çölaşan’a anlatmış. Sonrasında o da yazınca öyle kaldı.O dönemde üç kuruş için yargılamaya çalıştılar. Açık söyleyeyim, Dikmen Vadisi’ni yüzde 56’yla vermişiz, Çukurambar’ı yüzde 57 ‘yle, Konya Yolu’ndaki tesisleri yüzde 61’le vermişiz. Bunları yüzde 40’la versek kim ne diyebilirdi. “
Çocukluğumda UFO gördüm
GÖKÇEK Ankara yazarlarıyla sohbetinde çocukluğunda Gaziantep’te başından geçen ilginç bir olayı anlattı. Çocukluğunda UFO(Tanımlanamayan uçan cisim) gördüğünü iddia eden Gökçek şunları söyledi: “Çocukluğumda UFO benzeri bir şey gördüm. Işıklı bir şekilde bir oraya bir buraya gidip, zikzak çiziyordu. Gaziantep’teydik, lise ikiye falan gidiyordum. Uzaylı diye bir şey var mı yok mu bilmiyorum. Var ya da yok diyemeyiz. Mesela cine yok diyebilir misiniz. Göremezsiniz ama dinimizde açıkça var olduğu söylenmiş ve şüphesiz var. Ama bu uzaylı işi meçhul. Bugüne kadar kimseyi götürüp geri getirmediler. Nereye gittiği belli değil, meçhule gidiyor. Belki gittiği yerde kral olacak. Birini götürmek isteseler ben çok talip olacağı düşüncesindeyim.”