CUMA günü vizyona girecek olan “Yeraltı” filminin özel gösterimi Ankara’da yapıldı. Gösterime, filmin yönetmeni Zeki Demirkubuz ve oyuncu Engin Günaydın da katıldı.Filmin yönetmeni Zeki Demirkubuz, İstanbul’da gala yapmadıklarını, bunun yerine Ankaralıların gösterdiği sevgiye karşılık minnet duygusuyla özel gösterimi burada düzenlediklerini dile getirdi. Demirkubuz, filmle ilgili şunları söyledi: “İstanbul’da gala gelenek haline geldi ve biz de yapma girişimde bulunduk. Sonra vazgeçtik. Ankara’nın samimiyeti, sıcaklığı ve bazı işlerin kolaylaştırıcı şekilde olması nedeniyle özel gösterimi Ankara’da yaptık. Türkiye’de film yapmak giderek zorlaşıyor. Bir yere giderken belirli korkularla gidiyoruz. Burada büyük bir misafirperverlik gördük. Bunlar da duygu peşinde olan biri için çok önemli şeyler. Burada olmaktan çok mutluyuz. Özel gösterimi Ankara’da yapmamızın bir nedeni de, filmi çekerken gösterdikleri sevginin minneti.
Öykü neredeyse yok
Yer altı, şekil olarak önceki filmlerimden farklı. Ancak özel olarak farklılıklar yok. Ben bütün filmlerinde bir duygunun peşinden giden, sorgulayan, arayış içinde biriyim. Bu nedenle öz itibariyle bütün filmlerim birbirine benziyor. İnsanın karanlığına, muğlak yönlerine, anlaşılmazlığına ilgi duyan filmler. Ama şekil olarak farklılıklar var. Bu filmde öykü neredeyse yok. Sadece bir karakterin iç dünyasına yoğunlaşmayı hedeflemiş bir film. Ben aynı filmleri çekip duran bir adamım. Film bittikten sonra kafamdakinden daha iyi bir şey ortaya çıktığını gördüm. Sette çıkan doğaçlama fırsatları daha iyi değerlendirebildiğimi düşünüyorum.
Film, Dostoyevski’nin Yer altı’ndan Notlar romanında esinlendi. Ben, Dostoyevski romanlarını okumadan önce de insanları tanımlamaya çalışıyordum. Bana gösterilenin değil de benden gizlenenin peşindeydim. Dostoyevski’nin romanları, bunu daha iyi anlamlandırmama ve ifade edebilmeme olanak sağladı. Bir anlamda işimi kolaylaştırdı. Düşündüğüm mesele ettiğim şeyleri bulmak böyle bir bağ kurmama neden oldu. Bir insan neyse, nasıl bir kişiliği, şahsiyeti varsa ilişkilerini böyle kurar.”
“Hayatımdaki en zor roldü”
Filmde Muharrem karakterini canlandıran Engin Günaydın, filmin Ankara’da çekilmesinin her anlamda kendileri için iyi olduğunu söyledi. Günaydın, şöyle konuştu: “Ankara’da olması hem film açısından hem de kendi açımdan iyi oldu. Çünkü filmin hikayesi ve ruhu Ankara’ya çok yakışıyordu. Benim psikolojimi değiştirmem açısından da Ankara bizim için iyi oldu. Dostoyevski’nin romanından esinlendi ama çok bağımsız bir film. Ben senaryoyu okuduğumda ‘Bu Yeraltından Notlar’ın aynısı olmuş demedim. Kendi hikayesini tamamlayan, kendi ruh dünyası olan bir film. Yalnızlık evrensel ve yüzyıllardır hatırlanan bir konu. Bu da bir yalnızlık hikayesi olduğu için romanla yakın tutuluyor.”
Filmin hikayesi
Muharrem, nefret ettiği ve edildiği halde eski arkadaşlarının yemeğine kendisini zorla davet ettirir. Masum didişmeler, ufak kişilik gösterileri ile başlayan yemek, giderek dumanlanan kafaların etkisiyle utanç dolu geçmişe doğru yol almaya başlar. Defterler açılır, hesaplar ortaya dökülür. Gece pişmanlık, gözyaşları ve öfkeyle dolarken, rezillik karanlık sokaklara,fuhuş kokan otel odalarına taşar.Onlar hep birlikte, Muharrem tek başına olsa da kararlıdır. Pislik ya o gece temizlenecek, ya da geberip gidecektir. Yoksa sonsuza kadar kurtulamayacaktır bu utançtan.