ANKARA Üniversitesi Yaşlılık Çalışmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi (YAŞAM) yedi merkez ilçede yaşayan 65-89 yaş arası 2 bin 500 yaşlıyla görüşerek, yaşlı yoksulluğu haritasını çıkarmaya başladı.
YAŞAM Müdürü Prof. Dr. Emine Özmete, tıp teknolojisindeki gelişmelere paralel olarak tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de ortalama insan ömrünün uzadığını, 65 yaş ve üzerindeki yaşlı nüfus oranının gün geçtikçe arttığını söyledi.
Özmete, bunun yaşlılıkta bakım ihtiyaçlarının ve yaşlılığa ilişkin sosyo-ekonomik sorunların tartışılmasını gündeme getirdiğini ifade etti.
Türkiye artık yaşlı bir toplum
Özmete, Ankara Kalkınma Ajansı tarafından desteklenen “Ankara’da Yaşlı Yoksulluğu: Ekonomik, Sosyal ve Kültürel İhtiyaçların Analizi” konulu projeye başladıklarını bildirdi. Özmete, projenin verilerinin Ankara’nın Çankaya, Altındağ, Yenimahalle, Keçiören, Mamak, Sincan, Etimesgut’ta yaşayan 65-89 yaşları arasında yaklaşık 2 bin 500 yaşlıyla görüşülerek elde edileceğini ve çalışmanın üç ay içinde tamamlanacağını belirtti.
Türkiye’de yaşlı yoksulluğuna ilişkin kapsamlı bilimsel araştırmanın bulunmadığına dikkat çeken Özmete, Türkiye’de 1998-2008 yılları arasında toplam doğurganlık hızının yüzde 18 azaldığını ve yaşlı nüfus oranının ülke tarihindeki en yüksek düzeye ulaşarak yüzde 7,1 olarak belirlendiğini belirten Özmete, “Diğer bir deyişle artık Türkiye ‘Yaşlı Toplum’dur” dedi.
10 yıl sonra 600 bin olacak
Özmete şunları söyledi: “2025 yılına kadar Türkiye’de yaşlı nüfusun iki katına çıkacağı düşünüldüğünde, Ankara’da merkez ilçelerde yaşayan yaşlıların 10-12 yıl sonra yaklaşık 600 bin olması öngörülüyor. Araştırmamızda elde edilen sonuçlar, Ankara’da yaşlı yoksulluğunun önlenmesi; yaşlılara yönelik hizmetlerin uygulanması açısından gelecek 5-10 yılın planlanması için önemli. Ayrıca bu projenin sonuçlarına göre, yoksulluğu önleme ve müdahale çalışmaları kapsamında Ankara’nın merkez ilçelerinde yaşayan, yoksul oldukları belirlenen yaşlıların ve ailelerinin kurumsal kaynaklarla buluşmaları daha kolaylaşacak.”