AK Parti'ye açılacağı söylenen 2. kapatma iddianamesi çıktı çıkacak.. Başsavcı Abdurrahman Yalçınkaya'nın hazırladığı dosyada telefon dinlemede bakan imzası ve Habur olayı kanıt olarak gösteriliyor..
Güneş yazarı Talat Atilla, bugünkü köşesinde hazırlandığı öne sürülen iddianamenin şok ayrıntılarını yazdı.. İşte Talat Atilla'nın ortalığı sarsacak yazısı:
(...)AK Parti'ye kapatılma davası açılacağına dair dedikodular artık iddia olmaktan çıktı, ete kemiğe bürünmek üzere. Bu konuda ciddi bir bilgiyi sizlerle paylaşmak isterim.
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı, AK Parti'ye yönelik kapatma iddianamesini tamamlamak üzere. Hatta son rötuşlarını yapıyor.
Peki, kapatılma iddianamesinin içeriğinde neler var?
Kapatılma iddianamesinin en önemli iki içeriği;
YARGITAY TELEFONLARININ BAKAN İMZASI İLE DİNLENMESİ VE HABUR KARŞILAMASI...
İddianamede, Yargıtay telefonlarının dinlenmesinin mevcut yasalara göre suç sayıldığı, bu suçun işlenmesinde siyasal iktidarın bir temsilcisi olan ADALET BAKANI'nın imzasının bulunması kanıt olarak gösteriliyor.
Yine aldığım bilgilere göre; Adalet Bakanı'nın imzasının AK Parti ile birebir ilişkilendirildiği ve Yargıtay telefonlarının dinlenmesinin AK Parti'nin tüzel kişiliği ile bağlantılı olduğu vurgulanıyor.
İddianamede en dikkat çeken unsur, çok sayıda siyasetçiye yasak istenmesi...
Başta Başbakan Erdoğan olmak üzere kabinenin yarısından fazlası ve AK Parti yöneticilerinden 6 isime siyasi yasak isteniyor.
İddianamede ayrıca; Beşir Atalay'ın göreve getirdiği bürokratların yaptığı icraatlardan oluşan delillerin yanında açılım sürecindeki Habur Karşılaması da yer alıyor.
İşin ilginci Refah Partisi'nin kapatılma dosyasında da Beşir Atalay'ın güçlü izlerinin bulunması. Atalay'ın o dönemde rektörlüğünü yaptığı üniversitedeki faaliyetleri dosyaya önemli deliller olarak girmişti...
İddianameye en son giren delilin DTP'li Hatip Dicle'nin İçişleri Bakanı Atalay'a atfen söylediği 'Müsteşarımı Diyarbakır'a gönderdim. Hakim ve savcılar ayarlandı, geldikleri gibi geçecekler' sözleri olduğu belirtiliyor.
Yukarıda yazdıklarım beni hemen hemen hiç yanıltmayan haber kaynağımın iddiaları...
Doğru, eksik ya da yanlışlığını elbette zaman gösterecek.
Kişisel olarak demokrasilerde partilerin kapatılmasına kesinlikle karşıyım. Doğrusunun; söz konusu partilere para cezası olduğunu düşünüyorum ama mevcut yasalar böyle kaldığı sürece de yapılacak fazla bir şey yok sanırım...