Devlet yine koruyamadı ve kadın cinayetlerine bir yenisi eklendi. Ankara'da kocası tarafından öldüresiye dövülüp, tecavüz edilen üç çocuk annesi Ayşe Paşalı polise, savcılığa hatta mahkemeye gitti ama sonuç alamadı. Göz göre göre öldürüldü. Şiddet kurbanı Ayşe Paşalı'nın ailesi konuyu Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne taşımaya hazırlanıyor.
Ayşe Paşalı'nın kızı Burcu Paşalı, NTV Ana Haber'de Can Dündar'ın sorularını yanıtladı. Burcu Paşalı, annesinin sürekli şiddete uğradığını hatta kendisinin ve kardeşlerinin de şiddete maruz kaldığını söyledi. Babasının cinayeti daha önce planladığını, bilgisayardan "TCK adam öldürme, TCK adam yaralama" şeklinde araştırma yaptığını belirten Paşalı, "Korkuyordum hala da korkuyorum. Bizi daha ciddi merciilerin koruması gerekiyor" diye konuştu.
Burcu Paşalı, yaşadıklarını şöyle anlattı:
"Annem sürekli şiddete maruz kalıyordu. Bazen ben de kardeşlerim de şiddete maruz kaldık. Babam sağlıklı, ne yaptığını bilen, mantıklı düşünebilen bir insandı. Her seferinde farklı gerekçelerle öldüresiye dövüyordu annemi. 2009 Mart ayında gerçekleşen dayak medyaya taşındı ama öncesinde bundan daha şiddetli olan darplara da tanık olduk.
Önceden bilinçli değildik, belki bilmiyorduk, cesaret edemedik. Susup oturuyorduk, hiç kimseye bir şey söyleyemiyorduk, korkuyorduk çünkü hepimiz...
Mart ayındaki darpta polise ben haber verdim. Mutfakta döverken ben odaya gidip polisten yardım istedim. Polis ekipleri geldi annemin o halini gördüler. Annem çok kötüydü, saçı başı dağınık yüzü yara bere içindeydi.Polis anneme "Şikayetçi misiniz?" diye sordu. Polisler duydu o kişi de "Şikayetçiyim de de gör bak ben sana ne yapıyorum." dedi. Sonra polisler aşağı indiler artık nasihat mı verdiler ne yaptılarsa 5 dakika sonra yukarı çıktı. Yine o gece 11'de başlamıştı 4'e kadar devam etti işkence...
'ANNEM KÜÇÜK KARDEŞİME KIYAMADIĞI İÇİN BOŞANAMADI'
Annemin ailesi anneme hiçbir şekilde "boşanma, yuvanı dağıtma" gibi şeyler söylemedi. O kişinin ailesi yok öyle söyleyeyim. Babası 4 yıl önce vefat etti, üvey annesi var. Zaten öyle yakın akrabalık bağları olan biri değil, yalnız... İçki içiyor ama uyguladığı şiddeti hep içkiliyken yapıyor diye bir şey yok. Ayık kafayla da çok defa şiddete maruz kaldık.
Annem daha önce boşanmadı çünkü küçük kardeşim babayı çok seviyordu. 2006'da boşanma gündem geldi. Annem küçük kardeşime kıyamadığı için gerçekleşmedi. Kardeşim hep ağlıyordu. Ben yurtdışındaydım "babamı getirin bana" ağlıyormuş. Annem tekrar birleşmek durumunda kaldı. Olay basına yansıdı ondan sonra yollarını ayırdılar, ayrı yaşamaya başladılar. Haziran ayında da boşanma gerçekleşti. Tehditler hep devam ediyordu boşanmadan önce de boşanmadan sonra anneme, dayıma, teyzeme ölüm tehditleri hep devam ettii. Koruma istedik. Boşanmadan önceki koruma talebimiz gerçekleşti. 6 ay evden uzaklaştırma kararı verildi ama bu sürede kimi zaman bizimle yaşadı, kimi zaman geldi kapıya dayandı... Neler neler...
'ÖZELLİKLE DOĞUM GÜNÜMÜ SEÇTİ'
Olay günü ben yine burada değildim, yurt dışındaydım. Bildiğim kadarıyla sabah annem işe gitmek için evden çıkıyor. Arabasını bizim yan binanın önüne park etmiş, annem artık görmedi mi gördü de bile bile mi gitti orasını bilemiyorum. Eve çok yakın bir yerde annemin işe gittiği güzergah değil de başka bir yolda annemi bıçaklayarak öldürmüş. Annem ruhunu teslim ettikten sonra dayımı aramış. "Ablanı öldürdüm, çalılıkların oraya attım. Ölüsünü gel al" diye haber vermiş.
O gün benim doğum günümdü. Sabah dayım aradı. Ben doğum günümü kutlayacak zannettim. "Kızım, annen rahatsızlanmış hastaneye kaldırıldı. Seni görmek istiyor. Türkiye'ye gelmen lazım bugün" dedi. Ama dayım beni aradığında annem çoktan vefat etmiş.
Özellikle o günü seçti çünkü bu olayı planladığını biliyorum. Düşünmüyorum, biliyorum... Boşanmadan sonra kız kardeşlerimin yaz tatilinde 1 ay onunla yaşaması için karar alınmış. Bu süre içinde kardeşlerime sürekli "annesiz yaşayabilir misiniz? Annenizi öldürsem ne yaparsınız?" diye sormuş. Bunun dışında evde balta olduğunu söyledi kardeşlerim. Annemi öldürdüğünü düşündüğümüz bıçağı evde kardeşlerime göstermiş. "Bu bıçakla annenizi, ablanızı, dayınızı keseceğim." diye göstermiş bıçağı.
Onun dışında tatilden sonra laptop'ı kardeşlerime ödünç veriyor. Biz de geçmişinde neler aramış diye bakma gereği gördük. Orada TCK adam öldürme, TCK adam yaralama yazıyordu. Gerekli yerlere, Cumhuriyet Başsavcısı'na bildirdik, bakalım ne olacak.
Ben çok korkuyordum hala da korkuyorum çünkü artık başımızda bizi koruyabilecek annemiz de yok. Dayım teyzem var ama nereye kadar varlar. Bize daha ciddi bir savunma, daha ciddi merciilerin koruması gerekiyor bence. Kimse sessiz kalmamalı çünkü sessiz kaldıkça, bastırıldıkça, sindirildikçe kadınların üzerine çok fazla geliniyor. Nen annemde bunu gözlemledim. Kendim hiç öyle olmayı düşünmüyorum."