Bilgi Güvenliği Derneği tarafından Gazi Üniversitesi (GÜ), İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) ve Orta Doğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ) işbirliği ile düzenlenen ve Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı ile Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK) tarafından desteklenen "11. Uluslararası Bilgi Güvenliği ve Kriptoloji Konferansı" başladı. BTK'da bugün başlayan ve yarın da devam edecek olan konferansa çok sayıda yerli ve yabancı firma temsilcisi katıldı.
Bilgi Güvenliği ve Kriptoloji Konferansı Yürütme Kurulu Başkanı ve Siber Güvenlik Uzmanı Prof. Dr. Mustafa Alkan, burada yaptığı açıklamalarda, "Temel amacımız toplumda bilgi ve siber güvenliği bakımından farkındalık oluşturmak istiyoruz. Üniversitelerimizde çok ciddi çalışamalar var. Sektörümüzde çok ciddi çalışmalarımız var. Kamuda projeler hayata geçirilmeye çalışılıyor. Burada özellikle siber güvenlik konusunda yerli ve milli çözümler geliştiren firmalarımızın tanıtımlarını oluşturduğumuz stantlarımız var. Son derece önemli olan verilerimizi kriterlerimizi önemli kıymetli değerlerimizi koruyabilmek için kişisel olarak ne tür önlemler almamız gerekiğini ve kurumsal anlamda nasıl güvenlik almamız gerektiğini burada tartışacaklar. Siber güvenlik konusunda yerli ve milli çözümler üretmek son derece önemli. ülke olarak biz yerli ve milli çözümleri nasıl üretebiliriz bu tek kullanabilecek insan bütün yönleri ele alıyoruz" dedi.
Bilgi Güvenliği ve Kriptoloji Konferansı, düzenlendiği ilk yıldan beri bu alanlardaki bilimsel ve sektörel çalışmaların paylaşılmasını, üniversite-kamu-endüstri işbirliğinin geliştirilmesini, kamunun bilgilendirilmesini, eğitilmesini, tüm bilim insanları, araştırmacılar ve sektörel uygulayıcılar arasında bilgi alışverişini sağlamayı hedefliyor. Bu yıl 11'incisi düzenlenen konferansın ana teması ''Siber Güvenlik ve Blok Zincir Teknolojisi'' olarak belirlendi. Bilgi Güvenliği ve Kriptoloji Konferansı Yürütme Kurulu Başkanı ve Siber Güvenlik Uzmanı Prof. Dr. Mustafa Alkan, İhlas Haber Ajansı'na (İHA) konferansla ilgili yaptığı değerlendirmede her yıl gerçekleştirilen bu konferansta temel amacın bilgi güvenliği ve siber güvenlik konusunda toplumun tüm kesimlerinde bir farkındalık oluşturulması olduğunu belirtti. Alkan, konferansta bu alanda yerli ve milli çözümlerin geliştirilmesine katkı sağlandığını, kamu kurum ve kuruluşlarının temsilcileri, sektörün temsilcileri ve sivil toplum kuruluşları gibi tüm bileşenlerin bir araya getirildiğini, bilgi güvenliği ve siber güvenlik konusunda Türkiye'deki ve uluslararası alanındaki çalışmaları her yönüyle değerlendirildiğini ifade ederek, Türkiye'ye yönelik politikalar ve stratejilerin ne olduğunu belirlediklerini kaydetti.
"Bilgi varlıklarımızı koruyabilmek için bilinçlenmeye ihtiyacımız var"
Hızla gelişen teknoloji sayesinde artık her şeyin sayısallaştığını, bütün bilgilerin ve değerli varlıkların elektronik ve internet ortamında olduğunu dile getiren Aklan, "Bütün iş ve işlemlerin elektronik ortamda gerçekleştirdiği bir siber dünyadan bahsediyoruz. Dolayısıyla bunun güvenliği de son derece önem arz ediyor. Bilgi güvenliği ve siber güvenlik dediğimizde gerek kişisel anlamındaki verilerimizi, gerek kurumsal anlamdaki çok kıymetli olan bilgi varlıklarımızı koruyabilmek için neler yapmamız gerektiği konusunda bir bilinçlenmeye ihtiyacımız var. Bunlarla ilgili kurumsal ve ulusal anlamda ne tür önlemler almamız gerekiyor, çok yoğun siber saldırıların, siber savaşların olduğu günümüzde bilgi varlıklarımızı, kritik alt yapılarımızı koruyabilmek için nasıl çözümler geliştirmemiz gerekiyor, insan ve uzman kaynaklarımızı nasıl oluşturmamız gerekiyor. Son derece önemli. Biz de bu etkinliklerde özellikle Türkiye'de bilgi güvenliği ve siber güvenlik uzmanları geliştirilmesine katkı sağlayabilmek için birtakım eğitimler gerçekleştiriyoruz. Her yıl yüzlerce bu alana ilgi duyan genç arkadaşlarımızın eğitilmesi noktasında faaliyetler yürütüyoruz. Ayrıca konferans bünyesinde Türkiye'de ve uluslararası anlamda akademisyenlerin yapmış olduğu çalışmaların neler olduğunu, burada bilimsel ve akademik anlamda yayınların tartışıldığı bildirilerin sunulduğu bir ortam haline getiriyoruz. Aynı şekilde Türkiye'de ulusal anlamda sektörümüzün bu konudaki yerli ve milli çözümleri nedir bunları geliştirmek için neler yapabilirizi değerlendiriyoruz. Türkiye'de siber güvenlik kapsamında yerli ve milli çözümlerimiz olmasına rağmen kamu başta olmak üzere bu ürünleri maalesef desteklemiyor ve kullanmıyoruz. Daha çok uluslararası ürünler, yazılım ve donanım birimlerini kullanıyoruz. Bu ülke için çok ciddi tehdit oluşturuyor. Yerli milli firmalarımız desteklenmeli. Yerli ürünlerin kamu başta olmak üzere tüm alanlarda kullanımının desteklenmesi teşvik edilmesi ve bu konuda ulusal düzenlemelerin ivedilikle hayata geçirilmesi çok önemli. Son zamanlarda bunlarla ilgili birçok haberler duyuyoruz medyada. Gerek yazılım anlamında, gerek donanım anlamında güvenlik çözümü diye almış olduğumuz ürünlerin aslında bizim için açık alanlar, açık kapılar olduğunu ve çok önemli verilerimizin dışarıya taşınması anlamına geldiğini düşünürsek bizim özellikle bu alanda yerli ve milli çözümler geliştirmemiz ve var olan yazılım ve donanım ürünlerini desteklememiz son derece önem arz ediyor. Bizler de sektörümüzün bu alandaki yerli ve milli ürünleri ve çözümleri nedir onları buradaki konferansta sergiliyor ve tanıtmaya çalışıyoruz" şeklinde konuştu.
Alkan, bu alanda insan kaynağı yetiştirilmesi konusunda Milli Eğitim Bakanlığı bünyesinde bu tür faaliyetlerin ilkokuldan itibaren yapılması gerektiğini belirterek, "Kendi yerli ve milli çözümlerimizin yanı sıra, insan ve uzman kaynaklarımızı yetiştirmemiz, siber ordularımızı da oluşturmamız son derece önem arz ediyor" mesajını verdi.