Ana Sayfa Teknoloji Kim Kimdir? Gündem Siyaset Ekonomi Asayiş Eğitim-Bilim Kültür-Sanat Sağlık-Yaşam Dünya Spor Yerel Haberler
Bakan Tunç, şehit Mehmet Selim Kiraz’ın andı
Bakan Tunç, şehit Mehmet Selim Kiraz’ın andı
Erdoğan: Yılın 2'nci yarısında enflasyonun inişe geçtiğini hep birlikte göreceğiz
Erdoğan: Yılın 2'nci yarısında enflasyonun inişe geçtiğini hep birlikte göreceğiz
Erdoğan: Temmuz ayında emekli maaşlarını tekrar masaya yatıracağız
Erdoğan: Temmuz ayında emekli maaşlarını tekrar masaya yatıracağız
Seçimde oy kullanırken bunlara dikkat
Seçimde oy kullanırken bunlara dikkat
Türkiye'nin 8'inci insani yardım gemisi Gazze için yola çıkıyor
Türkiye'nin 8'inci insani yardım gemisi Gazze için yola çıkıyor
HABERLER>DÜNYA
4 Temmuz 2018 Çarşamba - 15:08

Suriye'de savaşı başladığından bu yana ABD ilk kez Türkiye’yle uzlaşı üretebildi

Suriye iç savaşı başladığından bu yana ABD ilk kez gerçek anlamda Türkiye’yle uzlaşı üretebildi. Daha önceki tüm konularda Türkiye’yi aldatma eğiliminde olan Washington, Münbiç konusunda bu kez Türkiye’nin istediği noktaya geldi. Şimdi bölge PKK/PYD’den temizleniyor.

Suriye de savaşı başladığından bu yana ABD ilk kez Türkiye’yle uzlaşı üretebildi

Aslında bu çözümün bir ara yol olduğu söylenebilir. Türkiye ilk günden bu yana hem Amerikan güçlerinin hem de PYD’nin Münbiç’e girmesine son derece sert bir şekilde karşı çıktı. PYD’nin Fırat’ın doğusuna geçişini her zaman en öncelikli tehditlerden biri olarak gören Ankara, bunu engellemek için her şeyi yaptı. Ancak DEAŞ’ı bahane eden ABD PYD’nin Münbiç’e geçişini bir oldubittiye getirme gayretine girdi. Zaten bu nokta Türkiye’yle ABD’nin ilişkilerinin en gergin dönemini oluşturuyor. Buna karşı Türkiye Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı harekatlarını gerçekleştirdi. Fırat’ın doğusundaki sözde kantonların birleştirilmesi projesini kökünden çürüttü. Geriye birleştirilecek “kanton” falan kalmadı. PKK/PYD Fırat’ın doğusunda ilerleyecek yol bulamadı.        

Ancak Türkiye ilk başta koyduğu kırmızı çizgiyi vurgulamaya devam ediyor. Bu kez sadece savunma için değil. PYD’nin elde ettiklerine karşı atağa geçmek için de atılması gereken bir adım atıyor. Türkiye savunma hattını zaten kurdu. PYD zaten artık batıya doğru ilerleyemeyecek. Ancak Münbiç’ten de çıkarıldığında, PYD Fırat’ın doğusuna sıkışacak ve aslında Münbiç’teki temizlik Türkiye için Fırat’ın doğusuna geçişin de kapısını aralayacak. Münbiç temizlendikten sonra sıra kaçınılmaz olarak Süleyman Şah Türbesi’ne gelecek. Bilindiği gibi, o da Fırat’ın doğu yakasında. Yani savunma hattını tamamlayan Türkiye artık Fırat’ın doğusunu da zorlamaya başlayacak. İşte Münbiç uzlaşısı Türkiye için bu bakımdan önemli.        

