Ana Sayfa Teknoloji Kim Kimdir? Gündem Siyaset Ekonomi Asayiş Eğitim-Bilim Kültür-Sanat Sağlık-Yaşam Dünya Spor Yerel Haberler
Reklam Kurulu tüketiciyi aldatan reklamlara 94 milyon lira ceza uyguladı
Reklam Kurulu tüketiciyi aldatan reklamlara 94 milyon lira ceza uyguladı
Atama kararları Resmi Gazete'de yayımlandı
Atama kararları Resmi Gazete'de yayımlandı
AYM üyeliğine Prof. Dr. Ömer Çınar seçildi
AYM üyeliğine Prof. Dr. Ömer Çınar seçildi
'Odacılar' olarak bilinen organize suç örgütü çökertildi
"Odacılar" olarak bilinen organize suç örgütü çökertildi
Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan İran-İsrail gerilimi yorumu
Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan İran-İsrail gerilimi yorumu

Mehmet Metiner

Kim daha çok Reisçi?
29 Nisan 2017 Cumartesi

Ne anlamsız, ne saçma bir soru bu.

Birileri bilinçli bir biçimde bu soruyu soruyor.

Amaçları belli:

Bir: Yanlış bir Reis algısı oluşturmak…

İki: Reis’e, Reis’i savunanların zarar verdiği algısını oluşturmak…

Üç: Reis’i bir başına korunaksız bırakmak…

Kim daha çok Reisçi görünme ihtiyacı hissediyor bilemem.

Böyle bir yarış var mıdır yok mudur onu da bilemem.

Ne görünme ihtiyacını doğru bulurum, ne de böyle bir yarışı.

Tanıdığım kadarıyla Reis’in kendisi de bunu zinhar doğru bulmaz.

Ne görünme ihtiyacı hissedenleri sever, ne de kendisi üzerinden iktidar elde etmeye kalkışanları.

Ama Reis kendisini can u gönülden, şahsında somutlaştırdığı o idealler dolayısıyla ölümüne sahiplenenleri baş tacı eder.

***

Herkes şunu iyi bilsin:

Reis’in şahsında somutlaşan idealleri savunmak ve bu çerçevede Reis’i ölümüne sahiplenmek ayrıdır, şahısçılık yapmak ayrı.

Kuşkusuz lidersiz olmaz.

Lakin lideri lider yapan da savunduğu idealleridir.

Kuşkusuz Reis; hem idealleri dolayısıyla, hem de kişisel özellikleri bakımından milleti tarafından sevilen biridir.

Sözünü ettiğim anlamda Reisçi olanlar, tıpkı Reisleri gibi mütevazı olurlar.

Reisleri gibi milletin gönlüne girecek yolları esas alırlar.

Ne Reis’in gözüne girmek için riyakârlık yaparlar, ne de başkaları üzerinde hegemonya kurmak için Reisçilik pozlarına girerler.

Çünkü bilen bilir ki Reis o tarz davrananların üstünü çizer.

O tıynette olanlara yüz vermez.

Oysa “Kim daha çok Reisçi?” sorusuyla yanlış bir Reis algısı oluşturmak isteyenler, sanki Reis bu tür kişilerden hoşlanıyormuş gibi bir portre çiziyorlar.

Yok böyle bir şey!

Reis’i seven milyonlar var.

Herkes kendi meşrebine göre Reis’i savunur elbet.

Reis’i kendisini savunanlar üzerinden sigaya çekmek veya Reis’e kendisini savunanlara karşı had bildirmesi telkininde bulunmak bir başka niyetin ifadesidir.

Sadece kendi şahıslarını odağa alan ve kendi savunularının mutlak faydasına inanan tipler, Reis’e ölümüne bağlı olanların samimiyetini küstahça sorgulama yoluna gidiyorlar ki bunu kabul etmek mümkün değil.

Şurada-burada Reis adına yapılan savunuların gerçekte Reis’e zarar verdiğini iddia edenler, aslında kendileri de Reis’e yaslanarak önlerinde engel olarak gördüklerini tasfiye etmek için kurnazca bir yol izlemiş olmuyorlar mı?

O birileri istiyor ki Reis kendi kendini savunsun.

Kavgasını da tek başına versin.

Pek tabii Reis’in kavgasını da, ideallerini de Reis’in öngördüğü çerçevede ve üslupla sürdürmek esastır.

Gezi sürecinden başlayıp, 17-25 Aralık süreçlerinde Reis’i yalnız bırakanlar o zaman da Reis’i aslanlar gibi savunanları aynı bakış açısıyla itibarsızlaştırma yoluna gitmişlerdi.

15 Temmuz’da saklanacak delik arayanlar veya meydanlarda görünmeyenler, Reis’i kefenleriyle karşılayanları şimdi de itibarsızlaştırma yoluna gidiyorlar.

16 Nisan’da bırakınız Reis’in yanında şehir şehir, meydan meydan dolaşmayı; oyunun rengini dahi belli etmekten kaçınanların, başka bir deyişle, “evet” demenin ne kadar önemli ve gerekli olduğuna dair bir tek demeç dahi vermeyenlerin bugün kalkıp Reis’i ve davasını yüreklice savunanları Reisçilik yarışına girmiş veya Reis üzerinden başkalarını harcamaya çalışan kişiler olarak gösterip itibarsızlaştırmaya çalışmaları elbette manidardır...

***

Çok şükür daha fazla Reisçi veya herkesten çok Reisçi görünmek gibi bir amacımız yok bizim.

Kimseyi Reis üzerinden doğrayıp biçtiğimiz de yok.

Ama Reis’i doğrayıp biçmek isteyenler veya Reis’e kumpas kuranlar bilsinler ki Reis’e ölümüne sahip çıkmaya devam edeceğiz.

Onun bir sözüyle kefenini giyip meydanlara çıkanlar, onu elbette kimseye yedirmezler, biline.

Önceki sayfa   Sayfa başına git  
YORUMLAR
 Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 

Bu haber henüz yorumlanmamış...

FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
ANKARA GAZETESİ
YAZARLAR
Oylum DEMİRAY
Oylum DEMİRAY
Bahçeli ayıp etti
Durak Avcıoğlu
Durak Avcıoğlu
Hrant Dink Cinayeti ve Hukukun Üstünlüğü: Siyasi Manipülasyon ve Toplumsal Bölünme
Erkan Zorlu
Erkan Zorlu
İşsizlik ve Enflasyon Arasında İnce Bir Denge
Dilek YILMAZ
Dilek YILMAZ
Siyasette İddialar ve Siyasi Oyunlar: Gerçekler ve Algılar
Münir SAATCİ
Münir SAATCİ
Milletvekilleri Belediye Başkanlığına Aday Olmamalı
Vedat Bilgin
Vedat Bilgin
Veda zamanı
ANKARA
TWITTER'DA ANKARA GAZETESİ
FACEBOOK'TA ANKARA GAZETESİ
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
ANKET
Türkiye'nin aktif dış politikasını nasıl buluyorsunuz?

Doğru Buluyorum
Yanlış Buluyorum
Fikrim Yok

Sonuçları göster Anket arşivi
ARŞİV
Ana Sayfa Teknoloji Kim Kimdir? Gündem Siyaset Ekonomi Asayiş Eğitim-Bilim Kültür-Sanat Sağlık-Yaşam Dünya
KünyeHakkımızda KünyeKünye İletişimİletişim FacebookFacebook TwitterTwitter Google+Google+ RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri