ANKARA / Picasso Vakfı ve Picasso Evi Müzesi işbirliğinde yapılan sergide, Picasso’nun çocukluk dönemlerine ait patik, gömlek gibi kişisel eşyaları da yer alıyor. Pet Holding Ana Sponsorluğu’nda gerçekleşen “Doğduğu Evden Gravürler ve Seramikler” isimli serginin küratörlüğünü Mario Virgilio Arroyo yaptı. Sergi, CerModern’de 20 Temmuz’a kadar açık kalacak
ÇOCUKLUK EŞYALARI
‘Aile Meseleleri’, ‘Kadınlar’, ‘Sarsıcı Güzellik’, ‘Antik Çağ Merakı’, ‘İki Yeni Bakış-Cranach ve Delacroix’, Şövalyenin Çıkışı’ isimli serilerinin yer aldığı sergide ayrıca Picasso’nun çocukluk dönemlerine ait patik, gömlek ve kurşun askerler ile sınav kağıdı ve imzaladığı bir yemek mönüsü de sergileniyor. Sergide yer alan eserler, sanatçının klasisizm, kübizm ve gerçeküstücülüğü birleştirdiği ve dönüştürdüğü yarım asırlık yaratım serüveninde, 1923-1969 yılları arasında kullandığı kalıpları, tekniği ve tarzı bir bütünlük içinde sunuyor.
TÜRKİYE’YE ÖZEL
Serginin küratörü Mairo Virgilio Arroyo, bu serginin sadece Türkiye’ye özel olarak hazırlandığını belirtti. Arroyo, birbiriyle bağlantılı ve Picasso’nun kendini aşma hedefinde olduğu eserlerin sergilendiğini söyledi. Arroyo, sergilenen eserler aralarında ‘Cezayir Kadınları’ isimli bir eserin olduğunu, Osmanlı kadınları ve harem kültürünü işlediği çalışmalarının ilgi çekici olduğunu ifade etti. Arroyo, “Picasso, çok fazla seyahat etmedi. Doğu kültürü ve harem ona çok çekici geliyordu. Hiç görmedi ama resimlerinde doğu kültürünü yeniden yarattı” dedi.
GÜNDE 8-10 RESİM YAPTI
Museo Casa Natal Müzesi Müdürü Jose Ma Luna Aguilar da, Picasso’nun hayatı boyunca 30-35 bin arasında resim yaptığının tahmin edildiğini söyledi. Aguiler, “Tarihin en çok sayıda eser veren sanatçısı. Yaşamının sonuna kadar günde ortalama 8-10 eser yaptı. Çünkü hep zamanın bitmekte olduğu düşüncesiyle daha çok fazla yaratma derdindeydi. Sürekli kendini aşma ve yeniden yaratmak istedi. Burada gördüklerimiz Picasso’nun klasik ve sürrealizm çağına ait eserler. Picasso’nun resim sanatının özelliği, klasik dönem ve sürrealizm birbirinin içinde ilerlemiş. Çeşitli dönemlerde bu akımlar arasında geçişler yapmış” diye konuştu.
OKULLA ARASI İYİ DEĞİLDİ
Aguilar, Pablo Picasso’nun çocukluğuna ait bazı bilgiler de verdi. Aguilar, Picasso’nun çocukluk dönemiyle ilgili şunları anlattı:
“Onu diğer çocuklardan farklı yapan şey, çok küçük yaşlardan itibaren resim yapması. Babası resim öğretmeniydi. Okulla arası iyi değildi. Babasının onu okula bırakacağından ve tekrar almayacağından korkuyordu. Babasının onu okuldan geri alması için onun bir eşyasını alırdı. Çoğunlukla da resim kalemini yada fırçasını alırdı. Kız kardeşiyle birlikte yatağın altına girip artan resim boyalarıyla birşeyler yapardı. Çok küçük yaşlardan itibaren babası ve amcasıyla boğa güreşlerine giderdi. Boğa güreşleri onun için bir tutkuydu. Güvercinlere ilgi duyardı. Evinin olduğu meydan o dönemde güvercinlerle doluydu. Şimdi de öyle. İlk söylediği sözcük ‘anne’ yada ‘baba’ değil ‘kalem’ anlamına gelen ‘Lapis’in ‘Pis’i olmuş.
Babası Malaga’da tanınmış bir ressamdı. ‘Güvercinler’ tablosu bilinen bir tabloydu. Babası onun klasik bir ressam olmasını istiyordu. Picasso, 16 yaşındayken Malaga’da bir ödül aldı. Tabloda da bir doktor figürü var. O babasıyla özdeşleştiriliyor. Tablonun adı ‘Bilim ve İyilik’. Bu ödülden sonra babası bütün resim boyalarını Picasso’ya veriyor. ‘Bu evde bir tek ressam var’ diyor. O tarihten itibaren babası resim yapmayı bırakıyor.” ANKARA /