ABD mecbur kaldığı adımı atıyor      

Aslında Türkiye, Münbiç’te ABD’nin de bulunduğu bir anlaşma yerine, doğrudan Türkiye’nin kontrolünü talep eder. Bunun için de baskı yapabilir ve belki bunu da elde edebilirdi. Ancak çok farklı cephelerde çok aktörlü bir oyun yürüten Türkiye, Münbiç konusunda uzun vadede kendi lehine dönüşecek bir ara çözüme razı oldu. Türkiye daha çok bastırabilir, ABD de bu tavizi verebilirdi. Ancak bu haliyle Türkiye tek kurşun sıkmadan Münbiç’in kontrolünü ele geçirecek. Bölgede ABD-Türkiye ortaklığı demek, uzun vadede Amerikalıların burayı bırakıp gitmesi demektir. Arap nüfus yoğunluğuna sahip bölge, doğal olarak Türkiye’nin kontrol ettiği bölgenin bir uzantısıdır. Zamana bırakıldığında Türkiye’nin kontrolüne düşmesi kaçınılmaz olacaktır. Bunu akılda tutan Ankara acele etmiyor. Sabırlı ve kendinden emin bir tavırla maliyeti düşürüyor. Stratejik ve taktik hedefleri tek tek elde ediyor.        

Peki ne oldu da bu sonuç elde edildi? ABD neden bu çizgiye geldi? Müttefikiyle uyum içinde çalışma kararını ne belirledi? ABD Türkiye’nin kıymetini yeni mi anladı? Hayır. Aslında ABD’nin bu noktaya gelmesini belirleyen şey iradesi değil, mecburiyettir. Amerikalılar Türkiye’nin pozisyonu önemsedikleri için razı olmadılar. “Türkiye ABD’nin müttefikidir” ve “müttefiklik hukukuna uygun hareket etmek gerekir” gibi bir hisle de hareket etmiyorlar. Bu bir ahde vefa meselesi de değil. Amerikan tarafı mecbur kaldığı bir adımı atıyor; istediğinden değil. Türkiye’nin 15 Temmuz darbe girişiminden bu yana attığı kritik ve başarılı adımlar, Amerikan tarafını bu anlaşmaya mecbur bıraktı.        

15 Temmuz’a kadar Türkiye ABD’yle birlikte yürümek istedi fakat ABD bunu reddetti. Dahası Türkiye’yi aldatmak istedi. “Eğit-donat” ve “uçuşa yasak bölge” gibi hiç gerçekleşmeyecek vaatlerle oyaladı. Sanki iç savaşta aynı taraftaymış numarası yaptı. Halbuki öncelikler çok farklıydı. Amerikalılar Suriye’de Rusya ve İran’la saf tuttu; Türkiye’yi yalnızlaştırdı. Dahası DEAŞ’la savaşmak adı altında, PYD’den bir ordu kurdu ve onu Türkiye’ye karşı konuşlandırmakta zerre kadar tereddüt etmedi. Suriye’nin kuzeyinde Türkiye’nin tüm güney sınırlarını ele geçirmeye çalıştı.        

Türkiye ise bunu stratejik bir kararla bozdu. ABD ile arasına belli bir mesafe koydu. Rusya ile yakınlaşma kararı aldı, ortak bir uzlaşı üretti. Fırat Kalkanı’nı Ruslarla anlaşarak ABD’ye rağmen yaptı. Bir ittifak ilişkisinde yakın durmanın değil, uzak durmanın işe yarar olduğunu gösterdi. Teorik olarak çok iyi bilinen bu gerçek bir kez daha sahnelendi. Büyük ortağa yakın durmak, küçük devleti onun insafına bırakır. Büyük ortaktan uzaklaşmak, hele de denge siyasetini becerebiliyorsa, onu küçüğe mahkûm eder. Türkiye ABD’nin peşinden gitmeyi bıraktı. Kendi başına buyruk hareket eden Türkiye hem bunun bedelini ödedi hem de karşılığını aldı. Türkiye ABD’ye yakın durmaya devam etseydi ne ABD için ne Rusya için kıymetli olacaktı. Ancak şimdi her ikisi için de kıymetli bir ortak haline geldi. ABD bu yeni şartlara uyum sağlamadı. Bunun geçici bir olay olduğunu ve Türkiye’yi hizaya getirebileceğini düşünerek baskıyı artırdı. Sonuç olarak Türkiye daha da uzaklaştı, daha da bağımsızlaştı. ABD Türkiye’yi cezalandırmak istedikçe Türkiye özgürleşti.        

