Günlerdir gündemde olan Gelecek Partisi milletvekillerinin Ak Parti’ye geçeceği, hatta partinin topyekün Ak Parti’ye katılacağı söylentileri dillendirildi. Bu söylentilerin gerçekleşme zamanı olarak da Ak Parti’nin kuruluş yıl dönümü olan 14 Ağustos işaret edildi. Ancak bugün 15 Ağustos ve dün Ak Parti’ye beklenen katılımlar olmadı. İki eski İyi Partili milletvekili ve çoğunluğu Yeniden Refah Partisi’nden olmak üzere 13 belediye başkanının Ak Parti’ye katılması haricinde, Gelecek Partisi’nden bir katılım gerçekleşmedi.
SÖYLENTİLER VE SPEKÜLATİF HABERLER
Selim Temurcı ve Nedim Yamalı gibi Gelecek Partisi’nin önde gelen isimlerinin Ak Parti’ye geçeceği söylentileri boş çıktı. Ankara ve İstanbul’un eski il başkanları olan bu isimlerin Ak Parti’ye geçmeyeceği zaten ortadaydı. Yalnızca Nedim Yamalı, “Böyle bir şey olursa, genel başkanın bilgisi dahilinde olur,” şeklinde belirsiz bir ifade kullanmıştı. Ancak hiçbir somut açıklama gelmemişti. Peki, bu spekülatif haberler neden üretiliyor? Ak Parti’ye yakın kaynakların bu tür söylentiler yayması partiye bir getirisi olur mu?
Gerçekte, Gelecek Partisi’nden milletvekillerinin Ak Parti’ye geçmesi Ak Parti’ye ne gibi bir fayda sağlayacak? Siyasetin ana unsuru, halkla irtibat kurmak ve halkın gönlünü kazanmaktır. Eğer siyaset halkla beraber yürütülmezse, geçici transferler ya da spekülasyonlar partinin başarısına katkıda bulunmaz. Taşıma suyla değirmen dönmez; milletvekili ya da belediye başkanı transferi Ak Parti’ye beklenen etkiyi getiremez.
BELEDİYE BAŞKANLARININ TRANSFERİ AK PARTİ’YE FAYDA SAĞLAR MI?
Özellikle belediye başkanlarının transfer edilmesine gelince; bu tür adımların Ak Parti’ye siyaseten faydası yok. Eğer bu başkanlar, bulundukları ilçelerde hizmet üretemiyorlarsa, bu durum Ak Parti’yi zor durumda bırakacaktır. Geçmişte, ak partili belediye başkanlarıyla kıyas yapıldığında Ak Parti’ye artı değer katan bir algı vardı. Ancak şimdi ne oldu? Hem bu gelişlerden dolayı bir tepki oluştu, hem de hizmet yapılamaması durumunda bunun faturası Ak Parti’ye kesilecektir.
Bu nedenle, bu tür transferler ve geçişler iktidar partisi için dezavantaja dönüşüyor. Ak Parti zaten 14 Ağustos itibarıyla sıkıntılı bir dönemden geçiyor ve bu süreç, partinin sıkıntılarını daha da derinleştiriyor. Ak Parti’nin stratejilerini ve politikalarını belirleyen merkez yapının yanlış kararları, partiyi giderek daha kötüye sürüklüyor. Eğer bu yapı değişmezse, her geçen gün Ak Parti’nin aleyhine işliyor.
Bu tespiti yaparken, Ak Parti’nin halkla daha güçlü bir bağ kurması gerektiğini vurgulamak yerinde olacaktır. Transferler ve spekülatif haberlerle başarı elde edilemeyeceği çok açık.