ANKARA / AA muhabirine konuşan Murabi, Türkiye'ninLübnan ve Suriye başta olmak üzere yaşanan krizlerde Arap halklarının yanında yer alan politika izlediğini vurgulayarak, "Hizbullah, Suriye'nin Azez bölgesinde kaçırılan Lübnanlılar olayına dahil oldu. Buna ilaveten mesele ile alakası olmamasına rağmen Türkiye'nin söz konusu krize dahil olması için konuyu büyüttü"dedi.Hizbullah'ın ülkeyi kontrolü altında tutan tek güç olduğunu belirten Murabi, Türk pilotların kaçırılması olayının arkasında Hizbullah'ın olduğunu iddia etti. Murabi, "Kaçırılma kararının İran tarafından alındığına eminim" diye konuştu.
Murabi, iki Türk pilotun kaçırılması olayının Lübnan'ın iç meselesi olmadığına işaret ederek, "Türk pilotların, Azez'de kaçırılan Lübnanlıların aileleri tarafından kaçırılacağını hayal edilemezdi. Öte yandan Lübnan devletinin pilotların kaçırıldığı havaalanı yolunu muhafazaya yönelik bir karar alması gerekirken, maalesef Hizbullah'ın egemenliği altında. Lübnan güvenlik güçleri, bölgeyi kontrolleri altına alamadı" diye konuştu.
Murabi, Lübnanlıların Hizbulllah karşısındaki konumunu ise şu ifadelerle dile getirdi:
"Hiçbir Lübnanlı, ülkeyi işgal eden ve orduyu kontrolü altına alan Hizbullah'a karşı mücadele edemez. Hizbullah, İsrail'le savaşıyor. Suriye ve Lübnan halkı buna muktedir değil. Böylece devletin en alt tabanından en üstüne kadar kontrolü sağlamış durumda. Hizbullah'ın desteği olmadan ülkede hiçbir şeyin tahakkuk etmesi mevzu bahis değildir."
Hizbullah'ın tüm dünyanın terör örgütü listesinde yer aldığını söyleyen Murabi, "Türkiye'den beklenen de Hizbullah'ı terörist listesine alması, ne bu örgürtle ne de örgütle ilişiği olan gruplarla ilgilenmemesidir. Lübnanlılar olarak, Hizbullah'ı İran İmparatorluğu'nun yeniden kurulması için İran hesabına çalışan, işgalci ve Lübnan'a ait olmayan bir örgüt olarak görüyoruz" ifadelerine yer verdi.
Murabi, bölgedeki tüm ülkelerin Hizbullah gerçeğini anlamaları ve en kısa sürede bu konuda mücadele etmeleri gerektiğini dile getirerek, Türk pilotların kaçırılması olayında Hizbullah ile bağlantıya geçilmesi konusunda şunları ifade etti:
"Hizbullah'ı düşmanımız olarak gördüğümüz için onunla birlikte çalışmamız mümkün değil. Ayrıca Hizbullah tarafından bize karşı suikast tehdidi geliyor. Ben ve bazı Lübnanlı milletvekilleri ölümle tehdit ediliyoruz. Hizbullah, Tahran'da planı yapıp, Lübnan'da hayata geçiren İran tarafından desteklenen terörist bir örgüttür."
Murabi, Müstakbel Hareketi olarak 2000 yılından bu yana Hizbullah ile mücadele ettiklerini, Lübnan'ın güneyinden İsrail'i çıkarmaya çalıştıklarını ifade ederek, "Mücadelemiz, silah ile değil kelimelerle devam ediyor. Silahsız yürüttüğümüz mücadeleye karşılık, suikast ve bombalı saldırı ile karşı karşıya kalıyoruz. Eski Başbakan Refik Hariri ve Lübnan İç Güvenlik Servis Şefi General Visam el-Hasan'ın hayatını kaybettiği suikastler bunlar arasında" görüşünü dile getirdi.ANKARA /