EN BÜYÜK OPERASYON
Savcıların yetkilerinin elinden fiilen alındığı süreç Taraf Gazetesi’nin 20 Ocak’ta Balyoz Planı’nı gündeme taşımasıyla başladı. İstanbul Özel Yetkili Cumhuriyet Başsavcı Vekili Turan Çolakkadı, 22 Ocak’ta UYAP üzerinden özel yetkili Cumhuriyet Savcısı Bilal Bayraktar’ı soruşturma savcısı, özel yetkili Cumhuriyet Savcıları Mehmet Berk ve Ali Haydar’ı da yardımcı olarak görevlendirdi. Balyoz’la ilgili olarak 5 bin sayfalık ıslak imzalı belgeler, CD ve DVD’leri inceleyen savcılar, 22 Şubat’ta düğmeye bastı. Aralarında eski Kuvvet komutanları Özden Örnek, İbrahim Fırtına ile emekli orgeneraller Çetin Doğan ve Ergin Saygun’un da olduğu bulunduğu 27’si muvazzaf 49 subay ve astsubayı gözaltına alındı.
BAŞDÖNDÜREN TRAFİK
Operasyonla birlikte Ankara’da art arda çarpıcı temas ve toplantılar gerçekleştirildi. Başbakan Erdoğan’ın yurt dışında olduğu pazartesi günü Başbakan Vekili olan Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek’in Genelkurmay’a giderek görüşmede bulunduğu ortaya çıktı. Görüşmenin ardından Çiçek, Adalet Bakanlığı Müsteşarı Ahmet Kahraman’ı aradığını açıkladı. Salı günü Genelkurmay’dan yapılan açıklamada ise Balyoz soruşturmasına atıfta bulunularak “Tüm orgeneraller ve oramiraller ciddi durumu değerlendirmek üzere toplandı” denildi. Perşembe günü Cumhurbaşkanı Gül, Başbakan Erdoğan ve Genelkurmay Başkanı Başbuğ, Çankaya Köşkü’nde sürpriz bir zirve yaptı.
İKİ KOMUTAN SALIVERİLDİ
Ankara’da Balyoz odaklı görüşmeler tam gaz sürerken, İstanbul’daki yargılamalarda ise mahkemeye sevk edilen aralarında muvazzaf generallerin de olduğu çok sayıda asker tutuklandı. Ancak Balyoz’la ilgili örgüt yöneticisi oldukları iddia edilen Örnek ve Fırtına ise Başsavcı Vekili tarafından sorgulandıktan sonra “kaçmayacakları” gerekçesiyle mahkemeye sevk edilmeden serbest bırakıldı. Cuma günü Cumhuriyet Savcıları operasyonun ikinci aşamasına geçti. Balyoz’un Çarşaf ve Sakal planları için görevlendirilen askerler gözaltına alındı. Aynı günün gecesinde ise Balyoz planının mimarı Çetin Doğan tutuklandı. Balyoz darbe iddialarına ilişkin görüşme ve yargılama trafiği sürerken, önceki gün İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Engin’in, İstanbul Emniyeti ve Merkez Komutanlıkları’na bir yazı göndererek HSYK tarafından Erzurum savcıları gibi görevden alınacakları iddia edilen Balyoz savcılarını devre dışı bıraktığı ortaya çıktı. Emniyet ve Merkez Komutanlığı’na gönderilen 2010/2781 sayılı yazıyla polis ve askerin Başsavcı ve Başsavcı Vekili’nin ‘UYGUN GÖRÜLDÜ” şerhi ve imzası olmayan “arama, yakalama ve gözaltı talimatlarını yerine getirmemeleri” istendi. Doğrudan Balyoz soruşturmasına yönelik yasadışı talimatta şöyle denildi: “Soruşturma ile görevlendirilen Cumhuriyet Savcıları tarafından, kolluğa ve Merkez Komutanlığı’na yazılan tüm davetiye, celp/çağrı (CMK.216/6) arama, yakalama ve gözaltına alınma gibi tüm müzekkere ve yazılarda CMK’nın 250. Maddesi ile yetkili ve görevli Cumhuriyet Başsavcı Vekilleri’nden birinin UYGUN GÖRÜLDÜ şerhi ve imzası bulunmadan talimatların yerine getirilmeden Cumhuriyet Başsavcı Vekillerine iadesi ve yetkili ve görevli Cumhuriyet Başsavcı Vekilleri tarafından yukarıda belirtildiği şekilde UYGUN GÖRÜŞ şerhi alındıktan sonra gereğinin ifası...”
