BEYAZ TÜRKLER VE KÜRTLER NE YAPMAK İSTİYORLAR!
Ülkenin doğu ve batısını, karıştıran eller, geçmişte ayni ideoloji içinde, tek bir çatı altında politika yapmışlardır. Biri birlerinden ırk olarak faklı, inanç yönünden aynı safta yer almışlardır. Kendi şahsi çıkarları için, yapamayacakları kötülük yoktur. Şimdi Türkiye Cumhuriyet Devleti, bu görüşte olan, atayist insanların pençesi içine düşmüştür. Bu atayistler ülkemizin her yanında kargaşa yaratmak, ülkeyi her an için gergin tutmaktır.
Bu günlerde yine gözü dönmüş birileri, eline bir çubuk almış, ortalığı toz duman haline getirmek istemektedir Ülkede bir kargaşa yaratmaya çalışmaktadır. Doğuda ve batıda, bu kirli oyunlarına, çocuklarımızı alet etmektedirler. Doğu ve güney doğuda, çocuklarımız, irfan yuvaları olan okullara gitmek yerine, bu çocukların eline birer saldırı aparatı olan araç ve gereç verilerek, sokağa sürülmekte ve bu sokakları savaş alanına çevirmektedirler. Bu bölgeleri daima gergin tutmaları, bu çocuklarımızı kirli oyunlarına alet edip, bu alanlarda kargaşa çıkarıp, devletin bu bölgelere hizmet getirmelerine karşı koyup, burada yaşayan insanların tümüyle cahil kalmalarını istemekte ve bu halkın sefalete ve fakirliğe mahkûm ettirmektedirler. Bu bölgedeki köylüler çoğu hayvancılıkla geçimini sağlamaktadır. Kışın köyüne gelir, yazın hayvanlarıyla birlikte yaylaya çıkar. Şimdi bu insanların, geçimini sağladığı bu hayvancılık yaşamları bitti, çünkü dağdaki yaylaları, devletin kovaladığı ve yakalamadığı eşkıyalarla ve terör örgütlerinin mekânı olunca, halkın can ve mal güveni olmadığından, hayvanıyla birlikte yaylaya çıkamıyor. Yaylaya da çıkamadığı için, hayvanını satıp, başka şehirlere ve köylere göçmüş oldular. Şimdi bu göç eden bölge insanları, bu göç ettiği yerlerde rahat yaşamak isterken, şimdi yine terörün bağlantı kurduğu bazı parti kurucuları, bu bölge insanının çocuklarının beyinlerini yıkamaya çalışarak, bu doğu il ,ilçe ve köyünde terör çıkarmak için, bu yerlerde kargaşa yaratmak için, bu halkın mahzun ve temiz ruhlu çocuklarını , kirli oyunlarına alet etmektedirler. Bu durumu sağır sultan bile biliyor, çünkü gizlenecek bir tarafı kalmadı. Bu teröre destek veren, bu ülkenin insanlarının vergilerinden maaşlarını alan, bu millet vekiller şu an, halkın meclisinde. Seçim günü bu milletvekilleri, doğu illerine dağılırlar ve oralarda çadır kurup, o temiz ve saf insanlara, refahlarını ve ekonomik durumunu iyileştirme sözü verirler, ama seçilince, bu insanlara verdikleri bu vaatlerini unutup, bir daha ki seçime kadar, bu insanların hayatlarını karartıp, karı ve kızını ayrıca küçük yaşta çocuklarını sokaklara sürüp, kargaşa yaratıp, çevreye ve devlet kurumlarına zarar verirler. Devletin o bölge insanlarına vereceği hizmete mani olurlar. Kendileri ülkenin en kalkınmış, refahı yüksek ve nimetleri bol olan, ilerinde hayatlarını en güzel bir şekilde idame etmektedirler. Bu partiye mensup olan zevatlar, terör örgütlerinin verdiği direktiflere göre hareket ederler. Bu bölge halkının güç şartlar altında çalıştıkları sorunlar, bu zevatları ilgilendirmez, onlar kendi düşünce ve emellerini ortaya koymak için, o mahzun insanları bu kirli oyunlarına alet ederler.
Batı bölgelerine bakıyorsunuz, burada bu gizli eller, öğrencileri sokağa dökmek istiyor. Öğrenciler üniversitelerde yeni bir şeyler öğrenmek yerine, devlete kafa tutmak için sokaklara sürülüyor. Bu eski senaryoları bu ülke eskiden çok acı bir şekilde yaşadı. Binlerce halkımızın çocukları, hiç yoktan öldü ve öldürüldü, çok fakir ve fukara aileler, çocuklarını bu yüksek okullara gönderip, okuyup ve bir şeyler öğrensin, ilerde bir iş sahibi olsun, askerliğini yapsın ve bir mutlu yuva kursun temenli etmiştir. Bunu bu insanlara çok gören bazı, kendini bilmez kişiler tarafından, bu gariban ailelerin çocuklarına el uzatılıyor ve sokakları kan yerine çevirmek istiyorlar. Bura dada Atatürk ve laiklik istismar edilip, bu ülkeyi her an gergin tutabilmeleri için, elerindeki ve düşüncelerindeki, bütün kötü senaryoları ortaya koyup, bu ülkeyi karıştırıp, kendilerine getirim sağlamak için bazı, hareketler peşine düşmektedir. Bunların taptığı para, kıblesi kadın olan bu zevatlar, kendi midelerini doyurmaya ve eğlenmelerine bakarlar. Vatan milleti düşünmezler bunlar, bunlar hep kendilerini ve kendi gibi düşünenlerine sahip çıkarlar.
