ANKARA / Kokunun iletişimde önemli bir rolü olduğuna değinen Esra Öz, “Bir kere aşk hayatınızı etkiliyor. Hastalıklara hatta yediğimiz yemeklere kadar çok büyük etkisi var. Koku bazı hastalıkların ön belirtisi. Yıllar boyu çok iyi bildiğiniz peynir, kahve gibi kokuları unutursanız Alzheimer, Parkinson riskine karşı tetkik yaptırmanız gerekir. Günümüzde artık nesnel ölçüm metotları ile koku duyusunun ölçümleri de yaptırılabiliyor” dedi.
PARMAK İZİ GİBİ
Koku almada, “feromon” adı verilen moleküller önemli rol oynadığını açıklayan Öz, “Bu zerreciklerin aşkı bile kontrol ettiği düşünülüyor. Yapılan araştırmalara göre aşk vücutta feromon maddesinin salgılanmasıyla başlıyor. Aşkın kokusu olarak tanımlanan bu madde beynin ilgili bölümlerini uyarıyor ve aşk doğuyor. Her insanın parmak izi gibi kendine özgü bir kokusu var ve bu koku ile kendilerine en uygun eşi seçiyorlar. Feromon’a bu nedenle ‘aşk hormonu’ da deniyor. Bu zerrecikler sayesinde bireylerin kendilerine eş olarak genetik olarak kendilerinden en farklı kişiyi seçtikleri ve bu şekilde nesillerin daha iyiye gittiği düşünülüyor” dedi.
GREYFURTLA 6 YAŞ GENÇLEŞİN
Öz, yapılan çalışmalarda, bazı kokuların insanı mutlu ettiği belirlendiğine değinerek şunları söyledi:
“Örneğin, lavanta ve bergamot gibi uçucu yağların beyinde ‘mutluluk hormonu’ olarak bilinen endorfin salgısını 8-12 kat artırıp, uygulamadan birkaç dakika sonra ruhsal ve fiziksel bir gevşeme sağladığı bildirilmiş. Kişi greyfurt içeren bir parfüm sürmüşse karşımızdaki altı yaş daha genç olduğunu düşünüyor. Yaz geceleri bahçelerden yayılan çim kokusu kalp atışlarımızı hızlandırıp heyecanlanmamıza sebep oluyor. Biberiye gibi aromalar canlandırıyor, yasemin sakinleştiriyor ve uyku bozukluklarını gideriyor. Limon, aroması canlandırırken, konsantrasyon ve performans gücünü arttırıyor. Fesleğen, keyfi yerine getiriyor ve rahatlatıyor. Biberiye, acı hissini azaltıyor. Gül, tatlı gül kokusu, duyuları harekete geçiriyor.” ANKARA /