CHP TBMM Grup Başkanvekili Kemal Kılıçdaroğlu ve Konya Milletvekili Atilla Kart, İngiltere’nin başkenti Londra’da bir yerel gazete tarafından düzenlenen “Bağımsızlık, demokrasi ve temiz toplum” konulu konferansa katılarak birer konuşma yaptılar.
Kemal Kılıçdaroğlu, konferanstaki konuşmasında Demokrasinin bir kurallar rejimi olduğunu, kimseye sınırsız özgürlük vermediğini, çağdaş demokrasilerde gücün kuvvetler arasında bölüştürüldüğünü hatırtalttı.
Kılıçdaroğlu, AKP iktidarı ve Başbakan Erdoğan’ı, kendilerini diğer 2 kuvvetin üstünde görmekle suçladı. Türkiye’de, demokrasi kisvesi altında örtülü faşist bir rejimin yerleştirilmeye çalışıldığını ileri süren Kılıçdaroğlu, Bolu Valisi Halil İbrahim Akpınar’ı da eleştirdi ve “Bolu Valisi konuşuyor, sanki başbakan konuşuyor.
‘Devlet parti gibi’
Kendisi sanki valiliği bırakmış da bir parti lideri olmuş. Dürüst bir siyasi iktidar böyle bir kimseyi bir gün bile o görevde tutmaz. Devletin valisi otomobilinde Türk bayrağını taşıyan cumhurbaşkanı ve büyükelçiler dışındaki tek devlet görevlisidir. Hem devleti, hem hükümeti temsil eder. Bu olayın ayrımına varmamış bir valiyi orada tutuyorsanız, devleti bir parti devleti haline getirmiş oluyorsunuz” diye konuştu.
‘Darbeye karşıyız’
Telefon dinlemeleri ve sahte belge tartışmalarına da değinen Kılıçdaroğlu, CHP olarak hiçbir koşulda ülkede bir darbe yaşanmasını istemediklerini de belirtirken, “Türkiye Cumhuriyeti bir muz devleti değildir. Eksiklikleri vardır ama hiçbir zaman bir darbenin iktidara oturmasını istemeyiz. Ama unutulmasın ki Başbakan Erdoğan’ın varlığı, 1980 darbesine bağlıdır” iddiasında bulundu. Demokrasilerde halkın yeterince bilinçlenememesinin sorumlusunun da iktidarlar, siyasal partiler, üniversiteler ve sivil toplum kuruluşları olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, Türkiye’de yolsuzluk ve vergi kaçırmaların ulusal spor durumuna geldiğini öne sürdü.
‘AKP devleti’
CHP Konya Milletvekili Atilla Kart da AKP’nin Türkiye’yi yönetme kültürünün bulunmadığı, cumhuriyetin temel değerleriyle kavgalı olduğunun görüldüğünü savunan Kart, iktidarın Türkiye içinde bir AKP devleti inşa etmek istediğini öne sürdü.
AKP’nin, devlet bürokrasisini “parti memuru” durumuna getirdiğini öne süren Kart, özellikle polis içinde belli bir gruba bağlı bir yapılanmanın meydana geldiğini iddia etti.