Türkiye, ABD'den somut karşılıklar bekliyor      

Bir adım sonrası Zeytin Dalı harekatı oldu. ABD aynı hatayı tekrar etti. Türkiye’nin Rusya ile anlaşamayacağını, kendine kafa tutamayacağını düşündü. Halbuki Türkiye o yoldan çıkalı çok olmuştu. Rusya ile tek başına masaya oturdu ve bir anlaşma daha üretti. Afrin terörden temizlendi. ABD ne yapacağını bilemez hale düştü. Bu arada Irak’ta da aynı durum gerçekleşti. ABD Kuzey Irak referandumunda ne yapacağını bilemez bir haldeyken, Türkiye hem İran’la hem de Irak’la masaya oturdu ve Barzani’nin planlarını çökertecek adımları attı. Aynı İran’la Suriye cephesinde boğuşurken, kendi belirlediği öncelikler çerçevesinde Irak’ta uzlaşmayı becerebildi.        

Bunca olandan sonra ABD, Türkiye’nin Münbiç için de hareketlenebileceğini gördü. Çünkü Türkiye’nin başını ağrıtan mesele sayısı azalmıştı ve sıra Münbiç’e gelmişti. Amerikan devlet yapısında ve Washington’daki medya dünyasında hâlâ bu gerçekliği görmeyenler var. Adı “Türkiye uzmanı” olarak geçen birçok profesyonel Türkiye karşıtı, Münbiç konusunda Türkiye’nin hayal gördüğünü iddia ediyordu. Ancak Amerikan devleti gerçeği gördü ve taviz vermek zorunda kaldı.        

Şimdi bu adımdan sonra, Türkiye’yle ABD ilişkilerinin hemen iyi yönde gelişeceğini ve yeni bir bahar yaşanacağını beklememek lazım. Zira ABD bu adımı iyi niyetinden değil mecburiyetinden attı. Ayrıca ABD Türkiye’ye çok iyi tekliflerle gelse dahi, Türkiye bunları dinlemekte bile tereddüt edecektir. ABD Suriye’de Türkiye’nin güvenini yeterince sarsmayı becerdi. Bu nedenle ABD Türkiye’ye yaklaşmak istese dahi Türkiye artık bu işte çok istekli olmayacaktır. Ayrıca istekli olmasını gerektiren bir durum da söz konusu değil. Maalesef Türkiye ittifak ilişkisine sadık kaldıkça kaybetti. Ama elini sert oynadıkça kazandı. Bu nedenle aynı istikamette devam edecektir. ABD’nin vereceği taahhütlere, somut karşılığı olmadığı müddetçe kulak asmayacaktır.        

Gerçi ABD’nin Türkiye’ye yönelik ısrarlı bir iyi ilişkiler siyaseti takip edeceği de çok şüpheli. Amerikan medyasının aksine, Amerikan devleti Türkiye’yle kavga ederek Ortadoğu’da at koşturmanın zor olduğunu görse de, bu yeni şartlara uygun bir strateji belirleyecek siyasi irade ABD’de hâlâ yok. Obama ilişkileri bu hale getirmeyi becerdi; Trump ister mi o da şüpheli, ama istese dahi ilişkileri daha sıcak bir boyuta getirme kapasitesi onda da yok. Dolayısıyla bu uzlaşının Türkiye’yle ABD’yi eski “güzel günler”e taşımayacağını bilmek lazım. Ama Türkiye daha iyisini keşfetti: ABD’siz de olabiliyormuş. Biraz pahalıymış ama çok da iyi oluyormuş.        
Türkiye şimdi kendine daha güvenir hale geldi. Bu nedenle ABD’nin tavizlerini bir bağış gibi değil, bileğinin hakkıyla aldığı bir başarı olarak görüyor. ABD’ye karşı kategorik bir düşmanlık içinde değil. Ancak ABD somut adımlarla gelmediği müddetçe Türkiye ABD’yle yakınlaşmaz. Amerikan yönetimi kendine çeki düzen vermedikçe, Türkiye’yi iradesi olmayan ve baskı yoluyla hizaya getirilecek bir aktör olarak görmeye devam ettikçe kaybedecektir. Türkiye yeni dönemde bağımsız başarının tadını aldı ve bu yolda ilerleyecektir.        

