BAŞKENT’in şehircilik ve asayiş açısından en problemli bölgelerinin başında gelen Altındağ’da, ilçeler arasında en yüksek oy oranıyla ikinci kez seçilen Altındağ Belediye Başkanı Veysel Tiryaki, ikinci döneminin geride kalan ilk yılını Ankara Hürriyet için değerlendirdi.
Bölgede binlerce gecekondu yıkan, Hamamönü’nde yaptığı restorasyonlarla taraflı tarafsız her kesimin takdirini toplayan Tiryaki, “Bölgenin fiziki yapısındaki değişim kuşkusuz çok önemli. Ama ondan da önemlisi belediyenin kurumsallaşmasını sağlamak. Rahatlıkla söyleyebilirim ki Altındağ’da torpil ve ayrımcılık yapılmaz. Gariban vatandaşla, siyasi referansıyla buraya gelmiş kişi arasında fark gözetilmez” dedi.
Hamamönü’nde yapılan çalışmanın bölgedeki iyileştirmenin yalnızca yüzde 5’lik bir kısmı oluşturduğunu söyleyen ve “Biz görünmeyeni görüyoruz” iddiasında bulunan Tiryaki çalışmalarını şöyle anlattı:
“Seçimden Ankara’nın en yüksek oy oranıyla çıktık. Bu kadar başarılı oy oranıyla çıkmamamıza rağmen, kurumu dizayn etmeye devam ettik. Bizimle koşuya devam edecek arkadaşlarımızla devam ettik, bazılarını değiştirdik. Seçim döneminde hiçbir siyasi partinin yapısını eleştirmeden, küfretmeden, insanların algılayabileceği bir seçim stratejisi sergiledik. Önceki günlerde bir kültür merkezine gitmiştik, bir bayan, ‘Siz bizden hiç oy istemediniz’ demişti. Seçim stratejim de oydu, zaten isteyemem. İnsanlar kendileri karar vermeli.
Seçim bitti yatırıma devam
Altındağlı kararını verdi, seçim bitti şimdi yatırımlar devam ediyor. Yatırımlarımız hiç bir zaman seçim yatırımı olmadı. 2010 yılında yapılacak yatırımların yüzde 90’ının ihalesini bitirdik. Büyük bir bütçe yönetiyorsunuz. Öyle mahalle bakkalı yönetir gibi belediyeyi yönetmezsiniz. Önce plan program yapacaksınız. Buna göre finans yaratacaksınız. Başarılı olmanın birinci şartı belediyenin parasını iyi yönetmek, ikincisi de çalışanlarını iyi yönetmektir. İlk dönemde olduğu gibi bu dönemde de ‘Yapacağım’ demem, ‘Yaptım’ derim. Ulucanlar Cezaevi’nin yarısını haziran ayında açıyoruz. Hamamönü’nde yaptığımız restorasyon çok ses getirdi. 34 dönümlük bu alan Hamamönü’nden çok daha büyük ve farklı olacak. Bir ilçe belediyesi ölçeğinin çok üstünde bir proje bu. Hiç bir ilçe belediyesi bu taşın altına elini sokmaz. Cumhuriyetin ilk cezaevi, memleketin burada bir anısı var.
Film için para alacağız
Haziran ayında açacağımız kısım en az 15-20 bin metrekarelik kısmı. Sanat galerisini oraya taşıyacağız. Bir kısmını orijinal haliyle muhafaza edeceğiz. İnsanlar oraya gelip film çekecekler. Birkaç film çekildi, bugüne kadar para almadık. Şimdi alacağız. Bir kısmı cezaevi müzesi olacak. Cezaevinin mutfağını, avlusunu insanlar gezecek. Bir kısmını da balmumu heykeller müzesi yaptıracağım. Mahkumları bire bir yaptıracağım. Ünlü isimler olmasını da düşünüyoruz. Yurtdışından insanlarla görüşüyoruz. Gezenlerin gerçek mi mumya mı olduğunu anlayamayacağı bir müze olmalı. Cumhuriyet müzesi var, bakın Atatürk, Atatürk’e benzemiyor. Bakanlar var, bakana benzemiyor.
Cezaevlerinde yapılan ürünlerin satıldığı bölümler de olacak, kafeler olacak, açık hava sineması olacak. Kesinlikle bir alışveriş merkezi gibi olmayacak. Büyükşehirler, metropoller insanları ciddi ruhsal sıkıntılara taşıyor. Bizim örfümüze, ananemize, mimari yapımıza, dokumuza uygun bir alan yaratacağız. Ankaralının bu tür yerlere ihtiyacı var.
