ATO’nun hazırladığı “Türkiye AR-GE Yoksulu” başlıklı rapora göre, ar-ge’ye milli gelirinin binde 7-8’i kadar harcama yapabilen Türkiye, yüksek teknoloji ürünü ihraç edemediği için yüksek düzeyde dış ticaret açığı vermek zorunda kalıyor. ATO’nun Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), Eurostat ve OECD verilerine dayanarak hazırladığı rapora göre, Türkiye araştırma ve geliştirme için uluslararası şirketler kadar bile kaynak ayıramıyor.
Rekabet koşulları ağırlaşıyor
Türkiye’nin bu yatırımları artırmadan, dışa bağımlılıktan ve yüksek cari işlemler açıklarından kurtulması mümkün görünmüyor. Eurostat’ın belirlemelerine göre, birçok uluslararası şirketin yıllık olarak Ar-Ge için yaptığı harcama, Türkiye’nin kamu ve özel sektör olarak bu alana yaptığı yatırımların oldukça üzerinde seyrediyor.
Eurostat’ın havacılık, bilgi işlem makineleri, ofis makineleri, elektronik aletler, ilaç, elektrikli makineler ve silah gibi ürünlerin ihracatını dikkate alarak yaptığı belirlemelere göre, ileri teknoloji ürünlerinin Türkiye’nin ihracatı içindeki payı yüzde 1,7 düzeyinde kalıyor. İleri teknoloji ürünlerinin ihracat içindeki payı ABD’de yüzde 26’yı, Japonya’da yüzde 20’yi, aşıyor. ATO Başkanı Sinan Aygü, rekabet koşullarının her geçen gün daha da ağırlaştığı dünyada, ülkelerin rekabet güçlerini artırabilmelerinin tek yolunun ar-ge yatırımlarını artırmak olduğuna işaret etti. Aygün Ar-Ge’nin yüksek maliyet gerektirmekle birlikte geri dönüşü yüksek bir yatırım olduğunu vurguladı.
Ucuz mal satıp pahalı mal alıyoruz
Başkan Aygün, şunları kaydetti: “Türkiye’nin sürekli dış ticaret açığı vermesi dışarıya düşük teknolojili ürünler satıp, ileri teknoloji ürünü almasından kaynaklanıyor. Ucuz mallar satıp, pahalı mallar almaya devam ettiğimiz sürece ihracatımızı ne kadar büyütürsek büyütelim, ithalat çok daha yüksek büyüyeceği için dış ticaret açığımız da artarak büyümeye devam edecektir.”