Ankara'da, altı yıl önce aracında boğazı ve bilekleri kesilmiş halde bulunan ASELSAN mühendisi Hüseyin Başbilen'in ölümüyle ilgili önemli gelişmeler yaşanıyor. Savcılık, şüpheli ölümü aydınlatmak için olay yerinde bulunduğu iddia edilen intihar mektubu üzerine yoğunlaştı. Düğümü ise Adli Tıp Genel Kurulu'na yaptırmakta olduğu incelemenin çözeceği öğrenildi.Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından Hüseyin Başbilen'in ailesinin isteği üzerine yeniden açılan soruşturmada olayın intihar olmadığı yönünde bulgulara rastlandı. Savcılık olay yeri raporları ile Adli Tıp raporunun eksik ve yanlış uygulamalarla dolu olduğunu tespit etti. Olay yerinde bulunduğu iddia edilen ve dosyaya konulan bilgisayar çıktısı, intihar mektubunun çıktığı bilgisayar ve yazıcı ise henüz belirlenemedi.
Olay Yeri İnceleme ekibi tarafından düzenlenen raporda, Başbilen'in bilgisayarında 4 Ağustos tarihli dosyada intihar mektubuna rastlandığı belirtildi. Bilgisayarda yapılan incelemede söz konusu dosya bulunamazken, Başbilen'in kurum kayıtlarına göre o gün işe hiç gitmediği tespit edildi. Savcılığın sorusu üzerine, olay yeri incelemesini yapan jandarma, belgenin flash diskte olduğunu iddia etti. Flash disk ise bütün incelemelere rağmen bulunamadı. Geçtiğimiz haftalarda savcıya ifade veren Olay Yeri İnceleme ekibinden emekli Astsubay Ş.K., aracın içinde bulduğu diski üstlerine verdiğini söylemişti. Savcılık, flash diskin bulunması için Olay Yeri ekibini ifadeye çağırırken, flash diskin bulunamaması halinde olay yeri incelemesini yapan ekibe dava açılacağı öğrenildi.
Askerî Casusluk ve Ergenekon soruşturmaları kapsamında Gölcük Donanma Komutanlığı'nda yapılan arama sonucu elde edilen "aselsan.doc" isimli belgeyi de inceleyen savcılık, cinayet şüphesini güçlendiren kanıt olarak dosyaya koydu. Aramada bulunan bir harici bellek içerisindeki dosyada, "ASELSAN ve SAGEM'e yoğunlaşalım, sorun çıkaranlar var. Sorunun kaynağı bulunmalı, gereken yapılmalı." şeklinde ifadeler yer aldı.
Savcılık, Başbilen'in ölümünün ardından hazırlanan otopsi raporunun Adlî Tıp Genel Kurulu'nda onaylatılmadığı için yasal olmadığını saptadı. Adlî Tıp Daire Başkanlığı'nın 10 üyesinden 7'sinin 'intihar', 3'ünün de 'cinayet' dediği rapor, Başbilen'in cesedinin bulunduğu tarihte Olay Yeri İnceleme ekiplerince çekilen video kayıtlarıyla birlikte yeniden Adlî Tıp Genel Kurulu'na gönderildi. Başbilen'in ölümü ile ilgili soruşturmayı yapan jandarmanın olay yeri inceleme raporu da Başbilen'in ölümünden sonra hazırlanan otopsi raporunu yalanladı. Otopsi raporunda Başbilen'in boğazındaki 20 cm'lik kesiğin 2-3 cm olarak gösterildiği ortaya çıktı. Adlî kaynaklardan alınan bilgiye göre, 'psikolojik sorunlar nedeniyle intihar etti' denilen mühendis Halim Ünsem Ünal haricinde diğer mühendislerin psikolojik tedavi kaydı bulunmadı.
Adlî Tıp raporuna şerh koyan üç üye, gerekçelerinde "Başbilen'in boynunda ve bileğinde bulunan kesiklerin yönleri ve şekli ile kesik sayısının intihar vakalarında görülenin aksine tek kesik olması, ayrıca Başbilen'in parmaklarında kan izine rastlanmamış olmasının" cinayet ihtimalini gündeme getirdiğini belirtti.