Sayıları bir elin parmaklarını geçmeyen Ankaralı kadın Harleyciler, hem cinslerinden farklı olarak daha özgür yaşamayı tercih ederken, iri motorları bir kadının da rahatlıkla kullanabileceğini gösteriyorlar.
Önce hayranlık olarak başladı
Gürültülü sesleri ve ihtişamlı görüntüleriyle Harley Davidson motorlar, tüm dünyada milyonlarca kişinin rüyalarını süslüyor. İsmi artık efsaneler arasına giren Harley’in başkentte de çok sayıda tutkunu var. Harley Owners Grup (HOG), adıyla bir araya gelen Ankaralı Harleyciler, havaların ısınmasıyla birlikte grup olarak doğa gezileri düzenliyor. Çoğunluğunu erkeklerin oluşturduğu grubun en dikkat çeken isimleri ise tabiî ki kadınlar. Sayıları bir elin parmaklarını geçmeyen kadın Harleyciler, kullanmak için biraz güç ve cesaret isteyen iri motorları, erkeklere rakip olacak kadar ustalıkla kullanıyor. Aydan Özden, İcden Özkazanç, Hanzade Erdil ve Sevda Davudoğlu için Harley, önce hayranlık olarak başladı, sonra da tutkuya dönüştü.
Harley bir gezi motoru
HOG Ankara Başkanı Yavuz Özden’in eşi Aydan Özden, ilk motoru 1998 yılında aldığını ifade etti. Ankara’nın ilk Harley Davidson mağazasının sahibi Emre Erdil’in sayesinde bu motorla tanıştığının altını çizen Özden, eşinin Kasım ayında çıkacakları ve evliliklerinin 30. yılını kutlayacakları Mısır tatilinde kendisine motor hediye edeceğini söyledi. Harley sürmenin, diğer motorlardan farklı olduğunun altını çizen Özden, Harley’in bir sürat motoru olmadığını, gezi motoru olduğunu anlattı. “Çok keyifli, kendinizi özgür hissediyorsunuz. Temiz, hür bir dünyayla iç içeyiz. Bir tişört ve kotla yola çıkıyoruz” diyen Aydan Özden, Harley motorlara hiçbir zaman tek başına binmediklerini ifade etti. Özden, sözlerini şöyle sürdürdü; “Amaç birlikte gezmek ve eğlenmek. 15-20 motor bir araya geliriz ve gezi yaparız. Harley bir gezi motoru ve sosyal amaçlı. Bir Harleyciyi sadece gruptan ayrılıp evine giderken yalnız görebilirsiniz.”
Ankara’nın ilk Harleyci kadını
İlk motorunu 10 yıl önce alan Sevda Davudoğlu, eşine de ilham kaynağı olmuş. Kendisini “Ankara’nın ilk Harleyci kadını” olarak tanıtan Davudoğlu, motorlara hayranlıkla bakarken, bir Harley sahibi olmak istemiş. Kadın motorcu olmanın çok farklı olduğunu dile getiren Davudoğlu, trafikte özellikle erkek sürücülerin kendilerine büyük ilgi gösterdiğini belirterek, motor kullanmayı “Çok farklı ve özgür bir duygu” şeklinde ifade ediyor. Yazın grup olarak gezilere çıktıklarını, kışında çeşitli parti ve davetlerde bir araya geldiklerini belirten İcden Özkazanç, Harleyci olmanın bir kültür olduğunu ifade etti. “Too Late” isimli orkestralarından söz eden Özkazanç, Ankaralı Harleycileri İzmir ve İstanbul’dan ayıran en büyük farkın, samimi arkadaşlık ve tek bir grup olduğunu anlattı.
Harleyci olmak bir yaşam biçimi
Motora binilmeyen zamanlarda da Harleyci olarak kalınması gerektiğini dile getiren Hanzade Erdil ise Harleyci olmanın bir yaşam biçimi olduğunu, bu tarz giyinmenin ve bu şekilde yaşamanın kendine güven, medeni cesaret ve kendi ayakları üzerinde durabilmenin göstergesi olduğunu belirtti.
Ön yargı
Dört Harleyci kadın, bu kültürde statünün olmadığını, herkesin özgür ve dilediği gibi yaşadığını anlattı. Harleycilerin, sefil insanlar olarak algılandığını belirten kadınlar, bu ön yargının çok yanlış olduğunu, aksine Harley sahibi insanların belirli bir kariyere sahip olduğunu söylediler.