(AA)

 
Merkel'den Türkiye'ye övgü: Suriyeli sığınmacılara yönelik çabaları takdire şayan
 
ABD'li Senatörden küstah Türkiye çıkışı: İç savaşa dahil olursa bataklıkta kendini bulur
YORUMLAR
 Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 

Bu haber henüz yorumlanmamış...

FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
KATEGORİDEKİ DİĞER HABERLER
Merkel'den Türkiye'ye övgü: Suriyeli sığınmacılara yönelik çabaları takdire şayan
Almanya Başbakanı Angela Merkel, hükümet olarak bazı eleştirilerine rağmen, ...
Cumhurbaşkanı Erdoğan NATO zirvesine katılıyor
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan 11-12 Temmuz tarihlerinde Brüksel’de ...
Kod adı: İntikam! ABD, İsrail ve Yunanistan tatbikatında düşman Türkiye!
Türkiye’ye karşı yapılan tatbikat gün yüzüne çıktı. Doğu Akdeniz’de ...
 
Trump: AB ile bir araya geleceğiz
ABD Başkanı Donald Trump, "Avrupa Birliği ile oldukça yakın zamanda bir ...
Avusturya'dan göç politikası açıklaması: Güney sınırlarımızın korunması için önlemler almaya hazırız
Avusturya, "Alman koalisyonunun göç politikasında anlaşması halinde, güney ...
Rus ordusu duyurdu: Suriye ordusuna yönelik saldırı başladı
Rus ordusu, Suriye'nin güneyindeki çatışmasızlık bölgesindeki muhalif ...
 
İtalyan askerlerin PKK/YPG bölgesindeki hareketliliği sürüyor
Suriye'nin Deyrizor ilinde DEAŞ'a karşı YPG/PKK'yı destekleme gerekçesiyle ...
İlk sonuçlar dünya basınında
Cumhurbaşkanlığı ve 27’inci Dönem Milletvekili seçimlerinin oylamasının ...
Çipras açıkladı: Makedonya’nın adı değişti
Yunanistan ve Makedonya arasındaki isim krizi çözüldü. Makedonya’nın yeni ...
 
ANKARA GAZETESİ
YAZARLAR
Durak Avcıoğlu
Durak Avcıoğlu
Hrant Dink Cinayeti ve Hukukun Üstünlüğü: Siyasi Manipülasyon ve Toplumsal Bölünme
Erkan Zorlu
Erkan Zorlu
İşsizlik ve Enflasyon Arasında İnce Bir Denge
Dilek YILMAZ
Dilek YILMAZ
Siyasette İddialar ve Siyasi Oyunlar: Gerçekler ve Algılar
Münir SAATCİ
Münir SAATCİ
Milletvekilleri Belediye Başkanlığına Aday Olmamalı
Vedat Bilgin
Vedat Bilgin
Veda zamanı
Ülker Piriyeva
Ülker Piriyeva
Fransa'nın dış politikası tamamen değişmeli
ANKARA
TWITTER'DA ANKARA GAZETESİ
FACEBOOK'TA ANKARA GAZETESİ
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
ANKET
Türkiye'nin aktif dış politikasını nasıl buluyorsunuz?

Doğru Buluyorum
Yanlış Buluyorum
Fikrim Yok

Sonuçları göster Anket arşivi
ARŞİV
Ana Sayfa Teknoloji Kim Kimdir? Gündem Siyaset Ekonomi Asayiş Eğitim-Bilim Kültür-Sanat Sağlık-Yaşam Dünya
KünyeHakkımızda KünyeKünye İletişimİletişim FacebookFacebook TwitterTwitter Google+Google+ RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri