Ankara Üniversitesi Öğrenci Konseyi’ni Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’ndeki makamında kabul eden Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Topçu, dün Zeytin Dalı Harekatı kapsamında hain teröristlerin Kuran-ı Kerim’e tuzakladığı el yapımı patlayıcı sebebiyle şehit olan Uzman Çavuş Orhan Sürmen’i şu sözlerle andı:
“Kuransız vahşileri Kuran-ı Kerim şehitlerinin mübarek kanları boğacak. Allah, vatan, bayrak diyerek şahadete koşan şehit Orhan’ımıza Kuran ümmetinden selam olsun. Sınırlarımızın ve vatandaşlarımızın mal ve can güvenliğini sağlamak ve kardeşlerimizin yaşadığı sınır komşumuz Suriye topraklarının parçalanmasına engel olmak, aynı zamanda da o toprakları asıl sahibi olan Arap - Türkmen - Kürt kardeşlerimize iade etmek, bunlarla birlikte Kürt’ün, Türkmen’in, Arap’ın kanını döken, onları yurtlarından süren emperyalist güçlerin maşaları PKK, KCK, YPG, PYD, DEAŞ, FETÖ ve DHKP-C gibi terör örgütlerinin de kökünü kazımak için BM’nin 51. maddesine dayanarak gerçekleştirilen Zeytin Dalı Harekâtı’nın zaferle neticelenmesini Cenab-ı Hak’tan niyaz ediyorum. Rabbim bizleri de şehitlerimizin şefaatine nail etsin. Gazilerimize şifa versin. Kürt’ü, Arap’ı, Türkmen’i, Çerkez’i, Alevi’si, Sünni’si ile büyük Türk milletinin her bir ferdine birlik, dirlik, sebat, sabır ve güç versin.”
Gündemdeki meselelerle ve çevresiyle ilgili, farkındalık sahibi gençlerle konuşmanın ve böylesi toplantılar yapmanın kendisini çok memnun ettiğini belirten Topçu “Siz değerli gençlerimizi, kendi evinizde, milletimizin evi olan Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde ağırlamış olmaktan çok memnunum, çok teşekkür ederim. Sizlerle yaptığımız görüş alış-verişinden çok istifade ettim” şeklinde konuştu.
Topçu, “Güneyimizdeki mesele asla bir Kürt-Türkmen mücadelesi değildir. Mesele; Kürt’ün, Türkmen’in, Arap’ın başına 77 düvel tarafından musallat edilen PKK, YPG, PYD, KCK, DEAŞ, FETÖ, DHKP-C terör örgütleri ile Kürt’ün, Türkmen’in, Arap’ın Türkiye Cumhuriyeti devleti ve Türk milletinin desteği ile vermiş olduğu istiklal ve istikbal mücadelesidir. Bu mücadele Allah’ın yardımı, şehit ve gazilerimizin dökmüş olduğu mübarek kanlar ve bölgede küresel güçlerin attığı bombalarla parça parça olan mavi ve pembe emzikli Kürt, Türkmen, Arap çocuklarının masum kanları hürmetine kazanılacaktır. Çanakkale, Sakarya, Dumlupınar da olduğu gibi yine hep birlikte başaracağız" değerlendirmesini yaptı.
“Tek imanlı iki dünyalı olun"
Gençlerin mutlaka hayalleri olmasını isteyen Topçu şunları kaydetti:
"Hayallerinizde tabi ki aşklarınız ve ikbalinizle ilgili çok şeyler olsun ama mutlaka ailenizle, vatanınızla, milletinizle, mensup olduğunuz ümmetinizle, insanlıkla ve doğa ile ilgili de hayalleriniz olsun. ‘Tek imanlı iki dünyalı olun’, anlık yaşadığınız bu dünyadaki rahat ve huzurunuz için sarf ettiğiniz gayreti ebedi yaşayacağınız dünyadaki rahat ve huzurunuz için de gösterin. Bunun için geçliğinizin ve vaktinizin kıymetini bilin. Yaratılmış her şeyi yaradan için sevmeyi öğrenin ve öğretin. Sözleri eğip bükerek sahte fetvavari açıklamalarla zihnimizi bulandıranlara, tek rehberimiz olan Kuran-ı Kerîm’den ve peygamber efendimizin sünnetinden bizleri uzak tutmaya çalışan şarlatanlara prim vermeyin. Çocuk ve kadın haklarını, çevre ve hayvan haklarını iki dünyalı ve tek imanlı olan sizler, tek dünyalıların ellerine ve şovlarına bırakmayın. Çünkü sizler kuşu ölen çocuğa taziyeye giden, ‘kıyametin kopacağını bilseniz elinizdeki fidanı dikiniz’ diyen, ‘sizin en hayırlınız eşine ve çocuklarına en hayırlı olandır’ diyen, ‘işte dağcağız; o bizi sever, biz de onu severiz’ diyen, hayvanlara iyi davranmanın cennete girmeye vesile olduğunu belirten sözlerini asırlar önce söylemiş ve öğretmiş olan kutlu peygamberin ümmetindensiniz.”
