ANKARA / 30 Mart’ta yapılacak olan yerel seçime 14 gün kala Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek, Ankara Hürriyet’in sorularını yanıtladı. 5’inci dönem için yeniden Büyükşehir’e aday olan Melih Gökçek, ilk kez bir yerel seçimi, genel seçim havasında geçirdiğini söyledi. Yüzde 55 oy potansiyeli olduğunu ve yaptırdığı anketlerde yüzde 50’nin üzerinde çıktığını belirten Gökçek, rakibi CHP Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Mansur Yavaş’ın, “Seçim yarışında öne geçtim” açıklamalarıyla ilgili, “Söylediğinin tam tersine, CHP adayında gün be gün çok ciddi erime var. Düşüş çok seri ve süratli bir şekilde gün geçtikçe artmaya devam edecek” dedi. Gökçek ayrıca şu iddiada bulundu:
“Mansur Yavaş milletvekilliğini garantilemek için CHP’den devam ediyor. Yoksa kaybedeceğini gayet iyi biliyor.”
- 20 yıldır Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı olarak görevdesiniz ve 5’inci dönem için yeniden adaysınız. Yerel seçime gidiyoruz ancak daha çok genel siyaset konuşuluyor. Böyle bir seçim süreci yaşamış mıydınız?
-Yerel seçimin, genel seçime döndüğü bir seçim sürecini ilk defa yaşıyorum. Özellikle hazırlamış olduğumuz projeler, tabiri caizse güme gidiyor. Karşı tarafın hiçbir projesi yok, sıfır projeli. İşin aslına bakılırsa genel seçim havası onlar için bir avantaj. Benim için dezavantaj. Ama bütün bunlara rağmen biz de genel seçim hüviyetine bürünmek zorundayız. Bir de şu var: Ben AK Parti’liyim. Şu anda AK Parti çok ciddi bir saldırı karşısında. Partime, liderime ve belediyeme müşterek olarak sahip çıkmam gerekiyor. Ben de bunu yapmaya çalışıyorum. Günüm dolu, gecelerim dolu. Televizyon programları, radyolar ve meydanlarda seçim gününe kadar vatandaşa derdimi anlatmaya devam edeceğim.
- Bu yoğun çalışma seçilememe kaygısından mı?
- Hayır, bu bir seçim kaygısı falan değil, benim propaganda yöntemim. Her seçimde böyle yaparım. Özellikle son 15 gün en asıldığım günler olur. İnsanlar genellikle kararını vermiş durumdadır ama ortada bir de kararsız kitle vardır. Bu kararsız kitleler için son günlerdeki atakların çok önemlidir. Son günlere kadar inşallah ataklarımıza devam edeceğiz. Bu çalışmamız da inşallah meyvesini verecektir.
- Son iki haftaya girdik. Oy (yüzde) durumunuz nasıl?
- Kendi anketlerimde yüzde 50’nin üstündeyim.
GEÇEN SEÇİM BENİ İÇERİDEN VURDULAR
- Geçen yerel seçimde yüzde 38.5 oy aldınız. Şimdi ise yüzde 50’nin üzerinde olduğunuzu söylüyorsunuz.
- Milliyetçi Hareket Partisi’nin Ankara’daki oyu yüzde 14 ila yüzde 16 civarında gider, gelir. En iyi şartlarda yüzde 17 almıştır. Geçen seçim, bugünkü CHP adayının fazla almasının, ayrı bin konjonktürel hali vardı. Özellikle partimin içerisinde bana karşı olan bazı muhaliflerimin yapmış olduğu davranışlar ve tabiri caizse karşıya kozlar vermesi beni içeriden vurdu. Ondan dolayı yüzde 38.5 olayını yaşadık. Yoksa ben 2004 seçiminde Ankara’da yüzde 55’i yakalamıştım. Demek ki benim yüzde 55’i yakalama potansiyelim kesinlikle var. Bir de geçen seçimde beni yolsuzlukla suçladılar. Özellikle Kemal Kılıçdaroğlu, Oktay Vural ve Deniz Bölükbaşı’nın bana attığı bir yığın iftira, insanların aklını karıştırdı. Ben de, ‘Şerefli, onurlu insanlar gider beni savcılığa verir’ dedim. Savcılığa bile veremediler. Hepsinin yalan olduğu, kamuoyu tarafından anlaşıldı. Vatandaş, ‘Eğer bu yolsuzlukları yapsaydı, bunlar 50 defa gider mahkemeye verirlerdi. Vermediklerine göre bunlar yalan söylüyor’ dedi. Onun için bu dönemde hiçbir şey tutmuyor.
