ANKARA Valisi ve Ankara Kalkınma Ajansı Yönetim Kurulu Başkanı Alaaddin Yüksel, Türkiye’nin, havza boyutunda kalkınmada, yeni bir planlama anlayışında, kalkınma ajanslarını sistemin içine sokmakta geç kaldığını bildirdi. Yüksel, Ankara Kalkınma Ajansı’nın, Ankara Ticaret Odası’nda düzenlenen ikinci kalkınma kurulu toplantısında, Kalkınma Ajansı’nın ilk kez eksiksiz ve takım halinde sahaya çıktığını belirtti. Yüksel, Kalkınma Ajansı’nın geriye bakmadan hızlı adımlarla çalışmalarını sürdüreceğini söyledi.
Geç kalmış değiliz
Yüksel şöyle konuştu: “Ankaralıların küresel milenyum arenasında oynanan oyunları çok iyi algılaması gerekiyor. Dünya, kalkınmada bütün enstrümanları kullanıyor. Türkiye Cumhuriyeti Devleti, özellikle havza boyutunda kalkınmada, yeni bir planlama anlayışında, kalkınma ajanslarını sistemin içine sokmakta maalesef geç kalmıştır. Biz bu salonlarda bu anlayışı, 15-20 sene önce konuşmalıydık. Ama hiçbir şey için geç kalmış değiliz.”
Başkan Lale: Ankara biçilmiş bir kaftan
Kalkınma Kurul Başkanı Dr. Mustafa Lale ise, Sanayi ve Ticaret Bakanlığı tarafından hayata geçirilecek “Bilişim Vadisi” projesi için en uygun şehrin Ankara olduğunu bildirerek, “Ankara, altyapı ve arazi açısından en avantajlı şehirdir. Ankara, 11 üniversitesi ve beş teknoparkı ile büyük bir avantaja sahip. Konum itibariyle Türkiye’nin orta noktasında yer aldığı da dikkate alınırsa, Ankara bu proje için öndedir” dedi. Klasik sanayinin bitme noktasına geldiğini belirten Lale, “Sahip olunan bilginin ticarileştirilmesi konusunda dünyada ciddi bir rekabet var. Ucuz mallar satıp pahalı mallar almaya devam ettiğimiz sürece, dış ticaret açığımız da büyüyecektir. Dünyadaki çetin küresel rekabet ortamında başarılı olabilmek için, ileri teknoloji üreten bir ülke olmayı hedeflemeliyiz” diye konuştu.
Nihat Bingöl: Tamamını kamu finansa edecek
Devlet Planlama Teşkilatı (DPT) Gelişme ve Yapısal Uyum Genel Müdürü Nahit Bingöl de Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgelerindeki proje hazırlama kapasitesinin Batı bölgelerinden daha fazla olduğunu belirtti. Projelerin tamamının kamu tarafından finanse edilmediğini, yararlanıcıların da taşın altına ellerini koyması gerektiğini bildiren Bingöl, farklı projeler için farklı eş finansman oranlarının söz konusu olduğunu söyledi.