Bolu'da yaşanan olay, devlet ciddiyetini hiçe sayan bir rezalettir!
Düşünün bir kere: Kaymakam, ilçenin en büyük mülki amiridir. Devletin ta kendisidir o makamda. Peki ne oldu? İlçe Jandarma Komutanı, kaymakamın makam aracına güvenlik kontrolü yaptırdı!
Bu nasıl bir cüret? Bu nasıl bir akıl tutulması?
Hiyerarşi denen kavram nerede kaldı? "Ben yaptım oldu" zihniyeti, devlet mekanizmasını çökertmek için mi kullanılıyor?
Kaymakam, o ilçedeki tüm devlet kurumlarının başıdır. İlçe Jandarma Komutanı da dahil olmak üzere, herkes onun emri altındadır. Ama gel gör ki, ziyarete gelen kaymakamın aracı güvenlik kontrolüne tabi tutuluyor!
Bu olay, devlet mefhumunu ayaklar altına almaktan başka nedir? Devleti küçük düşürmek, onu sıradanlaştırmak ve nihayetinde yok etmek için özel bir çaba mı var?
Elbette, bu davranışı sergileyen İlçe Jandarma Komutanı görevden alındı. Yerinde bir karar, ama yeter mi? Asla! Bu olayın arkasındaki zihniyeti çok ciddi bir şekilde sorgulamalıyız.
Devleti nereye götürüyorlar? Devlet kavramını özellikle aşındırmak, onu sıradan bir kurum haline getirmek ve sonunda yok etmek mi amaç?
Bu olay, tek başına bir 'hata' değil, sistemli bir yıpratmanın parçası gibi görünüyor. Devletin temel taşlarını oynatmaya çalışanlar var. Ve bu, tehlikeli bir oyun!
Unutmayalım: Devlet, milletin ta kendisidir. Onu yıpratmak, milleti yıpratmaktır.
Bu rezaleti yaşatanlar, tarih önünde hesap verecektir. Devlet adamlığı, böyle mi olur?
Yazıklar olsun!