Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay, "Biz AK Parti olarak kendimizi bu ülkenin birliğinin, bütünlüğünü çimentosu olarak görüyoruz. Bunun için hayatımızı ortaya koyuyoruz. Başbakanımız bunun için bütün riskleri alıyor, hükümet bunun için bütün riskleri alıyor. En ileri adımları atıyoruz" dedi.
Atalay, Habertürk televizyonunda yayımlanan Basın Kulübü programında soruları yanıtladı.
"İmralı'da ne değişti- Ne oldu da yıllar sonra bugün bu sürece katkı verip çözüm ve barıştan yana oldu" sorusu üzerine Atalay, herkesin Türkiye'de terörle varılacak bir nokta olmadığını bildiğini söyledi.
Türkiye'nin büyük bir geleceğe doğru yürüdüğünü vurgulayan Atalay, şöyle konuştu:
"Burada insanların Türkiye'yi bölmek, parçalamak gibi falan, terörle varmak istediği haince sonuçlar varsa Türkiye ona müsaade etmez. Ama vatandaşın geçmişte yapılmış yanlışlıklar sebebiyle ihlal edilmiş haklarını, hukukunu arama yönünde beklentiler varsa, terör hiçbir şeyin sebebi olamaz, yahut da hiçbir şey teröre bahane edilemez ama yani bölge vatandaşları olarak kastediyorum, onların hepsi adım adım telafi ediliyor. Şunu da kabul ediyoruz, Türkiye'de bugün devlet de çok değişti. Devlet kendisiyle hesaplaşıyor. Ben geçmişte hangi hataları yaptım da vatandaşlarımın bir kısmının güvenini kaybettim. Devlet, pek çok kesimin güvenini kaybetmişti, devlet benim de güvenimi kaybetmişti."
Atalay, devletin bugün, vatandaşların güvenini kazanmak için uğraştığını belirterek, bu zenginliğin nasıl yaşatılacağının mücadelesinin verildiğini söyledi. Atalay, "Biz AK Parti olarak kendimizi bu ülkenin birliğinin, bütünlüğünün çimentosu olarak görüyoruz. Bunun için hayatımızı ortaya koyuyoruz. Başbakanımız bunun için bütün riskleri alıyor, hükümet bunun için bütün riskleri alıyor. En ileri adımları atıyoruz" yorumunda bulundu.
Herkese, terörle bir noktaya varılamayacağını anlattıklarını vurgulayan Atalay, "Terör bitsin, Türkiye'nin eğer hala çözülmemiş, halledilmemiş demokrasi sorunları varsa veya Kürt kökenli kardeşimin hala başka sorunları varsa siyaset kurumu bir araya gelecek, herkes siyasetini yapacak ve bunları öyle çözecek. Bu işin geleceği budur" ifadesini kullandı.
Anamuhalefet ve muhalefet daha fazlasını dinlemek, sormak istiyorsa kapının açık olduğunu dile getiren Atalay, bunun yeni bir davet olup olmadığının sorulması üzerine, davetlerinin hala sürdüğünü kaydetti.
"Silahlarla yurt dışına çıkılmasını, sınırların terk edilmesini silahlar bırakılmış olarak mı görüyorsunuz" sorusuna Atalay, "Tabii, silahlar bırakılmış olarak... Başbakanımızın ifadesi budur. Terör unsurları yurt dışına çıkacak, ondan sonra da siyaset kurumu yapılması gerekenleri görüşecek" karşılığını verdi.
-Akil insanlar-
Akil İnsanlar Heyeti ile ilgili projenin faydalı ve başarılı olup olmadığıyla ilgili soruya Atalay, "Çok" yanıtını verdi.
Akil insanlarla zaman zaman görüştüğünü anlatan Atalay, "Sivil bir göz olarak devletle vatandaş arasında müthiş bir iş görüyorlar" değerlendirmesinde bulundu.
Akil insanların toplantılarına tepki gösterilmesinin normal olduğunu ancak şiddet kullanılmasını doğru bulmadığını bildiren Atalay, toplumun büyük kesiminin düşüncesini ilettiğini ve kendilerinin de bundan çok faydalandığını dile getirdi.
Atalay, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Amerika ziyaretiyle ilgili soruya ise bir vatandaş olarak baktığında başbakan ve heyetinin prestijli, kişilikli seyahati dolayısıyla gurur duyduğunu bildirdi.
-Suriye konusu-
Türkiye'nin Suriye politikasıyla ilgili soru üzerine Atalay, uluslararası camianın, BM'nin tutumunun bundan sonra farklı olacağını, görüşmelerin sonucunda uluslararası camianın Suriye konusunda daha atak tavırlar takınacağını beklemek gerektiğini bildirdi.