Reklam peşinde değiliz
Hamamönü’nde yaptıklarımız yalnızca planlarımızın yüzde 5’ini içeriyor. Burada esnaflarla toplantı yaptım. ‘Siz buranın geleceğini görmüyorsunuz, göremiyorsunuz’ dedim. ‘Bu haliyle yapıldı ya böyle kalacak’ sanıyorsunuz. Şu anda burası yüzde 5’i buranın. Görünmeyene inananlar, başkalarının göremediklerini görürlermiş. Biz görünmeyene inanıyoruz. Başkalarının göremediklerini görüyoruz. Altındağ’da da neler olacağını görüyoruz. Yoksa ne kimse ne Çinçin’e ne de Doğantepe’deki gecekondu bölgelerine girerdi. Belediyenin mali yapısına yorduğum kafayı, Maliye Bakanlığı’na, İçişleri Bakanlığı’nın ilgili genel müdürlüklerine Hazine’ye sorun. Herkesin söylediği bir söz var, reklam yapmıyoruz. Evet parayla reklam yapmıyoruz. Birebir vatandaşla görüşüyoruz. Para vererek televizyonlara çıkalım, gazetelere parayla, reklamla çıkalım istemiyoruz. Biz ehli vicdan basın mensuplarının Altındağ’da olanları görmesini istiyoruz. Altındağ’da kimlere tapu verilmiş, hangi koşullarda verilmiş bilinsin istiyoruz. Çok kullanmadığım bir cümledir, kimse görmezse Mevla görüyor. Oy yüzden kimseye ispat çabasına değiliz.”
İşte 2009 icraatları
TİRYAKİ geçen yıl Altındağ’da yapılanları şöyle özetledi:
“2009 yılında yıkımlara devam ettik. Bin 500 gecekondu yıktık, 25 km yol açtık, 75 bin ton asfalt döktük. Evleri yıkılan hak sahiplerine 4 milyon TL ödeme yaptık. Önceki dönemde yaptığımız 15 kadın eğitim ve kültür merkezi’ne 2009’da iki tane daha ekledik. Karakum ve Hacılar Mahallesi Kadınlar Eğitim ve Kültür Merzleri’nin açılışlarını gerçekleştirdik. Yeni dönemde gençlik merkezlerine ağırlık vereceğimizi söyledik. Bunun için çalışmalara başladık. 2009’da Ali Ersoy ve Battalgazi Gençlik Merkezleri’nin inşaatını tamamladık, açılışlarını geçtiğimiz günlerde yaptık. Aktaş ve İskitler’de iki yeni gençlik merkezinin inşaatına başladık. Temaşa parkı, Şehitler Korusu ve Kanuni Koşu Yolu’nu hizmete açtık. Hasta ve hasta yakınlarını ağırladığımız 4. konukevi’nin inşaatını tamamladık. Ayrıca bölgemize 2 sağlık ocağı kazandırdık. Altındağ Belediyesi 2009’da araç filosunu da yeniledi. ÖTV indiriminden faydalanarak 35 yeni araç satın aldık. Yatırımlarımızı aralıksız sürdürdüğümüz 2009 yılını tüm olumsuz koşullara rağmen başarı ile tamamladığımızı düşünüyorum.”
Belediyeler borç batağında
BELEDİYELERİN imaj konusunda bir problemi olduğunu belirten ve bunun uzun soluklu bir çalışmanın ardından düzeltilebileceğini söyleyen Tiryaki şöyle konuştu:
“Belediyeler 50 yıl düzgün kullanılamamış. Şu anda belediyeler borç batağında. Borçlar yüzünden gelirlerinin 40’ına el konuluyor, belediyeler sigorta primlerini ödeyemiyor yasal yükümlülüklerini yerine getiremiyor. Bize oy veren vermeyen herkesin güvendiği kamu desteğine ihtiyaç duymadan herkesin inandığı bir müessese kuracağız demiştik. Öyle de oldu. Düzgün müesseseyi reklamla yapamazsınız. Parayla imaj düzeltemezsiniz. Beş yıl koşmalısınız, tempoyu ona göre ayarlamalısınız. Rahat uyuyamadığım geceler oluyor. Sıkıntım da yok. Ama çözülemeyen bir iş olduğunda uyuyamıyorum. ‘Neden hizmetlerin önünde bir engel çıkıyor’ diyorum. Onu çözmek için uğraşıyorum. Bir gün bu engeller tek tek çözülüyor. Şu anda tapu veriyoruz mesela. Üç.yılımı yedi bu iş. Ben inanıyorum ki iyi niyetle her şey çözülür. Belediyeleri yasalardan öte seçmenlerin denetlemesi lazım. Seçtiği inanlara kime oy verdiğine dikkat etmesi lazım. ‘Belediyelerdeki yolsuzluk hırsızlık bir günde bitsin’, böyle bir şey olmaz. Belediyeci de vatanda da üstüne düşeni yapsın.