Ana Sayfa Gündem Siyaset Ekonomi Asayiş Eğitim-Bilim Kültür-Sanat Sağlık-Yaşam Dünya Haber Yorum Spor Yerel Haberler Teknoloji Kim Kimdir?
Ziraat Türkiye Kupası'nda Çeyrek Final Eşleşmeleri Belli Oldu
Ziraat Türkiye Kupası'nda Çeyrek Final Eşleşmeleri Belli Oldu
TCMB, Faiz Oranını Yüzde 42,50'ye İndirdi
TCMB, Faiz Oranını Yüzde 42,50'ye İndirdi
E-İhracat Hedefi 2025’te 8 Milyar Dolar Olarak Belirlendi
E-İhracat Hedefi 2025’te 8 Milyar Dolar Olarak Belirlendi
Genç Girişimcilere 6,25 Milyar Lira Kredi Desteği Sağlanacak
Genç Girişimcilere 6,25 Milyar Lira Kredi Desteği Sağlanacak
MSB: PKK'ya Silah Bırakma Çağrısı
MSB: PKK'ya Silah Bırakma Çağrısı
HABERLER>ARAŞTIRMA-İNCELEME
6 Mart 2025 Perşembe - 02:18

TÜRK MİLLİ GÜÇ POLİTİKASI VE BÖLGESEL DENGELER ÜZERİNE İBRAHİM AYDEMİR İLE ÖZEL RÖPORTAJ

TürkCumhuriyeti.com’un özel röportajında, Türk Parlamenter Gazeteci ve Yazarlar Birliği Başkanı İbrahim Aydemir, bu politikanın nasıl şekillendiğini ve gelecekte nasıl bir yön izleyeceğini değerlendirdi.

TÜRK MİLLİ GÜÇ POLİTİKASI VE BÖLGESEL DENGELER ÜZERİNE İBRAHİM AYDEMİR İLE ÖZEL RÖPORTAJ

Muhabir (TürkCumhuriyeti.com): Sayın İbrahim Aydemir, son yıllarda Türkiye’nin bölgesinde izlediği stratejik politikalar büyük yankı uyandırdı. Türk Milli Güç Politikası kavramı son dönemde daha sık konuşulmaya başlandı. Bu kavramın içeriğini nasıl tanımlarsınız?

İbrahim Aydemir: Öncelikle şunu belirtmek gerekir ki Türk Milli Güç Politikası, sadece askeri operasyonlarla şekillenmiş bir konsept değil, uzun soluklu bir devlet aklının ürünü olan stratejik bir yöneliştir. Türkiye’nin milli güvenlik perspektifi, ekonomik bağımsızlığı ve bölgesel dengeleri değiştirme kapasitesinin bir araya gelmesiyle oluşmuştur. Temeli Suriye’de atıldı, Libya’da umut verdi ve Karabağ’da destan yazdı.

Bu politika, Türkiye’nin kendi milli çıkarlarını gözeterek, bağımsız hareket eden ve bölgedeki denklemleri değiştiren bir aktör olduğunu ortaya koyan bir yapıdadır. Bakınız, Milli İstihbarat Teşkilatı’nın 2024 yılı faaliyet raporunda MİT Başkanı Sayın İbrahim Kalın’ın şu cümlesi, sürecin en net ifadesidir: “Ülkemiz, yeni jeopolitik gerçeklik karşısında kendi milli çıkarlarını, hak ve menfaatlerini gözeterek stratejik bir aklın ve milli duruşun ifadesi niteliğindeki Türk Milli Güç Politikası inşa sürecini başarıyla yürütmektedir.” İşte bu, tam anlamıyla devlet aklının sahaya yansımasıdır.

SURİYE’DE BAŞLAYAN MÜCADELE: TERÖR KORİDORUNA GEÇİT YOK

Muhabir: Türk Milli Güç Politikası’nın özellikle Suriye’de nasıl şekillendiğini detaylandırır mısınız?

İbrahim Aydemir: Türkiye’nin Suriye’de attığı adımlar, sadece terörle mücadele kapsamında değerlendirilmemeli. Burada aslında Türkiye, küresel bir projeye karşı durarak bölgedeki varlığını kabul ettirdi.