Atalay, Türkiye'nin Suriye konusunda uluslararası camiadan kopuk bir politika izlemek istemediğini ifade ederek, onun için BM'nin bu konuda daha aktif olmasını istediklerini söyledi.
Atalay, Başbakan Erdoğan'ın ABD ziyaretinde de Suriye konusunun ağırlık taşıdığını ifade etti. Beşir Atalay, "Amerika ziyareti başbakanımızın, gerek Amerika'nın Türkiye'yi algılaması ve Türkiye'nin liderine, başbakanına gösterdiği misafirperverce ve çok ileri tavır, gerek konuşmaların özü, bizim beklentilerimizi şu haliyle çok karşılayan bir ziyarettir bu" diye konuştu.
Başbakan Erdoğan'ın son yaptığı açıklamada Cenevre görüşmesi öncesi Rusya'ya bir ziyaret öngördüğünün hatırlatılarak, bunun ABD ziyareti öncesi alınan bir karar olup olmadığının sorulması üzerine de Atalay, "Bizim zaten Rusya ile görüşmelerimizde bir kesiklik yok. Oradaki ifadesinden, bu konuda görüşmeler biraz daha önem kazanacak. Öyle anlaşılıyor ki yani bugüne kadar Suriye konusunda bir anlamda farklı bakan Rusya ve Çin'in üzerine daha fazla gidilecek ve onlarla gerek Amerika'nın, gerek Cenevre platformunun, gerek Türkiye'nin kısa sürede görüşmeler olacak, onu anlayabiliriz" dedi.
-Erdoğan'ın Filistin'e yapacağı ziyaret-
Daha önce Başbakan Erdoğan'ın Filistin ziyaretinin sadece Gazze ile sınırlı algılandığını ancak Amerika gezisi sırasında Batı Şeria gezisi de olacağını söylediği belirtilerek, "Bu, Amerikan tarafının talebi miydi acaba" sorusu üzerine Atalay, şöyle konuştu:
"Bunu öyle de algılamamak lazım. Ben o manada bir talep gibi değerlendirmiyorum. Ama başbakanın başından beri, Türkiye'nin daha doğrusu, iki tarafı bir araya getirmek. Yani Gazze ile Batı Şeria'yı bir araya getirmek. El-Fetih ile Gazze'yi bir araya getirmek. O bizim zaten projemiz. Orada olumlu gelişmeler yürüyor. Zaten devlet başkanını yanına alarak beraber Gazze'ye gitmek gibi bir planı vardı. Yani buradaki esas amaç Filistin'de birliği sağlamak. O Türkiye için önemli bir hedef. Doğrusu ciddi şekilde gündemimizde olan bir konu."
"Esed'siz Suriye'nin daha tehlikesiz olabileceğine yönelik bir emare var mı" sorusuna karşılık Atalay, Suriye'de bu yüz yılın en büyük katliamının yaşandığını söyledi.
Atalay, Suriye'de ölenlerin sayısının yüz bine yaklaştığını anlatarak, şöyle devam etti:
"Suriye vatandaşları, her kesimi bir araya gelerek orada güzel bir Suriye'yi kurarlar. Ona meydan vermek lazım. Ama artık bu zalim, 100 bin kişiyi öldürmüş, 10 binlerce insanın, yani şu anda 1,5 milyona varıyor çevreye göç eden, başka yerlere giden, yaralı kaldı, sakat kaldı, her şeyini kaybetti insan. Böyle bir ülkede Esed'in gidip de devlet başkanı olarak devam etmesi ve Suriye'nin orada yürümesi mümkün değil."
-Yeni anayasa süreci-
Atalay, "Başkanlık sistemin anayasa konusunda olmazsa olmazı mıdır" sorusuna, "Başkanlık sistemi doğrudur, şu anda bizim tezimizdir. Partimizin görüşüdür. Kendimizin anayasa ile ilgili teklifidir. Ama eğer bu Uzlaşma Komisyonu'nda mutabakatı engelleyen bir unsursa biz bundan vazgeçeriz, yeter ki bir sivil anayasa yapılsın" yanıtını verdi. Atalay, yeni anayasanın yapılması için başından beri her tavizi verdiklerini belirtti.
"O zaman AK Parti süreç bu şekilde tamamlanırsa kendi önerisini mi getirecek" yönündeki soru üzerine Atalay, "B-C" planı gibi çalışmaları olduğunu vurgulayarak, yeni bir anayasa yapılmasını çok önemli gördüklerini bildirdi. Atalay, "Bu dönemde de siyaset kurumu yeni bir anayasa yapamazsa topluma mutsuzluk girer" yorumunda bulundu.