- Peki bu süreçte, AK Parti içinde bir endişeniz var mı? Muhalif tutum devam ediyor mu?
- Hayır. Elbette yine beni sevmeyen, istemeyen var ama onlar artık devede kulak misali kaldı.
- Parti içindeki değişimi neye bağlıyorsunuz?
- Bu süreç içerisinde, bana muhalefet edenlerin tamamına yakını AK Parti içerisindeki etkin siyasetten uzaklaştılar. Uzaklaşmalarının benle bir ilgisi yok, Allah’ın ilahisi. İç huzur olduktan sonra, dışarıya karşı mücadelemiz daha kolay oluyor. Tabi bir de Başbakanımız Recep Tayyip Erdoğan’la özellikle omuz omuza verip birçok konuda mücadele etmem, elbette benim kitlem üzerinde de inanılmaz müspet bir etki meydana getirdi. Geçen seçim son ilan edilen büyükşehir belediye başkan adayıydım, bu seçim ise ilk ilan edilen aday oldum. Bu da aradaki farkı açıkça gösteriyor.
CHP OYLARI GÜN BE GÜN ERİYOR
- Mansur Bey, seçim yarışında önde olduğunu söylüyor. Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?
- Söylediğinin tam tersine, CHP adayında gün be gün çok ciddi erime var. Bunun nedeni açık. MHP’den geldiği için, buna umut bağladılar. Ve MHP’lileri, ‘Merak etmeyin, belediyeyi biz yöneteceğiz, yeter ki alalım. Ben CHP’yi bu noktada kullanıyorum’ diyerek kandırdı. İlk etapta, MHP tandanslıların listelerde yer alması, MHP’nin CHP’yi kullanması anlamına geliyordu. Fakat listeler açıklandığında hiçbir MHP’linin yer almaması, bu sefer işi tersini döndürdü. Yani MHP’li bir vatandaşın Mansur Yavaş’a vermiş olduğu oylar, sadece ve sadece CHP’nin daha fazla meclis üyesi çıkarmasına yarıyor. MHP’liler bunu idrak ettikçe, çok ciddi bir geri dönüş başladı. ‘Melih’e vermiyorsak, kendi partime veririm’ demeye başladı. Düşüş çok seri ve süratli bir şekilde gün geçtikçe artmaya devam edecek.
- Bu iddialarınız neye dayanıyor, CHP içinde işleyen süreci nereden biliyorsunuz?
- Konuşulanlar birebir bize geliyor. Mansur Yavaş, ‘Kılıçdaroğlu’ndan söz aldım. Büyükşehir’e gelecek kişilerden 35’i bizden olacak’ diyor. Listeyi götürüyor veriyor Kılıçdaroğlu’na, sıfır çekiyor. Sonra gidiyor Kılıçdaroğlu’na, istifa kozunu oynuyor. ‘Ben adaylıktan istifa edeceğim’ diyor. Kılıçdaroğlu, ‘Ben arkadaşları istifa ettirmeye çalışayım’ diyor ve büyükşehirden 70 yaşındaki birisini ancak ikna edebiliyorlar. Büyükşehir listesine sadece 1 kişi koyabiliyor. Ve kendisine (Mansur Yavaş’a) şu vaatte bulunuluyor: ‘Merak etme senle beraber siyaset yapacağız. Söz veriyorum seni milletvekili yapacağım.’
Şu anda Mansur Yavaş milletvekilliğini garantilemek için CHP’den devam ediyor. Yoksa kaybedeceğini gayet iyi biliyor.