Şimdi bakıyorsunuz ki, hem doğu, güney doğuda ve batıda ülkemizde, kargaşa yaratmak isteyen bu örgütlerin, daha öncede aynı bir parti içinde, bu ideolojilerini sürdürmüşlerdir. Bu ülkeyi yıkmak isteyen bu zevatlar, doğuda terör estiren, bu caniler bir zamanlar, Anakarada milletvekili lojmanlarında teröristi, devletin imkânlarıyla tedavi etmişlerdi. Bu zevatlar utanmadan bu terörsülerin kampına gidip, selam Kürdistan diye bağırıp orda, terör liderinin, çocuk katilinin önde el pençe durup, ekmek yediği, vatanı hakkın da, kötü hakaretlerde bulunmuş, o dağ ve vadilerde terörist bayrağı altında, teröristlere hitap etmiş ve o meydanlarda gövde gösterisi yapıp bu ülkeye hakaret etmişlerdir. Bunu gibi nice hıyanet içinde olan şahıslar. Şimdi bu ülkeyi sever görünen beyazlar, kendi ideolojilerini bu kursaklarından çıkararak, bu temiz milletin aile çocuklarını zehirlemeye çalışmaktadırlar ve bu ülkenin geleceği olan bu gençleri kendi kirli oyunlarına alet etmektedirler.
Koca milletvekilleri bu öğrencilere örnek olacağı yerde, kendilerinin bu ülkenin refahını yükselmek için bir çözüm üretemedikleri için, meclisten kaytarıp sokaklarda medet bekleyen bu zavallılar, ülkeyi germek için ne gerekiyorsa o pis oyunlarını, bu saf temiz gençler üzerinden ortaya koymak istiyorlar
Şimdi birde, bölgede iki dilli, levhalar yazılıp yolara çakılıyor. Burada insanların çoğu Türkçe ve Kürtçe konuşuyor, burada halkın tabanında, her hangi bir sorun yoktur. Ama halka geldiğinde, bu bölge halkın çoğu Türkçe ve Kürtçe yazı okuyamıyor, kısacası bilmiyor. Bu levhalardaki bu yazı kim için hazırlayıp, okumasına yardımcı oluyorlar. Bu meclisteki sözde bu bölgeyi temsil eden bu Kürt partisi, bu görüşünde samimi değildir. Bu bölgeye devletin yardım yapmasını teşvik etsin, devletin bu bölge insanına götürdüğü hizmetlere köstek olmasın. Onlarda bu ülkenin üniversitelerinde okudu, şu an eğer bir meslekleri varsa, bu ülkenin meclisinde milletvekilliği yapıyorsa, bu vatanın ona vermiş olduğu bu nimetin değerini bilmesi lazımdır. Bir atasözü var, insan yemek yediği, kaba pislemez. Bu insanlar nankörlük yapıyor, ülkemizin refah ve kalkınmasına mani oluyorlar. Allah bu görüşte olanlara akıl fikir versin, Allah doğru yola getirsin. Ben bir Kürt vatandaşı olarak, bu insanlardan utanıyorum. Ben ülkemi seviyorum, bunların kurmuş olduğu kötü tezgâhlarının, aleti olmam, onlar elbet, bu yaptıklarından utanacaklar. Ben bir Kürt vatandaşı olarak bu insanları kınıyorum, onlar biz Kürtlerin temsilcisi değildir, onlar dış ve iç mihrakçıların maşasıdır. Bu ülke sahipsiz değil, bizler vatanımızı canımızdan çok severiz, o yüzden şehit anaları ve babaları, bu vatan için çocuklarını şehit verdiğinde, hep bir ağızdan, vatan sağ olsun, söylerler. Vatan bizin için kutsaldır, aç ve susuz yaşanır ama vatansız asla!
Her kez bu vatan toprakları üzerinde, konumunun bulunduğu yerden, ülkeye daha iyi hizmet vermelidir. Asker kışlasında, rektör okulunda, milletvekili mecliste, Hâkim, savcı adliyesinde, öğrenci okulunda, köylü köyünde, polis emniyette, muhtar mahallesinde, vali ilinde, yazar gazetesinde ve bu örnekleri çoğalta biliriz. İnsanlar hangi konumda olurlarsa olsunlar, devlete ve halka hizmet hizmetin en iyisini sunmalıdırlar. Bilsinler ki hizmet verdiği yer vatanı ve vatanı üzerinde yaşayan, ortak olan bağları vardır.(Dil birliği, bayrak, inanç, ülkü, istiklal marşı vesaire gibi bağlardır.) Bu insanlar, ülkesini seven ve canla başla ona daha iyi hizmet etmek için yarışmalı. Bir kötülük gördüğü zaman, onu ıslah etmeli, ülkeye ve ülke insanına yararlı bir konuma getirmeli. Lafla vatan sevilmez, vatanı sevmek için bedel ödemeliyiz, bazı rahatlığımızdan, kazançlarımızdan, fedaykarlık yapmamız lazımdır. Bu ülke şehitlerimizin kanıyla, vatan topraklarının sınırları çizildi. Bu vatanı kimsenin bölmesine, kimsenin gücü yetmez. Dünya durdukça bu Türkiye cumhuriyeti ilelebet, yaşayacaktır. Allah bu vatanı korusun, iç ve dış mihraklara fırsat vermesin. Allaha emanet olun. Bu kutsal vatanın önünde eğiliyorum. Saygılarımı sunuyorum.
ÇALIŞMADAN, YORULMADAN, ÜRETMEDEN, RAHAT YAŞAMAK İSTİYEN TOPLUMLAR, ÖNCE HAYSİYETLERİNİ SONRA HÜRRİYETLERİNİ VE DAHA SONRADA İSTİKLAL VE İSTİKBALLERİNİ KAYBEDERLER:
ATATÜRK