Bu Meclis'in anayasayı yaparak seçime gitmesi gerektiğini vurgulayan Atalay, bunun için başka çabalar da sarf edeceklerini belirtti. Atalay, "Şu anda uzlaşma komisyonu da çalışıyorken B planımızı, C planımızı da deklare etmek istemiyoruz. Çünkü o ahlaki olmaz, etik olmaz. Uzlaşma komisyonunun önünde halen en azından haziran sonuna kadar bir zaman var, onu beklemek gerekiyor" ifadesini kullandı.
Bu planlar arasında yeni bir anayasa yapılamıyorsa belli maddelerin değiştirilmesinin söz konusu olup olmadığının sorulması üzerine de Atalay, "Belki o, son seçenek olarak... Yani yeni anayasa için bütün şartları zorlamak herhalde gerekir" diye konuştu.
-Kılıçdaroğlu'nun Brüksel'deki açıklamaları-
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun Brüksel'de Başbakan Erdoğan'la ilgili sözleri ve Avrupa Parlamentosu Sosyalist Grup Başkanı Hannes Swoboda'nın buna tepkisi hatırlatılarak, "CHP ile hükümet arasında çok daha derin kırılmalar mı var" sorusu üzerine Atalay, "Bizim hiçbir partiyle derin kırılmalar falan içinde olmamız söz konusu değil. Biz zaten farklı bir partiyiz. Her parti farklı bir partidir" ifadesini kullandı.
Başbakan Erdoğan ile CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu'nun yurt dışında olduğunu hatırlatan Atalay, Erdoğan'ın ABD'de, Kılıçdaroğlu'nun ise Avrupa Birliği'nin başkenti olarak görülen Brüksel'de bulunduğunu söyledi.
Atalay, "Önümüze çıkan bir tablo var. Bir Washington tablosu, bir de Brüksel tablosu. Vatandaşlarımız görsün, mukayese etsin. Liderlik nedir, Türkiye'yi büyütmek nedir, Türkiye'nin menfaatlerini korumak nedir bir görsün" diye konuştu.
Kılıçdaroğlu'nun, Başbakan Erdoğan aleyhinde söylediği sözleri eleştiren Atalay, "Bugün yüz yılın en zalim insanı, yüz bin kendi vatandaşını katleden bir insan. Türkiye Cumhuriyeti'nin Başbakanı'nı, kendi başbakanını, onun da başbakanıdır Tayyip Erdoğan, ona benzetiyor. Bu olabilir mi- Bu rezillik... Böyle bir genel başkan olamaz, böyle bir anamuhalefet olamaz" dedi.
-Çözüm süreci-
Terör örgütünün sınır dışına çıkmasının ardından kendini yenileyip güçlenme fırsatı bulacağı belirtilerek, örgütün yeniden kendisini toparlamasıyla ilgili bir "B" planı bulunup bulunmadığının sorulması üzerine Atalay, şunları söyledi:
"Bu stratejinin nihai hedefi yurt dışında da silahların tamamen teslim edilmesi ve terörün tamamen bitmesidir. Dolayısıyla öyle bir ihtimal burada öngörülmez. Eğer o tür ihtimaller olursa, o tür şeyler yapanlar olursa biz her türlü duruma karşı tedbirliyiz. Güvenlik birimlerimiz zaten alanda. Bizim bugüne kadar terörle güvenlik boyutundaki mücadelemiz bütün ciddiyetiyle sürmüştür. Oradaki her tür hazırlığımız vardır. Türkiye büyük bir devlet. Bütün bunları hesap etmemesi mümkün değil. Ama bizim umudumuz, beklentimiz, çalışmamız, artık silahların da teslim edildiği ve yurt dışındakilerin de silahını teslim ettiği, bu işlerin tamamen bittiği günleri yakalamak inşallah."
Atalay, futbolda yaşanan şiddetle ilgili soruya karşılık da, bu konuda çok adım attıklarını bildirdi.
Özellikle futbolda şiddetle ilgili çok adımlar atıldığını, yasal düzenlemeler yaptıklarını anlatan Atalay, "Demek ki daha ileri psikolojik çalışmalar gerekiyor. Bunu sadece yasal düzenlemeyle yetinmeyeceksiniz. Yani spor kulüplerine çok iş düşüyor, spor adamlarına, federasyona, kulüp başkanlarına çok iş düşüyor. Stadyumları adeta savaş alanına döndürmekle... Bu spor falan değil" diye konuştu.
Atalay, programın sonunda sözlerini, "Başı dik, onurlu, büyüyen, gittikçe demokrasinin ve özgürlüğün geliştiği bir Türkiye var ve çok mutluyuz. İnşallah, insanlarımız farklılıklarıyla, ana dilleriyle, bütün inançlarıyla ülkemizde huzurla yaşayacak. Yani biz hükümet olarak böyle bir Türkiye'yi kurmak için uğraşıyoruz" diyerek tamamladı.
Ankara