Ana Sayfa Teknoloji Kim Kimdir? Gündem Siyaset Ekonomi Asayiş Eğitim-Bilim Kültür-Sanat Sağlık-Yaşam Dünya Spor Yerel Haberler
Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan İran-İsrail gerilimi yorumu
Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan İran-İsrail gerilimi yorumu
Bakan Bayraktar: Erzincan İliç'te bir işçi kardeşimize daha ulaştık
Bakan Bayraktar: Erzincan İliç'te bir işçi kardeşimize daha ulaştık
Ege Denizi’nde deprem
Ege Denizi’nde deprem
Bakan Kacır’dan Avrupa Kızlar Matematik Olimpiyatı’nda başarı gösteren öğrencilere tebrik
Bakan Kacır’dan Avrupa Kızlar Matematik Olimpiyatı’nda başarı gösteren öğrencilere tebrik
İstanbul’da “Mahzen-29” operasyonu
İstanbul’da “Mahzen-29” operasyonu

Markar Esayan

Bir alacaklı olarak Hrant Ahparik…
22 Ocak 2018 Pazartesi

AGOS yeni kurulmuştu. Türkçe-Ermenice bir gazete, içine kapalı yaşayan bir cemaat için bir hayat öpücüğü gibiydi. Üstelik bu girişim Hrant Dink ve arkadaşlarının Patrikhane ile dayanışma içinde yaptıkları bir girişim olarak da değer kazanıyordu. Rahmetli Patrik Karekin Kazancıyan kuruluşun 1996 yılının Nisan ayına denk gelmesi hasebiyle AGOS’u bir “Zadik (Paskalya) hediyesi” olarak yorumluyordu.

Ben de bir yazar adayı olarak ilk yazımı göndermiş olmanın heyecanını yaşıyordum. Nitekim o yazı basıldı. Hayatımın en mutlu günüydü. Sonra diğer yazım da basıldı. Bana kalırsa gelecek ihtiva eden lakin acemice yazılardı. Ama ben kendimi çoktan Hemingway gibi hissetmeye başlamıştım. Sonraki yazımın çıkacağından da emindim ki, basılmadı.

İnsan düşünen bir varlık olduğu kadar, bön bir varlıktır aynı zamanda. Hrant’a çok kızmış ve küsmüştüm. Halbuki daha Hrant ile tanışmamıştık bile.

Sonra birkaç hafta geçti. Oşin Ahparik bir yazı yazmıştı. Hıristiyanlık hakkında sol/liberal bir eleştiri getiriyordu galiba. Ama sıkı bir yazıydı. Ben de “softa” bir Hıristiyan olarak buna sıkı bir cevap yazısı yazdım. Yazı yayımlandı. Ama bunu bir istisna olarak görüyordum. Yani yazı göndermemeye devam edecektim ki, ettim de…

Sonra bir gün Hrant Ahparik beni işyerinden aradı. Çok heyecanlıydım. Yazımı çok beğendiğini ama neden daha sık yazı göndermediğimi sordu. Ben de durumu izah ettim. Emek vererek yazı yazıyor ama akıbetinden emin olamıyordum. Basılıp basılmayacağını bilmeden yazı yazmak istemiyordum. Bunları söyledim.

Hrant, AGOS’u benim gibi gençleri topluma/ülkeye kazandırmak için kurduklarını, gazetelerde böyle şeyler olabileceğini, benim yazı göndermeye devam etmem gerektiğini söyledi.

Ben de onu anladığımı ama yazı göndermeyeceğimi söyledim.

Çok şaşırmıştı. Bir süre sessiz kaldı. Sonra, “Ne yapacağız o zaman?” diye sordu.

Tercihin onların olduğunu ama yazmamı istiyorsa bana köşe vermesi gerektiğini söyledim.

Önce bir kahkaha attı. Küçümsediğinden değildi; benim patavatsızlığım hoşuna gitmiş olmalıydı. Bir süre düşündü.

“Her hafta düzenli yazı gönderebilecek misin?” diye sordu. “Tabii ki” dedim.

“Tamam o zaman” dedi. “Bu hafta başla. Ama bir hafta aksatırsan köşeni alırım elinden.”

O günden beri yıllar boyunca çeşitli gazetelerde yüzlerce köşe yazısı yazdım. Bir tanesini bile aksatmadım. Hrant köşemi elimden alamaz artık. (Zaten almazdı da.) Ama onu mahcup etmeme duygusu o kadar yerleşmiş ki içime, bunu hep Hrant’a bir borç olarak bildim.

Hrant gibi insanlar böyledir. Yok etmeye çalıştıkça çoğalırlar…

Asdvadz hokin lusavore… (Allah rahmet eylesin.)

Önceki sayfa   Sayfa başına git  
YORUMLAR
 Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 

Bu haber henüz yorumlanmamış...

FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
ANKARA GAZETESİ
YAZARLAR
Oylum DEMİRAY
Oylum DEMİRAY
Bahçeli ayıp etti
Durak Avcıoğlu
Durak Avcıoğlu
Hrant Dink Cinayeti ve Hukukun Üstünlüğü: Siyasi Manipülasyon ve Toplumsal Bölünme
Erkan Zorlu
Erkan Zorlu
İşsizlik ve Enflasyon Arasında İnce Bir Denge
Dilek YILMAZ
Dilek YILMAZ
Siyasette İddialar ve Siyasi Oyunlar: Gerçekler ve Algılar
Münir SAATCİ
Münir SAATCİ
Milletvekilleri Belediye Başkanlığına Aday Olmamalı
Vedat Bilgin
Vedat Bilgin
Veda zamanı
ANKARA
TWITTER'DA ANKARA GAZETESİ
FACEBOOK'TA ANKARA GAZETESİ
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
ANKET
Türkiye'nin aktif dış politikasını nasıl buluyorsunuz?

Doğru Buluyorum
Yanlış Buluyorum
Fikrim Yok

Sonuçları göster Anket arşivi
ARŞİV
Ana Sayfa Teknoloji Kim Kimdir? Gündem Siyaset Ekonomi Asayiş Eğitim-Bilim Kültür-Sanat Sağlık-Yaşam Dünya
KünyeHakkımızda KünyeKünye İletişimİletişim FacebookFacebook TwitterTwitter Google+Google+ RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri