ANKARA / Ankara’da Nato Yolu üzerinde yaşayan TRT Haber spikeri Ayşegül Yıldırım’ın 13 aylık kızı Beyza, evin ‘Fransız balkon’undan düşerek hayatını kaybetti. Başkent’te yaşanan üzücü olayın ardından konut projelerindeki güvenlik açıkları gündeme geldi. Döşemeye kadar inen ve kapı gibi açılan, önü korkuluklu pencere olarak tanımlanan Fransız balkonlarda, binan bitimine birkaç adımlık mesafe bulunuyor.
BALKON ODAYA DAHİL EDİLİYOR
Yeni yapılan konut projelerinin birçoğunda Fransız balkon ile karşılaştıldığını belirten Emlak Müşaviri Salim Taşçı, şunları söyledi:
“Bu balkonlar güvenli değil. Belediyelerin ruhsat vermemesi gerekiyor. Fransız balkon, çok küçük bir çıkıntıyı ifade ediyor. Bizler, geniş balkon alışkanlığına sahip bir milletiz, bu nedenle Fransız balkon bizlere uymuyor. Müteahhitler, metrajı büyük göstermek için balkondan eksiltip, odaya ekliyor. Kullanım alanlarında istismar bir kenare bırakmalı, insan güvenliği ön plana çıkarılmalı.”
EMNİYET İKİNCİ PLANDA
Fransız balkonların estetik anlamda son zamanların modası haline geldiğini ancak, teknik ve sağlamlılık konusunda emniyetin ikinci plana atıldığını ifade eden Tüm İnşaat Mühendisleri Federasyonu (TİMFED) Başkanı Tahir Tellioğlu da, şöyle devam etti:
“Günümüzde estetik kaygısı, güvenliğin önüne geçti. Belediyelerin bu işin üzerine düşmesi ve sorgulaması lazım. Dokuzuncu katta oturuyorum, korkuluğu olmayan, son derece sıradan bir camla sözde güvenlik önlemi alınmış bir balkona sahibim. Belediyenin bu projeye nasıl iskan verdiğini anlamak mümkün değil. Balkonlarda, yükseklik, demirlerarası mesafe ve monte yöntemi önem taşır. Müteahhit bir binayı yaparken balkon korkuluğunu, manto malzemesinin üzerine sabitliyor. Böyle bir uygulamanın güvenliğinden söz etmek mümkün değil. Ancak, Fransız balkonları yasaklamak da çözüm değil. Güvenlik şartları oluşturulmalı, olgunlaştırılmalı, denetimler arttırılmalı, küpeşte yükseklik kriterleri tekrar gözden geçirilmeli.”
DENETİMLER KALDIRILDI
Yapıların çoğunda güvenlik anlamında sorunlar olduğunu vurgulayan Mimarlar Odası Ankara Şube Başkanı Tezcan Karakuş Candan ise, “Konuyu İmar Yönetmeliği açısından değerlendirmek doğru olmaz ancak, tasarımlar yapılırken güvenlik düşünülmeli. Acı kaybın yaşandığı bina projesinin, mimarlar odasının onayından geçip geçmediğinin araştırılması gerekiyor. Mimarlar odasının denetimlerini içeren bir belge olma özelliği taşıyan Sicil Durum Belgesi 2012 yılında kaldırıldı. Bu uygulama ile mimarların, projelerin ve tasarımların denetlenme zorunluluğu da kaldırılmış oldu. Yüzlerce sahte mimar var, 50 kişi ağır cezada yargılanıyor. Denetimsiz bir ortam yaratıldı ve denetimsizliğin sonuçlarını millet olarak hepimiz çekiyoruz” dedi.ANKARA /