ANKARA / Ankara, bu ay farklı bir kongreye evsahipliği yaptı. “Lösemi Lenfoma Miyelom Hastaları Kongresi” hasta ve hasta yakınlarını, hekimleri, hemşireleri, eczacıları, ilaç sektörü temsilcilerini, bakanlık temsilcileri ile sosyal güvenlik kurumu yetkililerini bir araya getirdi.
Yaşamın herhangi bir döneminde hematoloji kanserleri ile karşılaşmadan/tanışmadan önce bilgilenmek, bilgimiz arttıkça hastalığa daha kolay dur diyebilmek, hasta ve yakınlarını anlayabilmek, onlara destek olabilmek ve bu alanda farkındalık yaratabilmek için Bayındır Hastanesi Hematoloji ve Kök Hücre Nakli Merkezi Başkanı Prof. Dr. Ali Uğur Ural ile görüştük.
Alanında 25 ödül kazanan, GATA’da Kanser ve Kök Hücre Araştırma Merkezi’ni kuran Ural, özellikle ‘Multiple Myeloma’ konusundaki ve kök hücre naklinin uygulanma alanlarındaki sorularımızı, Ankara Hürriyet okurları için yanıtladı.
- Uzmanlık alanınız olan hematolojiyi tanımlar mısınız? Hangi kanser türleri hematolojinin konusuna girmektedir?
- Hematoloji, kısaca ‘kan hastalıkları’ bilimidir. Kanın içerisinde bulunan akyuvarlar, alyuvarlar ve trombositlerle, kan yapım yeri olan kemik iliğinin hastalıkları ve kanama bozuklukları ile ilgilenir. Halk arasında kan kanseri olarak da bilinen lösemiler, lösemi öncülü olan bazı kemik iliği yetmezlikleri, lenfoma olarak bilinen Hodgkin ve Non-Hodgkin Hastalığı ile Multiple Miyeloma (MM) hematolojinin konusuna giren kanser tipleridir.
MM NADİR DEĞİL AMA HALK ARASINDA AZ BİLİNİYOR
- Lösemi ve Lenfoma’yı yaygın olarak duymamıza karşın ‘Multiple Myeloma’ için aynı şey söylenebilir mi; miyelomayı tanıtır mısınız, nasıl bir hastalıktır?
- Aslında MM da nadir gözükmemektedir ancak halk arasında daha az bilinmektedir. Zira MM tüm kanserlerin yüzde 1-2’sini, hematolojik kanserlerin de yüzde 10’unu oluşturmaktadır. MM kemik iliğinde bulunan plazma hücrelerinden kaynaklanan bir kemik iliği kanseri tipidir. Plazma hücreleri bağışıklık sistemimizin bir parçasıdır. Normal plazma hücreleri enfeksiyonlarla savaşmak için antikorlar üretirler. MM’da ise plazma hücrelerinin DNA’sı hasarlanarak kanserli hale geçer. Bu anormal plazma hücreleri paraprotein olarak bilinen anormal bir antikor tipi üretir. MM ile ilgili tıbbi problemlerin çoğu kemik iliğinde biriken plazma hücreleri ile bunların salgıladığı paraprotein nedeniyle ortaya çıkar.
BELİRTİLERE DİKKAT
- Miyelomada erken tanıyı kolaylaştıran belirtiler, hastanın vücudunda görebildiği/hissedebildiği değişiklikler nelerdir?
Geç teşhis, MM’da da tedavi sürecini uzatmakta, geciktirmekte ve hastalarda problemlerin daha da artmasına ve önüne geçilemeyecek hale gelmesine sebep olabilir. Bu nedenle belirtilerine de dikkat etmek gerekir. MM’nın en sık görülen belirtileri şunlardır:
- Normal kemik iliği görevinin bozularak gelişen kansızlık, halsizlik, çabuk yorulma ve trombosit düşüklüğü nedeniyle cilt ve mukozalarda kanamalar,
- Normal bağışıklık sisteminin baskılanması nedeniyle idrar, akciğer ve diğer vücut bölgelerinde sık enfeksiyon,
- Plazma hücrelerinin salgıladıkları maddeler nedeniyle hareketle artan kemik ağrıları ve kemik kırıkları,
- Salgılanan kalsiyum nedeniyle çok susama, sık idrara çıkma, kabızlık,
- Paraproteine bağlı olarak el ve/veya ayaklarda uyuşukluk, karıncalanma, yanma ve ağrı, baş ağrısı, görme ve işitme bozuklukları, uykuya eğilim, nefes darlığı vardır.