Topçu sözlerini şöyle sürdürdü:
’“Rabbimizin ‘hiç bilenlerle bilmeyenler bir olur mu?’ ayetini unutup, beş yüz yıla yakındır bilim ve düşünce üretmediğimiz için yüz elli yıldır medeniyet coğrafyamızın dört bir yanında sömürge ve derebeyi medeniyetinin temsilcilerinin yaptığı emperyalist zülüm ve katliamlara yeterince engel olamıyoruz. Yerin altındakiler için yerin üzerindekilerini vahşice yok etmelerine ve kendi çıkarlarına göre cetvelle harita çizmelerine engel olmada çok ciddi bedeller ödüyoruz. Bu katliamlara, zulümlere ve keyfiliklere engel olmak için şehadete koştuğumuz arzu ve istek kadar ‘yitik malımız’ olan ilimi nerede bulursak almaya da o denli kararlı ve arzulu olmalıyız.
Sizler ilahi kaderiniz ve atalarınızın size bıraktığı tarihi miras gereği sadece şahsınızdan, ailenizden, milletinizden sorumlu değilsiniz. Sizler 1 milyar 700 milyon kardeşinizden sorumlu olduğunuz kadar, diğer mazlum ve mağdur milletlerden de sorumlusunuz. Çünkü sizler Roma’nın zulmünü mızrak gibi delen Attila’nın çocukları, Selçuk’unun varisi, Osmanlının torunu ve ‘Genç Cumhuriyetimizin’ evlatlarısınız. Sizler nizam ve merhamet medeniyetinin temsilcilerinin mirasçılarısınız.
İlahi kader gereği tarihi bir mesuliyetin sahibi olan sizler bu ağır sorumluluğunuz üzere ‘çokluk içinde birlik’ anlayışı ve ‘tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet’ şuuruyla ,‘Yeni Türkiye’mizi layık olduğu mertebe-i resanete isâl edebilmek için çok çalışmaya’ ve ‘milletimizi en geniş refah, vasıta ve kaynaklarına sahip kılma’ hedefi doğrultusunda ‘milli kültürümüzü muasır medeniyet seviyesinin üstüne çıkarma’ vasiyetini yerine getirmeye vazifeliyiz‘ diyecek ve başaracaksınız. Cumhuriyetimizin kurucusunun size hitabını tekrar tekrar okuyun, hatırlayın ve hatırlatın. Fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür olun. Sizlere bırakılan bilim ve akıl mirasını iyi değerlendirin.”
Ankara Üniversitesi Öğrenci Konseyi adına söz alan Öğrenci Konseyi Başkanı Abdurrahman Onur Alp Halaçlı kendilerini kabul ettikleri için Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Yalçın Topçu’ya teşekkürlerini ileterek “şahsım adına, bugün birlikte burada bulunduğum temsilci arkadaşlarım ve temsil etmekte olduğumuz 70 bin Ankara Üniversitesi öğrencisi adına devletimizle aynı masaya oturmaktan onur duydum” ifadelerini kullandı.
Ankara Üniversitesi Öğrenci Konseyi olarak öğrenci arkadaşlarının sosyal kültürel ve entelektüel anlamda kendilerini geliştirebilmeleri adına çeşitli faaliyetler yürütülürken bir yandan da devleti ve milleti ilgilendiren konularda kulak tıkamadan, bu meseleler hakkında da bilgi edinerek ve fikir beyan ederek gerektiğinde üniversite öğrencilerinin temsilcileri olarak milli bir duruş sergileme noktasında açıklamalar yapmakta ve bu yönde çeşitli etkinlikler düzenlediklerini vurgulayan Halaçlı, şöyle deövam etti:
" Maalesef bu zamana kadar üniversiteler ve öğrenciler hep isyanların ve ayaklanmaların başlangıcı gibi görüldü. Her zaman kaynamaya hazır şekilde birileri tarafından kullanılmış. Bizler de bu temsil görevinin gereği olarak bu gibi durumlara mahal verilmemesi için, bu gibi konularda boşluk bırakmamak adına bugünkü gibi faydalı etkinlikleri düzenlemekteyiz.
Ankara Üniversitesi ülkenin merkezi olan Ankara’nın kalbi bir konumda bulunuyor. Hem coğrafi konumuyla hem de yetiştirdiği devletimize ve milletimize faydalı şahsiyetlerle büyük bir isme sahiptir. Biz de böyle bir kurumun temsilciliği görevini, hakkıyla yerine getirmeye çalışıyoruz. Konseyimizin kapısı şu anda bulunduğumuz makam gibi vatan, millet, ezan ve bayrak aşkına bir şeyler yapmak isteyen herkese açıktır. Cumhurbaşkanı Başdanışmanımız Sayın Yalçın Topçu‘nun kabulüyle üniversite gençliği olarak devletimizle aynı masada buluştuğumuz için onur duyduk, çok mutlu olduk. Bu onur hem geleceğe dair ayaklarımızın yere daha sağlam basmasına, hem de milletçe içinde geçmekte olduğumuz süreci bizzat yetkili, tecrübeli ve bilgili bir ağızdan dinleme imkânı verdiği için bizlere çok faydalı oldu.”