Son yıllarda Türkiye'nin siyasi atmosferi, ittifaklar ve seçimler etrafında oldukça karmaşık bir hal almış durumda.
Nasıl mı?
Bir zamanlar, CHP'nin Ankara, İstanbul ve İzmir gibi büyük şehirlerdeki başarıları hatırlanır.
Bu şehirlerde kazandıkları zaferler, o dönemlerde tek başlarına, başka bir partinin veya ittifakın desteğine ihtiyaç duymadan gerçekleşiyordu.
O zamanlar HDP, İYİ Parti ve 6'lı masa gibi kavramlar henüz siyasi arenada yer bulmamıştı.
İşte o dönemlerdeki CHP'li belediye başkanları, kendi bileklerinin hakkıyla, alın terleriyle bu görevleri üstlendiler ve başardılar.
Parti, bu şehirlerde tek başına seçim zaferi kazanarak halkın güvenini kazandı.
Ancak günümüzdeki siyasi atmosfer farklı bir görünüm arz ediyor.
Seçimler artık sadece bir partiye veya adaya dayanmıyor.
İttifaklar, siyasi manzarayı şekillendiren önemli unsurlardan biri haline geldi.
Tek başına başarı elde etmek artık daha zor hale geldi.
Peki, bu yeni dönemdeki adayların neyi eksik?
Siyasi görüşleri, hedefleri ve niyetleri net değil mi?
Maalesef, bu konularda yeterince bilgi sahibi değiliz.
Kimi zaman adayların ne amaçla seçimlere girdiklerini anlamak bile oldukça güç olabiliyor.
Özellikle ittifaklar ve destekçiler arasındaki karmaşa, seçmenlerin kafasını karıştırıyor.
Şunu akıldan çıkarmayalım ki, adayların kimin için yarıştığı ve hangi değerlere sahip olduğu belirsizse, seçmeni ikna etmek de o kadar zor olur.
Günümüzde siyaset, kendi ifadeleriyle karman çorman bir Halil İbrahim Sofrası gibi görünüyor.
Hem yerel hem de ulusal düzeyde birçok faktörün etkisi altında gerçekleşen seçimler, sadece parti kimliği veya lider figürleri etrafında değil, aynı zamanda ittifaklar, uluslararası ilişkiler ve yerel dinamikler etrafında da şekilleniyor.
Ez cümle, siyasi arenada değişen dinamiklere ayak uydurmak ve halkın güvenini kazanmak için adayların daha şeffaf olmaları ve niyetlerini net bir şekilde ifade etmeleri gerekiyor. Ancak bu şekilde seçmenler, kendi geleceklerine daha güvenle yürüyecekleri bir yol haritası çizebilirler.
Aksi halde, kimin kimin adayı, kim hangi fikrin takipçisi olduğu güme gider.