TEŞHİSİ ZOR BİR HASTALIK DEĞİL
MM teşhisi zor bir hastalık değildir. Bazen normal kan testlerinde de hastalıktan şüphelenilebilir. Daha sıklıkla kemik kırığı nedeniyle çekilen bir film sonrası MM’dan şüphelenilir. Genellikle hastalar başka şikâyetleri olduğu için doktora gider. İlave olarak yapılacak özel kan ve idrar testleri ile kemik iliği incelemesi ve bazı görüntüleme tetkikleriyle tanı konulur. Seçilecek tedavi asıl olarak hastalığın ne kadar ilerlemiş olduğuna ve hastadaki bulgulara bağlıdır. Eğer hastada belirtisiz MM varsa (asemptomatik myeloma) hemen tedaviye ihtiyaç olmayabilir. Eğer bulgular varsa kanser tedavisi almak gerekir.
Kemoterapi sonrasında hastalık kontrol altına alındığı takdirde kök hücre nakli de tedavi planının bir parçası olmaktadır. Kanseri remisyonda (hastalığın kontrol altına alınması) tutmaya yardım etmek için kişilere kemoterapi verilebilir ancak myelomada nadiren kür (şifa) sağlanabilmektedir. Bu nedenle MM tedavisinde amaçlar; plazma hücrelerinin üremesini yavaşlatmak, hastadaki kemik ağrılarını, hiperviskozite bulgularını, yorgunluk bulgularını gidermek, uzun süreli hastalıksız dönemler elde etmeye çalışmak şeklindedir.
TEDAVİDE SEÇENEK FAZLA
- Kök hücre nakli, hastalar için bir umut ışığı mıdır?
- MM’lı hastalarda birçok tedavi seçeneği vardır. Seçenekler; belirtisiz MM’da gözlem altında bekleme ve destek tedavisi, diğerlerinde ise hastalığın ilerlemesini engellemek ve remisyon sağlamak amacıyla kemoterapi ve yüksek dozda kemoterapi verebilmek üzere kök hücre naklidir. Ağrılı kemik hastalığını tedavi etmek için radyasyon tedavisi ve kemik güçlendirici tedavi kullanılmaktadır. Görüldüğü gibi, MM’da kök hücre nakli hastaya yüksek dozda kemoterapi verebilmek üzere kullanılır. Genel olarak otolog kök hücre nakli, MM’da kemoterapilerin tamamlanması sonrası tüm myeloma hastalarına ilave bir problem olmadığı sürece uygulanması gereken bir tedavi seçeneğidir. Otolog kök hücre nakli de kür (şifa) sağlayabilen bir tedavi değildir. Diğer tedavilere göre daha uzun, hastalıksız dönemler sağlar.
- Otolog nakil öncesi, kök hücre toplama nasıl bir süreci kapsamaktadır; hastalar için endişe verici, zorlu ve ağrılı bir işlem midir?
- Öncelikle, otolog kök hücre naklinin amacından bahsetmek gerekirse; melfalan adındaki kemoterapi ilacı yüksek dozda MM’da etkili bir tedavidir, ancak bu ilaç yüksek dozda uygulandığında normal kök hücrelere de zarar vermektedir. Bu nedenle, yüksek dozda melfalan uygulamadan önce kemik iliğinde bulunan sağlıklı kök hücrelerin zarar görmesini engellemek üzere bu hücrelerin daha önceden toplanması ve dondurularak saklanması gerekir. Yüksek dozda melfalan uygulandıktan sonra bu hücrelerin tekrar hastaya damar yolu ile verilerek, kan hücrelerinin üremesi sağlanır. Böylece, hastaya yüksek dozda melfalan uygulanmış ve sağlıklı kök hücreler de bu ilacın zararlı etkilerinden korunmuş olacaktır. Tüm bu işlemler ‘otolog kök hücre nakli’ olarak bilinir. Otolog kök hücre naklinin basamaklarından birisi de kök hücrelerin toplanmasıdır. Kök hücre toplama işlemine geçilmeden önce tüm bu işlemlerin yapılacağı bir kateterin hastanın ana toplardamarına yerleştirilmesi gerekir. Bu işlem uzman bir ekip tarafından sedasyon altında yapılmaktadır. Aslında kan kök hücreleri, kemik iliğinde yerleşmişlerdir. Bu hücrelerin kana göç etmelerini sağlamak üzere tek başına veya bir kemoterapi ilacı ile birlikte büyüme faktörleri hastaya cilt altı 4 gün boyunca uygulanır. Beşinci günde kök hücrelerin damar içerisinde yeterli derecede arttığı tespit edildikten sonra hücre toplanması için, hasta kateteri vasıtasıyla hücre toplama cihazına bağlanır ve yaklaşık 2,5-3 saat süren bir işlemle kök hücreler torba içerisine toplanır. Sonra, hücreler kullanılıncaya kadar -196°C’da sıvı azot içerisinde dondurulur.ANKARA /