ÇIKIP DA, ‘BEN CHP’Lİ OLDUM’ DEMEDİ
- ‘Seçim propagandanızı Başbakan Erdoğan’ın arkasına saklanarak yaptığınız’ söylemine ne diyeceksiniz?
- Biz AK Parti’liyiz. AK Parti’li olduğumuz için, partimizin siyasetini yapıyoruz. Bunu söyleyen CHP adayı hala ‘CHP’li miyim, MHP’li miyim’ deyip ve bir türlü karar veremeyip ortada yüzdüğü için ne yapacağını bilemiyor. Çıkıp da, ‘Ben CHP’li oldum’ demedi. CHP rozeti takmıyor, CHP’yi kendisine zül olarak adlediyor, utanıyor. CHP olmasa nasıl aday olacaktı? ‘MHP kimliğini kaybediyor’ deyip, kendi kimliğini CHP’ye teslim etti. Bir de benim için, ‘Gökçek’e hakkımı helal etmiyorum’ diyor. Eğer siyaset Cenab-ı Allah’a bırakılacaksa; camileri ahır olarak satan, ezanı Türkçeleştiren, cami planı geçirmek istediğimizde mahkemeye giden, bacılarımızın baş örtüsünü yırtarak bunu seçim propagandası haline getirenlerin vebalini, hesabını önce öbür tarafta versin. Allah katında hesap düşünüyorsa bunların cevabını verdikten sonra beni Allah’a havale etsin.
VADETTİĞİ İNDİRİMLERE PARA BULMASI MÜMKÜN DEĞİL
- Şüphesiz en çok konuşulan ve tartışılan konu, su ve ulaşımdaki indirim vaatleri oldu. Mansur Bey kaynak olarak imar ve kent rantından bahsediyor. Ranttan doğan para birilerinin cebine mi gidiyor? Su ve ulaşımda indirim mümkünse siz niye indirime gitmiyorsunuz?
- İmar rantından ekstra alınmış olan bir imar hakkını, belediyenin kendi bütçesine alabilmek yasal olarak mümkün değil. Hatta suç olur. Ben kendisine sordum, ‘Hangi kanunun, hangi maddesine göre alacaksın.' Cevap: ‘Sen beni mahkemeye ver.’ Bilmiyor, gerçekten bu konulardan çok uzak. Atıyor. Su indirimli, otobüs indirimli, servis araçları bedava, hepsini bir hesap ettik yılda (eski parayla) 1 katrilyon 575 trilyon ediyor. 5 yılda 8 katrilyon yapıyor. Arkadaş sen bunu nasıl yapacaksın? Vadettiği indirimlere para bulması mümkün değil. Niye insanlara gerçek olmayan hayaller satıyorsun? İnsanların umuduyla niye oynuyorsun? Mümkün değil, sıfır ihtimal. Kılıçdaroğlu da indirim yapılacağına destek veriyor. İyi de niye Mersin, Antalya ve İzmir’de yaptırmıyor. İnsanları yalanla aldatmanın anlamı yok. ‘Ben vereyim coşkuyu gitsin’ düşüncesi bu.
BÜYÜKŞEHİR’İ KÜÇÜK YER GİBİ ZANNEDİYOR
- Son olarak, üç seçimde Murat Karayalçın ile yarıştınız. Her ne kadar geçen seçim rakiplerinizden biri olsa da bu defa Mansur Bey ile çekişiyorsunuz. İki süreci kıyaslar mısınız?
- Valla biz o kadar mücadele ettik, birbirimize girdik ama Murat Karayalçın ile Mansur Yavaş’ın mukayesesi mümkün değil, kabil-i telif değil. Gerçekten Murat’ı sev sevme yanlış işler yapmış ama belediye başkanlığı yapmış. Hiç olmazsa tabir-i caizse mürekkep yalamış. Bu arkadaşımız küçük bir ilçeyi idare etmiş. Zannediyor ki büyük yerin idaresi de aynı küçük yer gibi olur. Olmaz kardeşim, bunların ikisi arasında dağlar kadar fark var. Neymiş, Beypazarı modelini Ankara’ya uygulayacakmış. Hayda...