HACETTEPE Üniversitesi (HÜ) Kimya Bölümü araştırmacıları, şehir şebeke sularındaki miktarı tartışma konusu olan arsenik kirliliğinin çözümü için dünya genelinde ilk olan nanoteknolojik bir yöntem geliştirdi.
Yeni yöntemde, bir saç telinin binde biri boyutundaki nano partiküller, moleküler baskılama isimli teknikle, sulardaki ağır metalleri toplayarak dibe çökertiyor ve yeniden suya karışmasını engelliyor. Türk araştırmacıların çalışması, doktora tezi olarak literatüre de geçti.
HÜ Kimya Bölümü Başkanı ve HÜ Fen Bilimleri Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Adil Denizli, renksiz ve kokusuz bir madde olan arseniğin tarihte “ideal zehir” olarak bilindiğini ve içme sularındaki en toksik madde olduğunu ifade etti.
Dünyada bir çok bölgede doğal olarak oluşan yeraltı sularındaki arsenik kirliliği nedeniyle çok sayıda insanın arsenik zehirlenmesi riskiyle karşı karşıya kaldığını ifade eden Denizli, raporlara göre dünya genelinde Arjantin, Bangladeş, Şili, Çin, Macaristan, Hindistan, Meksika, Tayvan, Vietnam ve ABD’nin özellikle güneybatı eyaletlerinin risk altında olduğunu aktardı.
Yeniden suya karışmıyor
Prof. Dr. Denizli, doktora öğrencileri Veyis Karakoç ve Deniz Türkmen’in ortak çalışma konusu olan, “İçme Sularından Arsenik Uzaklaştırılması İçin Yeni Bir Strateji; Arsenik İyonları Baskılanmış Polimerler” isimli çalışmalarında moleküler baskılama yöntemiyle yalnızca arseniği tanıyan nano partiküller geliştirdiklerini bildirdi. Denizli, çalışmalarına ilişkin şu bilgileri verdi:
“Son yıllarda içme sularından arseniğin uzaklaştırılmasına yönelik nanoteknolojik yaklaşımlar mevcut. Biz bu çalışmamızda özellikle yer altı sularından arsenik uzaklaştırılması için arsenik tutma yeteneği olan manyetik özellikte polimerik nano partiküller sentezledik. Manyetik özellikleri nedeniyle polimerik nano partiküller kolayca kontrol edilip arseniği tutabiliyor. Bu pano partiküller arseniği topladıktan sonra yeniden suya karışımını da engelliyor.”
Denizli, akıllı nano malzemeler olarak da adlandırılan bu manyetik nano parçacıkların içme sularından arsenik uzaklaştırılması amacıyla kullanılabileceğini gösterdiklerini açıkladı.
Türkiye’de Kızılırmak suyunun Ankara’ya verilmesiyle gündeme gelen ve İzmir’in yer altı sularında arsenik kirliliğinin önemli boyutta tartışıldığını anımsatan Prof. Dr. Denizli, geliştirdikleri sistemle şehir şebeke sularından da arsenik uzaklaştırılmasının mümkün olabileceğini sözlerine ekledi.
Kanser tehlikesi
TÜRKİYE’de de özellikle batı bölgelerinde içme sularında arsenik için belirlenen maksimum kirletici seviyesinden daha yüksek miktarda arsenik derişimlerine rastlandığını bildiren Denizli, arsenik miktarlarına ilişkin, “Arsenik, içme suyuna büyük ölçüde mineral ve madenlerden karışır. Yer altı suları ve kuyu suları, topraktaki arseniğin çözünerek suya geçmesiyle yer üstü sularına göre daha yüksek oranda arsenik içerir. Bazı bölgelerdeki kayaların erozyonu sonucu akarsulardaki arsenik miktarı artar” diye konuştu.