SAVCILARA ONAY KISITLAMASI
Engin’in yazısında Çolakkadı’nın 22 Ocak’taki görevlendirme yazısında belirttiği rutin talimata ilginç bir atıf yapıldı. Çolakkadı’nın “Soruşturma evresinde ortaya çıkan önemli olaylarla ilgili olarak veya yakalama arama gibi önemli soruşturma işlemlerinin öncesinde Cumhuriyet Başsavcısına veya Cumhuriyet Başsavcı Vekiline bilgi verilmesine” ilişkin yazısında ‘bilgi verilmesi” talimatı, Engin’in yasadışı yazısında “Başsavcısı ve Vekili’nin onayının alınması” zorunluluğuna dönüştürüldü.
İfadeye çağırmak için izin alacaklar
Skandal talimatla bundan böyle özel yetkili savcılara, soruşturma kapsamında ifadeye çağıracağı çok sayıda general ve subay için Başsavcı ve Başsavcı Vekili’nden izin alması şartı getirilmiş oldu. Kuvvet Komutanları’nın serbest bırakılmasının “üstler serbest astlar tutuklu” değerlendirmesiyle tartışma zemini oluşturacağı kaydedilirken, bu durumun tutuklular için yapılacak itirazlarda gerekçe olarak kullanılacağına işaret edildi. Başsavcının bu talimatını uygulayan kolluğun da suç işlemiş olacağı belirtildi.
iŞTE ANAYASA’DA HAKiM VE SAVCILARIN TEMiTANI
138. Madde: “Hâkimler, görevlerinde bağımsızdırlar; Anayasaya, kanuna ve hukuka uygun olarak vicdanî kanaatlerine göre hüküm verirler. Hiçbir organ, makam, merci veya kişi, yargı yetkisinin kullanılmasında mahkemelere ve hâkimlere emir ve talimat veremez; genelge gönderemez; tavsiye ve telkinde bulunamaz. Yasama ve yürütme organları ile idare, mahkeme kararlarına uymak zorundadır; bu organlar ve idare, mahkeme kararlarını hiçbir suretle değiştiremez ve bunların yerine getirilmesini geciktiremez.”
139. Madde: ”Hâkimler ve savcılar azlolunamaz, kendileri istemedikçe Anayasada gösterilen yaştan önce emekliye ayrılamaz; bir mahkemenin veya kadronun kaldırılması sebebiyle de olsa, aylık, ödenek ve diğer özlük haklarından yoksun kılınamaz.”
SAVCILARA MÜDAHALE YAPILMIŞ
İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Engin tarafından gönderilen yazıyı değerlendiren eski Cumhuriyet Savcısı Gültekin Avcı, talimatın yasaya aykırı olduğunu belirterek “Soruşturmaları savcılar yürütür. Savcılar Cumhuriyet Başsavcısı’ndan veya Başsavcı Vekili’nden izin almak zorunda değildir” diye konuştu. Avcı, “CMK’da asıl olan savcıdır. Başsavcı veya vekili, savcının gözaltına alma kararlarına müdahale edemez. Bu yazı Ergenekon ve Balyoz soruşturmasını yürüten savcıların yetkisine müdahale anlamı taşıyor. Prosedür açısından doğru değil. Emniyet’teki adli kolluk görevini yerine getiren polisin savcılardan gelen emirleri yerine getirmesi gerekir. Başsavcılığa sormak gibi görevleri yoktur” dedi.