2014’te DAEŞ’in sahaya sürülmesiyle birlikte, Ortadoğu’nun haritasını değiştirmeye yönelik bir plan devreye sokuldu. Amaç, Türkiye sınırında bir terör koridoru oluşturarak ülkemizin güneyinden kuşatılmasını sağlamaktı. Ancak Türkiye, Fırat Kalkanı Harekâtı ile bu oyunu bozdu. Bu, sıradan bir operasyon değildi. Bu, Türkiye’nin bölgedeki iradesini ortaya koyduğu bir milattı.

Daha sonra Zeytin Dalı, Barış Pınarı ve Bahar Kalkanı harekâtlarıyla bu süreç pekiştirildi. Şu an geldiğimiz noktada Türkiye, terör örgütlerinin değil, kendisinin belirleyici olduğu bir denklemi kurmayı başardı. Bugün Suriye muhalefeti artık uluslararası meşruiyet kazandı ve bir devletleşme sürecine girdi.

LİBYA: DENGELERİ DEĞİŞTİREN TÜRKİYE’NİN GÜCÜ

Muhabir: Suriye’den sonra Türkiye’nin Libya’daki varlığı nasıl bir stratejik akılla şekillendi?

İbrahim Aydemir: Libya’daki süreç, Türkiye’nin küresel anlamda oyun kurucu olduğunu gösteren en net örneklerden biridir. 2020 yılında Halife Hafter güçleri, Trablus’un kapısına kadar ilerlemişti. Türkiye’nin Libya’nın meşru hükümetine verdiği destek olmasaydı, bugün Libya bambaşka bir tabloyla karşı karşıya olacaktı.

Bakınız, o dönemde Hafter güçlerine Fransa, BAE, Rusya, Mısır ve Suudi Arabistan gibi ülkeler açıktan destek veriyordu. Ama Türkiye’nin sahaya inmesiyle, batı cephesinde 3 bin kilometrekarelik alan temizlendi, Libya’nın en büyük askeri üssü olan Vatiyye Üssü geri alındı ve Sirte’ye kadar ilerleme sağlandı. Bu sadece askeri bir başarı değil, aynı zamanda Akdeniz’de Türkiye’nin oyun dışı bırakılmasına karşı verilen bir cevaptı.

KARABAĞ: TÜRKİYE’NİN GÜCÜYLE KAZANILAN TARİHİ ZAFER

Muhabir: Türk Milli Güç Politikası’nın Karabağ’daki etkisini nasıl değerlendiriyorsunuz?

İbrahim Aydemir: Karabağ zaferi, bu politikanın askeri, diplomatik ve teknolojik gücünün somut bir sonucu olarak karşımıza çıktı. Azerbaycan, Türkiye’nin sağladığı modern askeri teknolojiler ve sahadaki stratejik desteğiyle 30 yıllık Ermeni işgaline son verdi.

Şunu unutmamak lazım: Karabağ sadece Azerbaycan’ın değil, tüm Türk dünyasının ortak zaferidir. Çünkü bu zaferle, Türk dünyasında ortak bir güvenlik konsepti oluşturmanın temelleri atılmıştır. İran’ın Ermenilere açık desteğine rağmen, Türkiye’nin sahadaki desteğiyle zafer elde edilmiştir.

TÜRK MİLLİ GÜÇ POLİTİKASI: KÜRESEL BİR DENGE UNSURU

Muhabir: O halde Türk Milli Güç Politikası, yalnızca bölgesel değil küresel bir denge unsuru hâline mi geliyor?

İbrahim Aydemir: Kesinlikle. Türk Milli Güç Politikası artık sadece bölgesel değil, küresel bir strateji hâline gelmiş durumda.

Bakınız, bu politikanın üç temel boyutu var:

    1.    Askeri boyut: Türkiye’nin sahadaki askeri varlığıyla, bölgesel dengeleri değiştirme gücü.

    2.    Diplomatik boyut: Türkiye’nin sahada kazandığı askeri başarıları, diplomatik masaya taşıma yeteneği.

    3.    Ekonomik boyut: Türkiye’nin savunma sanayi ve enerji politikalarıyla, sahadaki kazanımlarını ekonomik anlamda da kalıcı hâle getirme vizyonu.

Bugün Türkiye, sadece Suriye, Libya ve Karabağ’da değil, Afrika’da da yeni bir eksenin kapılarını açıyor. Türk savunma sanayisinin başarıları, dost ve kardeş ülkelere sağlanan destekler, ekonomik iş birlikleri… Bunların hepsi Türkiye’nin küresel bir güç merkezi olma yolundaki adımlarıdır.

TÜRK MİLLİ GÜÇ POLİTİKASI’NIN GELECEĞİ

Muhabir: Türk Milli Güç Politikası’nın geleceğini nasıl görüyorsunuz?

İbrahim Aydemir: Şunu çok net söyleyebilirim: Bu politika artık geri dönüşü olmayan bir noktaya ulaştı. Bu süreç, sadece askeri başarılarla değil, ekonomik ve diplomatik hamlelerle de desteklenerek büyümeye devam edecek.

Özellikle Afrika ve Asya’daki yeni ortaklıklarla birlikte, Türkiye’nin küresel sahnede daha güçlü bir aktör hâline geleceğini göreceğiz. Türkiye artık sadece bölgesinde değil, küresel ölçekte bir aktör olarak konumlanmaya devam edecek.

Muhabir: Sayın Aydemir, kıymetli yorumlarınız için çok teşekkür ederiz.

İbrahim Aydemir: Ben teşekkür ederim. Türk Milli Güç Politikası’nı ve ülkemizin küresel stratejisini her platformda anlatmaya devam edeceğiz.

 
Aydemir: Tahir Büyükkörükçü Hocaefendi öğreten bir alimdi
 
Siber Suçlara Büyük Darbe
YORUMLAR
 Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 

Bu haber henüz yorumlanmamış...

FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
KATEGORİDEKİ DİĞER HABERLER
Aydemir: Teslim olan yalnız PKK değildir!
Bölücü başı Abdullah Öcalan’ın şartsız bir şekilde bölücü örgüte silahları ...
Külünk Eğitim ve Kültür Derneği’nden çarpıcı “Dijital Çağda İnsan, Toplum ve Aile Raporu”
Külünk Eğitim ve Kültür Derneği tarafından hazırlanan “Dijital Çağda İnsan, ...
RTEÜ akademisyenlerinin projesi destek almaya hak kazandı
RİZE-18.01.2024-HİBYA- Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi’nden iki akademisyenin ...
 
Bir bardak kefirle gelen 8 fayda
Acıbadem Altunizade Hastanesi Beslenme ve Diyet Uzmanı Şengül Sangu Talak ...
Mobil Haber uygulamaları 2020'de çok yüksek bir büyüme görüyor
Haber uygulamalarının oturumları, Ocak-Nisan 2020 arasındaki süreçte %59 artış gösterdi.
Türkiye'de 2019 yılında ölen kişi sayısı 435 bin 941 oldu
Ölüm sayısı 2018 yılında 426 bin 449 iken 2019 yılında 435 bin 941 kişi ...
 
Hizmet sektöründe normalleşme sürecinden beklentileri neler?
Tüm Türkiye’de 400.000 hizmet vereniyle, 3000 üzeri kategoride hizmet ...
Büyükşehirdekileri daha çok etkiliyor
81 ilde 6 bin 318 kişinin online olarak katıldığı Türkiye’nin en geniş ...
Bugün hava nasıl olacak? Meteoroloji kar, sağanak ve çığ uyarılarında bulundu
Meteoroloji Genel Müdürlüğü tarafından yapılan son değerlendirmelere göre; ...
 
ANKARA GAZETESİ
YAZARLAR
Erkan Zorlu
Erkan Zorlu
Van’da Terör Gölgesi ve Devletin Tavrı
Yavuz Münir Saatçi
Yavuz Münir Saatçi
Nereden nereye...
Oylum Demiray
Oylum Demiray
Özlem Zengin’e yapılan linç: Vicdansızlık sınırlarını zorlamak
Ali Kemal Koçak
Ali Kemal Koçak
Aslolan zarf mıdır mazruf mudur?
Durak Avcıoğlu
Durak Avcıoğlu
Samimi Müslüman: Ayetlerin Aynasında
İzzet Sevimli
İzzet Sevimli
Hayatın zehirleri ve panzehirleri
ANKARA
TWITTER'DA ANKARA GAZETESİ
FACEBOOK'TA ANKARA GAZETESİ
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
ANKET
Türkiye'nin aktif dış politikasını nasıl buluyorsunuz?

Doğru Buluyorum
Yanlış Buluyorum
Fikrim Yok

Sonuçları göster Anket arşivi
ARŞİV
Ana Sayfa Gündem Siyaset Ekonomi Asayiş Eğitim-Bilim Kültür-Sanat Sağlık-Yaşam Dünya Haber Yorum Spor
KünyeHakkımızda KünyeKünye İletişimİletişim FacebookFacebook TwitterTwitter Google+Google+ RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri