CHP’deki son Atatürk tartışmasının alıştığımız türden yüzeysel tekrarlardan biri olmadığı anlaşılıyor. Bu süreç, CHP üzerinden kaset operasyonu ile başlayan siyasi ameliyatın önemli bir safhası gibi gözüküyor. Oldukça dikkatli izlenmesi gerekiyor.

***

Açıkça ifade edelim; Mustafa Kemal ile Mustafa Kemal Atatürk kullanımları arasında çok ciddi bir ideolojik fark bulunmaktadır. Bu şekilde, bir bütün olarak M. K. Atatürk’ü tartışılmaz ve mükemmel kabul eden bir CHP’den, onu iki parçaya ayırarak bir yönüyle de olsa tartışmaya/eleştiriye, onu o yönüyle tasfiyeye açan bir KK CHP’sine varıyoruz.

***

Böylelikle “İyi” Mustafa Kemal’in payına Kürtlere muhtariyet sözü veren özgürlük savaşçısı bir asker düşerken, Atatürk’ün payına Dersim emrini veren bir lider düşebilecektir. Eklektik şekilde onu CHP’nin yeni dönüşümüne bir engel olmaktan çıkartırken, Kemalist seçmenler de güzellik uykusundan uyandırılmayacaktır.

***

Kılıçdaroğlu bu görevi radikal, gözü kara, ağzı bozuk İstanbul İl Başkanı’na vermiş gözüküyor. Ben yıllardır Kılıçdaroğlu’nun partiyi mezhepçi, marjinal bir yapıya dönüştürme amacında olduğunu yazıyorum. Bu Türkiyeli bir partinin sonu olacak, siyasi alanı sertleştirecek bir azınlık yaratma stratejisidir.

***

Kürtçü, mezhepçi bir partinin hedeflendiği açıktır. Bunun ülkedeki AK Parti iktidarını hal etmenin ötesinde bölgeyi dizayn etme amacı vardır. Suriye’nin kuzeyinde bir garnizon devletçik kurma amacından vazgeçilmemiştir. Hendek sürecinden de bu hattın Türkiye ile birleştirilme amacı olduğu açıktı.

CHP’yi de içerideki kaldıraç olarak kullanmaktadırlar.