Ana Sayfa Gündem Siyaset Ekonomi Asayiş Eğitim-Bilim Kültür-Sanat Sağlık-Yaşam Dünya Haber Yorum Spor Yerel Haberler Teknoloji Kim Kimdir?
60. Cumhurbaşkanlığı Türkiye Bisiklet Turu Antalya'da Başladı
60. Cumhurbaşkanlığı Türkiye Bisiklet Turu Antalya'da Başladı
Fidan: PKK da DEAŞ Gibi Sistemden Çıkacak
Fidan: PKK da DEAŞ Gibi Sistemden Çıkacak
İstanbul'da Deprem Sonrası 15 Bin Bina İncelendi
İstanbul'da Deprem Sonrası 15 Bin Bina İncelendi
RTÜK'ten 'Güçlü Medya, Bilinçli Toplum Zirvesi'
RTÜK'ten 'Güçlü Medya, Bilinçli Toplum Zirvesi'
Trafikte Hız İhlaline Geçit Yok: 4 Ayda 2 Milyon İşlem Yapıldı
Trafikte Hız İhlaline Geçit Yok: 4 Ayda 2 Milyon İşlem Yapıldı

Oylum Demiray

Sosyal çürüme zirve yapmış…
24 Eylül 2024 Salı

Türkiye’de maalesef son yıllarda sosyal çürümenin zirve yaptığına hep birlikte tanıklık ediyoruz. Toplumun dinamikleri adeta çözülüyor. Bir zamanlar toplumda var olan güven ve saygı bağları kopma noktasında. İnsanların birbirine, komşusuna, hatta devlete güveni kalmamış durumda. Mafyatik yapılanmalar alenen sokaklarda boy gösterirken, polislerimize silah çekiliyor, caddelerde şehit ediliyor, tokatlanıyor. Bu kadar mı savrulduk?

Peki, bu nasıl başladı? Aslında çürüme, bir süreçtir. Bir günde olan bir şey değil. Toplumun ahlaki değerlerinin erozyona uğraması, adalet sisteminin zayıflaması, güven duygusunun yok olmasıyla bir araya gelen bir çözülme hali. Ama bugün geldiğimiz nokta, artık bu çözülmenin çok daha gözle görülür ve hissedilir bir aşamasına işaret ediyor.

GÜVENİN ÇÖKÜŞÜ VE SOSYAL BAĞLARIN KOPMASI

Sosyologlar güvenin bir toplumu ayakta tutan en önemli yapı taşlarından biri olduğunu söyler. Güven olmadığında, insanlar arası ilişkiler zayıflar, ortak bir değer etrafında birleşmek zorlaşır. Türkiye’de özellikle son yıllarda bu güvenin ciddi anlamda zarar gördüğünü görüyoruz. Herkes birbirinden şüphe eder hale geldi. Bireyler arasında güven kalmayınca, toplumsal dayanışma da zayıflıyor. Bu durum, adeta bir domino etkisi yaratıyor. Güvensizlik, adaletsizlikle birleştiğinde, toplumun her katmanında çözülmeler başlıyor.

POLİSE KARŞI ŞİDDET VE OTORİTEYE SAYGISIZLIK

Son zamanlarda polislerimize karşı yapılan saldırılar, bu çürümenin en somut örneklerinden biri. Devleti temsil eden polise karşı silah çekmek, onu öldürmek, tokatlamak bir noktada devletin otoritesine karşı meydan okumaktır. Polis, yasaların uygulayıcısıdır. Ona yapılan saldırılar, aslında yasaya ve devlete karşı yapılmış sayılır. Bunun cezasız kalması ya da hafife alınması, toplumda otoriteye karşı bir boşvermişlik ve saygısızlık algısı oluşturur.

Bilim insanları, otoritenin zayıfladığı toplumlarda suç oranlarının arttığını, bireylerin hukukun üstünlüğüne olan inançlarının azaldığını belirtiyor. Bu da mafyatik yapıların güçlenmesine, suç örgütlerinin pervasızca hareket etmesine neden oluyor.

TEKNOLOJİ VE YENİ NESİL: SOSYAL MEDYA İLE GELEN ÇÜRÜME

Sosyal medya, insanların birbirine ve devlete karşı olan saygısını nasıl etkiliyor? Sosyal medya, bir yandan insanları bir araya getirirken, diğer yandan toplumun ahlaki çöküşünü hızlandıran bir araç haline geldi. Özellikle genç nesil, sosyal medya üzerinden kolayca manipüle edilebiliyor. Yanlış bilgiler, yalan haberler anında yayılıyor, toplumsal algılar sarsılıyor. Şeyda Yılmaz’ın şehit edilmesi sonrasında Süleyman Soylu’yu hedef alan yalan haberler, bunun en net örneklerinden biri.

ÇÖZÜM NEREDE?

Sosyal çürümenin tedavisi, güçlü bir adalet sisteminden, sağlıklı bir eğitimden ve toplumsal dayanışmadan geçer. Devletin otoritesini sağlam bir şekilde hissettirmesi gerekiyor. Adalet, suçu işleyenin yakasını bırakmamalı. Eğitim sistemi ise gençleri sadece bilgiyle değil, ahlaki değerlerle de donatmalı. Aksi halde, toplumun geleceği tehlike altındadır.

Sosyal çürüme bir kanser gibidir. Erken teşhis edilip tedavi edilmezse, toplumun tüm yapısını sarar. Bugün tedbir almazsak, yarın çok daha büyük felaketlerle karşılaşabiliriz.

Önceki sayfa   Sayfa başına git  
YORUMLAR
 Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 

Bu haber henüz yorumlanmamış...

FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
ANKARA GAZETESİ
YAZARLAR
İzzet Sevimli
İzzet Sevimli
Sükûnetin Ahengi İçinde
Ali Kemal Koçak
Ali Kemal Koçak
Affetmenin Vicdanı, Vicdanın Sınırı
Durak Avcıoğlu
Durak Avcıoğlu
Adıyaman: Yıkık bir şehirden değil, dimdik bir gönülden söz ediyorum
Dilek Yılmaz
Dilek Yılmaz
Yaparsan, “Yapar” dersin!
Dağıstan Türkmen
Dağıstan Türkmen
Türk’ün Topal Kartalı: Emir Timur
Erkan Zorlu
Erkan Zorlu
Van’da Terör Gölgesi ve Devletin Tavrı
ANKARA
TWITTER'DA ANKARA GAZETESİ
FACEBOOK'TA ANKARA GAZETESİ
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
ANKET
Türkiye'nin aktif dış politikasını nasıl buluyorsunuz?

Doğru Buluyorum
Yanlış Buluyorum
Fikrim Yok

Sonuçları göster Anket arşivi
ARŞİV
Ana Sayfa Gündem Siyaset Ekonomi Asayiş Eğitim-Bilim Kültür-Sanat Sağlık-Yaşam Dünya Haber Yorum Spor
KünyeHakkımızda KünyeKünye İletişimİletişim FacebookFacebook TwitterTwitter Google+Google+ RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri
Ankara Psikolog